kapat
28.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi


Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ŞELALE KADAK(skadak@sabah.com.tr )

Güler Sabancı'nın şarabı yurtdışından sipariş aldı

Bugünlerde Güler Sabancı ve dayısı Orhan Türker'in keyfine diyecek yok. Kendi deyimleriyle 'hayallerinin gerçekleşmekte olduğunu görmenin mutluluğunu' yaşıyorlar. Çünkü şarap üretme sevdası daha düne kadar bir hobiydi ama geçen hafta Gülor'un G'si Fransa'da görücüye çıkınca işin rengi değişti. Fransa'da Gülor şaraplarına Japonya, Kanada, Lüksemburg, Belçika ve Almanya'dan sipariş geldiğini öğreniyoruz.

Sabancı ve Türker, aslında her ne kadar hobi diye başladılarsa da, işi ciddiye aldıklarını, Şarköy'de kurdukları üzüm bağıyla göstermişlerdi. Önceleri civarda yetiştirilen üzümleri kullanarak Şaheste ve Berçeste markalı sofra şaraplarını üreterek işe koyulmuşlardı. Ancak asıl, 5 yıl önce diktikleri ithal fidelerden 1998'de üretmeye başladıkları Cabernet Sauvignon Merlot ve Sauvignon Blanc şaraplarıyla bu konuda iddialı olduklarının sinyalini vermişlerdi. İkili, Ocak ayında ise G'nin yeni bir kırmızısını daha şarap tutkunlarına sundu. İtalyan meşeli birinci kalite Sangiovese Montepulciano da, Fransa'nın Bordeaux bölgesinden gelen şarap uzmanlarının elinden geçmişti.

Uluslararası Şarap Fuarı Vinexpo 2001'e katılan Gülor'un G'sinin son durağı Fransa'nın Bordeaux bölgesinde dünyaca tanınmış Şato Belair oldu. Dayı Türker, Şatoda, yılda 'Premier Grand Cru Classe' etiketine sahip 50 bin şişe kırmızı sek şarap üretildiğini belirterek, bu yıl takdim ve tadıma ilk kez bir Türk şarabının yani G'nin katıldığını anlatıyor. Bu vesileyle Sabancı ve Türker, geçen hafta Fransa'ya gitmişti. Anlatılanlara bakılırsa, aralarında gazeteci, degüstatör, şarap alıcı ve üreticilerinin bulunduğu 300 kişilik davetli grup G'yi test etmiş ve tadımlardan sonra bir çok ülkenin şarap alıcılarından siparişler gelmiş.

Bordeaux'nun filozofu olarak bilinen ve şatonun da direktörlüğünü yapan Pascal Delbeck'in de G'yi çok iyi bulduğu belirtiliyor. Özellikle G'nin üretiminde Fransız profesörlerin katkısının bulunması da ilgi çekmiş.

Uluslararası marka
Peki Gülor, uluslararası siparişlere cevap verecek mi? Orhan Türker, kapasiteyi arttırmaları halinde verebileceklerini söylüyor. Şimdilik 150-200 şişe göndermeyi planladıklarını anlatıyor. Geçen yıl 15 bin şişe Gülor üretilmişti. Bu yıl bu rakam 25 bin şişeye çıkmıştı. Şimdiye kadar hepsi iç piyasaya, yani 5 yıldızlı otellere ve şarküterilere verilmişti. Görünen o ki, G uluslararası olmak için yola koyuluyor. Fransa'dan henüz dönen Türker bu kez iddialı. Gülor uluslararası bir marka olma yolunda hızla ilerleyecek.

Dünyada prestij için şarap üretenler çoğalıyor
Tesadüf bu ya, Orhan Türker'den G'nin Bordeaux macerasını dinlediğim gün, International Herald Tribune gazetesinin hafta sonu ekindeki 'şarap' yazısına göz atıyordum. Türkiye'de özellikle son dönemde şarap üretmenin sanki bir moda gibi yayıldığını düşününce yazıyı ilginç bulmamak mümkün değil.

Diyor ki, çok az yatırımcı bir elma bahçesi ya da soya fasülyesi çiftliği için 500 bin dolar yatırır. Ama şayet önlerine bir üzüm bağı koyarsanız hele bir de bu bağ şöyle romantik bir yerdeyse gözlerinin parladığını görürsünüz. Hemen oracıkta para üreten üzümler ve bir şarap markasının hayalini kurmaya başlarlar. Sırf prestij uğruna şarap üretme işine dalanların sayısı da az değil.

Üzüm yetiştirilen ve şarap üretilen bölgelerdeki arazi fiyatları da giderek artmaya başlamış. Örneğin, ABD'de Napa Vadisi'nde üzüm bağlarının bulunduğu bölgelerdeki arazilerin bir hektarının fiyatı 369 bin ile 492 bin dolar arasında değişmeye başlamış. Fransa'da örneğin Champagne'de arazilerin bir hektarının fiyatı 302 bin dolar, Bordeaux'da 43 bin dolar, İtalya'nın Piedmont bölgesinde arazilerin bir hektarının fiyatı 56 bin ile 87 bin dolar arasında değişiyormuş.

Hemen altında "Bir şarap markası gerçekten global olabilir mi" başlığı taşıyan bir başka yazı vardı ve dünyada şarap konusunda yeni bir eğilimin başladığını anlatıyordu. Bira ve alkolsüz içki üreten şirketler şarap üretimine soyunmaya başlamış. Sebebi de bu tarz içeceklerin tüketiminde yüzde 1 gibi çok az artış olurken, dünyadaki şarap tüketiminin çok daha hızlı artıyor olmasıymış. Geçen yıl şarap satışları yüzde 2.8 oranında artmış. Ancak global bir şarap markası yaratmanın zorlukları da az değil. İyi bir bira üretmek için know-how yeterliyken, iyi şarap üretmek için doğanın yardımcı olması şart. Şarap çok iyiyse bile, bu kez de hep aynı kalitede, tanınmış şarabı dağıtmak önemli hale geliyor. Yani global marka yaratmanın deveye hendek atlatmaktan daha zor olduğu da bir gerçek.

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır