kapat
28.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi


Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Alokurye
 

Büyük tüp alacak para yok


Büyük oğullarının ÖSS giriş parasını bile veremeyen Özkoçan Ailesi, sadece 'gün'ü kurtarabilmek için çırpınıyor; ufacık zevkleri bile geride bırakmışlar...
Günde 3-4 milyon lirayla mutfağı çevirmeye çalışan Zühre Hanım, büyük tüpe gelen zamlardan bıkmış, "Yemeği iki aydır küçük tüpte pişiriyorum" diyor

Şubat krizinden sonra, beli iyice kırılan ortadirek, yarınını düşünmeden gününü kurtarma savaşı veriyor. Özkoçan Ailesi de onlardan sadece biri. 3 çocuklu Özkoçan Ailesi'nin eline ayda 800 milyon lira geçiyor, zorunlu harcamalardan sonra elde kalan ise 200 milyon lira.

Baba Cengiz Özkoçan "ÖSS sınavına giriş parası veremediğimiz için oğlumuz İlker'in geleceğini kararttık" diye feryat ediyor. Ailenin en büyüğü Ayşe babaanne ise "Her ay rahmetli eşimin emeklilik parasını kefen param diye bir köşeye kaldırıyorum, çocuklar yetiştiremeyince parayı onlara veriyorum" diye dert yanıyor. Özkoçanlar'ın 3 çocuğu ise kriz günlerinde ailelerine destek olmak için aynı şeyi söylüyorlar: "Biz hep, hiçbir şeye ihtiyacımız yok diyoruz."

'PASTA-BÖREK YOK'
Geçim sıkıntısını en iyi bilen 38 yaşındaki evin hanımı Zühre Özkoçan. Çünkü günü 3-4 milyon lirayla geçirmeye çalışıyor. İşte Zühre Hanım'ın anlattıkları:

"Her hafta büyük tüpe zam geldiği için iki aydır yemeği küçük tüpte pişiriyorum. Tencere kaynatmak bu devirde gerçekten çok zor. Eskiden haftada iki-üç kez pasta börek yapılırdı artık kolay kolay olmuyor. Günü 3-4 milyon lirayla geçirmeye çalışıyoruz. Bir iki yıl öncesine kadar et alıp mangal yapmaya pikniğe gidilirdi. Şimdi mümkün değil. Gelen para elektrik, telefon, su parası derken yok oluyor. Otobüse, dolmuşa olabildiğince az binip yürüyoruz. Çocuklarımla gurur duyuyorum. Ekonomik koşullarımızı çok iyi biliyorlar ve çocuk olmalarına rağmen alamayacağımız hiçbir şeyi istemiyorlar."

ÇOCUKLAR BİLİNÇLİ
Özkoçan Ailesi'nin 3 çocuğu var; üçü de dertli. Sosyal aktivitelere para ayıramamaktan, ÖSS sınavına girememekten, karne hediyesini alamamaktan yakınıyor ama üçü de yaşadıklarının farkında; ellerinden geldiği kadar ailelerine destek olmaya çalışıyorlar.

İlker 17 yaşında, ticaret lisesi mezunu. ÖSS'ye ekonomik nedenlerden dolayı girememiş; en çok da özel hayatının olmamasından yakınıyor:

"ÖSS'ye bu yıl giremedim. Eğer ailenize yük olmamayı düşünüyorsanız çalışmak zorundasınız. Orta sondan beri saatçi dükkanında çalışıyorum. Hiçbir sosyal aktiviteye katılmıyorum. Bu yüzden özel hayatınız da olmuyor."

14 yaşındaki Didem, bu yıl lise 1'e geçmiş. "Okul tatil olduktan sonra bir kuaförün yanında çalışmaya başladım. Haftada 15 milyon veriyordu. Sabah 6.30'da işbaşı yapıp, akşam 9.30'da eve geliyordum. Dayanacak gücüm kalmayınca bıraktım" diyor.

12 yaşındaki Ali Can ise "Bu yıl sınıfımı takdirnameyle geçtim. Annemlerin bisiklet sözü vardı ama alabileceklerini sanmıyorum. Babam, anneme sürekli sıkışık olduğumuzu söylüyor" diyor.

Dükkanın kirası için arabamı sattım
Özkoçan Ailesi'nin reisi Cengiz Özkoçan'ın mesleği marangozluk. 1.5 yıl önce açmış marangoz atölyesini. Showroom açma hayallerini kriz yüzünden ertelemek zorunda kalmış. En çok da oğlunu okutamadığı için feryat ediyor. İşte çaresiz babanın anlattıkları:

"Bu marangoz atölyesini bir buçuk yıl önce açtım. Bundan altı ay öncesine kadar küçük bir yer kiralayıp showroom olarak kullanmayı düşünüyordum. Krizden sonra işler değişti. Bırakın showroom açmayı, kirayı ödeyemez duruma geldim. Nisan ayında borçlarımı ödeyebilmek için Renault marka arabamı satmak zorunda kaldım. Ayda 800 milyon kazanıyorum. Giderlerin ardından elime kalansa sadece 150 ile 200 milyon lira arasında bir şey."

SOĞANIMIZ BAHÇEDEN
Cengiz Özkoçan, hayallerini nasıl ertelediğini şu sözlerle anlatıyor:

"Bu yıl üniversite sınavına giriş parasını veremediğimiz için oğlum maalesef sınava giremedi. Onun geleceğini kararttığımızı düşünüyorum. Şimdiden kara kara 150- 200 milyon lira olan okul kayıt parasını düşünüyorum. Öğle yemeği için yapacağım salatının soğanını bahçemde yetiştiriyorum. Üzerimdeki pantolonu hem evde hem iş yerinde giyiyorum. Eşimin istediği dikiş makinesini gelecek yıla kaldı."

Alper URUŞ

www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır