kapat
28.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

banner
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ALİ BAYRAMOĞLU(abayramoglu@sabah.com.tr )

Neşter darbeleri

Her iki yasa maddesi de Mussolini dönemindeki faşist düzenlemelerden alınmış. Aynı kökene sahip kardeşleri 141 ve 142 tarihe karıştığı halde onlar "zaman"a, "demokrasi"ye ve "özgürlüğe" direniyor.

Bunlardan birincisi, Türk Ceza Kanunu'nun 159. maddesi şöyle diyor:

"Türklüğü, Cumhuriyeti, Büyük Millet Meclisi'ni, hükümetin manevi şahsiyetini, devletin askeri ve emniyet muhafaza kuvvetlerini veya adliyenin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve teyzif edenler, bir seneden altı seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır..."

160. madde, yani ikincisi ise şöyle:

"159'uncu maddenin birinci fıkrasında beyan olunan hususlar hakkında takibat yapılması Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlıdır..."

Birinci madde "eleştiri ile hakaret arasında hiçbir sınır çizmediği", bazı kavram ve "kurumları eleştiriye yasak kıldığı" oranda hukuka, özgür düşünceye, Silopi kayıpları gibi "bazı gerçeklerin sorgulanmasına meydan okuma"ya devam ediyor.

İkinci madde, suç isnadı halinde, "soruşturmayı yapacak savcının sicil amiri olan idari makamın iznini" ya da tersten söylenecek olursa, "emrini" gerektiriyor. Her tür objektif hukuk kuralını çiğniyor, yargıyı daha "kaynak noktası'nda siyasileştiriyor...

Türk demokrasisinin öyküsünün kara yüzünü oluşturuyor bu yasalar. 40 yıl önce hangi gerekçelerle uygulanmış, ne denli fütursuzca kullanılmışlarsa, bugün de öyle uygulanıyor ve kullanılıyorlar.

Ferai Tınç dün köşesinde soruyordu:

"Ömür boyu 159'a mahkum bir toplumda düşüncenin özgürleşmesi mümkün mü?"

Bu soruyu bir de hukuk profesörü unvanı taşıyan Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e sormalı?

Taşıdığı unvanları haketmek isteyen bir Adalet Bakanı'nın yapacağı ilk iş bu tür yasaları temizlemek için gayret göstermek değil midir?

Diyelim ki olmadı. Peki, yasalar sadece metinlerle değil, hukukun ve özgürlüğün ruhuna uygun yorumlarla hayat bulmazlar mı? 159. Maddeden açılacak soruşturmalar Adalet Bakanlığı'nın iznine tabi kılındığına göre bu izin, "soruşturma savcılarını bağlayacak bir emir hali"nden çıkarılarak, Bakanlık keyfi girişimlere, "özgürlüğün üzerine sallanan keskin kılıçlara tampon görevi" yapamaz mı? En azından hukuk ve adaleti dilinden düşürmeyen bir bakan, bu yönde bir çaba harcamaz mı? Harcamıyorsa, koca bir toplumun hukuk dışılığa, hatta cebre mahkum kılınmasının vebalini taşımaz mı?

Hikmet Sami Türk, bu vebali taşıyıp taşımadığı sorusunu kendisine pek sormuşa benzemiyor. Nitekim Adalet Bakanlığı'na gelen çeşitli yazılarla ilgili "en abuk sabuk suç duyuruları"nı, "suç ifade etmenin çok dışında duran, sadece belli kişilere ve belli bir düşünceye yönelik nokta atışı" olduğunu haykıran suç duyurularını bile soruşturmaya havale ediyor. Ve hemen her soruşturma, tahkikat, savcıların bakanlıkla olan "sicil bağı" dikkate alınınca, mahkemelere giden fezlekeler haline dönüşüyor. Ve her fezleke özgürlük alanını biraz daha daraltıyor.

Peki şuna ne demeli:

Aynı bakanlık, kendi izniyle açılmış bir davada verilen beraat kararının bozulması için Yargıtay'a başvurabiliyor. "Kanıtların değerlendirilmesinde, (kanıt dediği de sadece bir yazı) yanılgıya düşüldüğünden" söz edebiliyor. Yani yargının verdiği karardan tatmin olmuyor, ideolojik nitelikli bir cezalandırma istiyor. Dün de söz ettik bu olaydan; daha üç beş gün önce Ahmet Altan'ın başına geldi.

Hikmet Sami Türk bu gelişmeye ne diyor acaba?

Eğer olaydan haberi varsa, bu davranışı yargının, hatta hukukun devletleştirilmesinden, by-pass edilmesinden başka ne ifade eder?

Eğer haberi yoksa bu, kendisinin, hatta bakanlığının by-pass edilmesi değil midir?

Bu halde, 159 ve 160. madde, anti-demokratik bir düzenin, bozulmuş kurumlar hiyerarşisini ortaya koyan "neşter darbeleri" gibi olmasın sakın!


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır