kapat
23.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi


Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )

Suçlu başka, cezalı başka

Atalarımız "şeriatın kestiği parmak acımaz" demişler ama Fazilet'i kapatma kararı canımızı çok yakacak..

Türkiye'nin krizden çıkış çabaları bu karar daha verilmeden etkilenmeye başlamıştı, sürecek...

Parti kapatan bir demokrasi olarak Türkiye'nin AB süreci büyük zarar görecek.

Suç işleyen cezasını çeksin..

Merve Kavakçı'nın meclisteki yemin töreninde lâik rejime meydan okuyan eylemini himaye eden, belki organize eden Nazlı Ilıcak hakkındaki karar, kamu vicdanını tatmin etmiştir.

Cumhuriyet meclisine karşı suç işleyen bir milletvekili, o meclise yakışmaz. Bu onurun elinden alınması ve mahkemede yaptığının hesabını vermesi, bir avuç rejim düşmanı dışında kimseyi rahatsız etmez, tersine rejime ve adalete güveni arttırır.

Fatura millete
Ama parti kapatma cezasının daha büyük faturasını ekonomik programa vereceği zarar nedeniyle millet, demokrasi sicilimize işlenen not nedeniyle AB hedefinden uzaklaşan ülke ödeyecektir.

Öte yanda partileri kapatılanlar utanmasalar zil takıp oynayacaklar.

Erbakan "Kapatma kararının toz kadar değeri yoktur. Kapıdaki levhayı değiştirir yola devam ederiz" diyor..

Fazilet içindeki muhaliflerin önderlerinden Abdullah Gül "Yeni parti için biz hazırlıklarımızı tamamladık" diyor..

Bölünmenin suçlusu olmamak iki kanat için de önem taşıyordu. Ne yönetim muhalifleri atıyor, ne de "yenilikçiler" ayrılmayı göze alabiliyordu. Kapatma kararı ekmeklerine yağ sürdü.

Ceza değil, bir anlamda ödül gördüler!

Bir teselli var
Denilebilir ki "Anayasa Mahkemesi, salt hukuka bağlıdır, başka kaygılar onu etkilemez.."

Bu doğruysa karar saati niçin hafta sonuna ve piyasaların kapandığı saate denk getirildi?

Belli ki yüksek mahkeme, piyasalarda doğabilecek paniği önlemek istedi. O zaman duyarlılığını daha geniş tutabilir, meclise yeni Anayasa değişikliklerini geçireceği zamanı da tanıyabilirdi.

Tek teselli, kararın bir ara seçim mecburiyeti doğurmamasıdır.

Bu durum, ekonomik programa yönelik olası riskleri göğüslenebilir düzeyde tutacaktır.

Ama Türkiye, bireysel suçtan parti kapatan ülke olma ayıbını taşımaya devam etmemelidir.

Kapatma kararı partileri rehavete sokmamalı, meclis çağdaş bir demokrasiye olan özlemini kanıtlamak için Anayasa değişikliklerini hemen ele almalıdır.

Zararın neresinden dönülse kârdır..

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır