kapat
15.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 


Terim kazık yemiş

Soru: Bütün Türkiye, Trabzon'un transfer ettiği Brezilyalılar'ı konuşuyor. Sizce fazla mı abartıldılar?

Trabzon'un Brezilyalılar'ı düşük maliyetlerine karşın, Beşiktaş karşısında takımlarına yaptıkları büyük katkıyla alkış aldı. Galatasaray da vaktiyle Brezilya'dan üç futbolcu getirmişti. Onlardan sadece Capone duruyor.

Abartmak bizde geleneksel bir hâl aldı artık. Dünyanın hiçbir futbolcusu için bir maçta karar verilmez. Ama Trabzonspor'un oynadığı takıma bakın; Beşiktaş. Maç nerede? Deplasmanda, İnönü Stadı'nda. Ve bu Brezilyalılar aldıkları her topta Beşiktaşlı rakiplerini vızır vızır çalımlıyorlarsa, 20-25 metreden kurşun gibi şutlar atıyorsa, Hagi'nin Milan'a attığı efsanevi golün bir kopyasını Beşiktaş ağlarına gönderiyorlarsa, bu adamların doğru seçim oldukları düşünülebilir. Çünkü, bu kadar başarının tesadüf ya da günlük olması zor.

Şimdi Trabzonspor bunların üçüne maaşları dahil, yıllık 150 bin dolar ödemiş. Halbuki Fatih Hoca bundan iki sene evvel hem de bugün nerede olduğu bilinmeyen bir Bruno'ya, niye alındığı hâlâ tartışılan Marcio'ya ve eh işte oynayan Capone'ye 3.5 milyon dolar ödediğinde "Bu paraya da ancak bunlar alınır" demişti.

Bugün dönüp Özkan Sümer'in toplam 150 bin dolara aldığı Brezilyalılar'a bir bakınca, insan ortada bir yanlışın olduğunu düşünmeden edemiyor.

2 yıl önce Brezilya'dan futbolcu transfer ederken Fatih Hocam'ı ya aceleye getirmişler, ya da kazıklamışlar.

Standart yok

Soru: Ligin ilk haftasında bazı pozisyonlar çok tartışıldı. Hakemlerin kararları masaya yatırıldı. Sizin bu tartışılan pozisyonlar için yorumlarınız nedir?

Hakem hataları her zaman olacak. Dünyanın her yerinde de olur. Ama benim üstünde durduğum hakem hataları çalınan düdükler ve gösterilen kartlar değil; çalınmayanlar ve gösterilmeyenler. Bir de hakem kararlarını hem kendi içinde hem de başka hakemlerinkilerle mukayese ettiğimde ortaya çıkan çifte standarda karşıyım. Bu hafta çifte standartta iki örneği de yaşadık. Bülent Uzun'un Suat'a iki kartı da doğru. Hatta bana sorarsan ikincisi doğrudan kırmızı. Buna karşılık G.Antep'in oyuncusunu kartı başkasına göstererek affetti.

Geçen sene G.Saray aleyhine yoğun şekildeki hakem hatalarıyla mukayese edersen, insanın midesi bulanıyor. Dileriz hata olarak kalır. Geçen yılki gibi başta Bülent Yavuz yeni bir hakem ittifakının görüntüsü değildir. Ertuğrul'un Johnson'ın ayağına basması kırmızı kart, doğru. Bir gün evvel aynı şeyi Nihat yapıyor, Trabzonlu'nun ayağına arkadan basıyor. Kart bile yok. Bir hakem verecek, öteki hakem vermeyecekse; bir hakem birine verecek, öbürüne vermeyecekse, iyi niyetten şüphe başlar.

Hata sorun değil. Sorun kötü niyet. Hakemlerin ve gözlemcilerin en çok buna dikkat etmesi lazım.

Suat'a cezayı görmeden inanmam

Soru: Galatasaray yönetimi, kırmızı kart gören Suat'a ağır ceza vermeye hazırlanıyor. Suat bunu haketti mi sizce?

Bu lafları bugüne kadar çok duydum. Galatasaray'da yıllardır söylendi, ama uygulanmadı. Neticede iş bu noktaya geldi. Şimdiki yönetimde sözüne fevkalâde güvendiğim bir Fatih Altaylı var. O söylüyorsa, bir ihtimal bu sezon işi ciddi tutacaklar demektir. Ama sezon başından ciddi tutsalar, zaten Suat olayı olmazdı. Hazırlık maçlarında yaptıklarından sonra Arif ve Hasan ceza görseydi, Galatasaray Gaziantep'te lig maçında 10 kişi kalmazdı.

Üstelik Başkan Mehmet Cansun, Arif ve Hasan Şaş'ın ceza göreceklerini isim vermeden de olsa bana ima etti. "Pazartesi iki kişinin canı yanacak" dedi. Aradan üç pazartesi geçti. Kimsenin canı yanmadı ve Suat kırmızı kart gördü.

Bundan sonra görmeden inanmam. Gerekirse kadrodışı bırakılma cezası bile verilmeli. Galatasaray bu cezayı geçen sene Emre ve Okan'dan birine verseydi, büyük olasılıkla şampiyon olurdu. Tedavi bazen ilaçla olur; o aşamayı geçmişse de operasyon gerektirir. O operasyonu yapmazsan bütün vücut kangren olur. Galatasaray'ın bugünkü görüntüsü bu. İbret-i alem adına çok sert önlemler lazım.

G.Saray'da çok ciddi bir disiplin problemi var. G.Saray başıboş. Daha doğrusu Fatih Terim gittiğinden beri, Lucescu geldiğinden beri başıboş. Bir sürü adam geçen sene Avrupa'ya şov yapıp transfer için oynadı. Takım için oynamadı. Ve Avrupa'ya imza attıktan sonra, bir de "Atmadık" diye yalan söyleyerek ayaklarını topa uzatmadan sezonu tamamladılar. Bu sene aynı durumda Hasan Şaş'ı görüyorum. Avrupa'yı kafasına koymuş. Her maçını Avrupa'da fiyatını arttırmak için şov olsun diye kullanıyor. Tamamen kendine müslüman. Bu kafada oynarsa, Galatasaray'a yararlı mı olur, zararlı mı. Hemen bugün satılması lazım. Hiç olmazsa para getirir. Ya da adam gibi oynamasının sağlanması gerek.

Şen, Yıldırım'ı avucuna almış

Soru: Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Bodrum'da eski başkan Ali Şen ile biraraya geldi. Ne dersiniz, ufukta barış mı var?

Ali Şen'in her eylemi, her işlemi hesaplıdır. Sonunda Aziz Yıldırım'ı da avcunun içine almayı başardı. Helâl olsun adama!

www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır