kapat
16.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

İstanbul üçüz doğurdu


Londra ve Paris yılda 70 milyon turist çekerken, tarihi ve coğrafi yapısıyla dünyanın en güzel kentlerinden biri olan İstanbul'a yılda sadece 2.5 milyon turist geliyor. Bakan Mumcu, rakiplere yetişmek ve İstanbul'un turizm gelirini beş yılda 20 milyar dolara çıkarmak için hazırladıkları 'Üç İstanbul' projesini hayata geçirmeye hazırlanıyor
Bu bir İstanbul düşü. Aslında düş değil, kağıtlara dökülmüş, örnek projeleri hazırlanmış yepyeni bir İstanbul'un çok değil, birkaç yıl sonraki hali. Turizm Bakanı Erkan Mumcu, Mithat Cemal Kuntay'ın kitabından esinlenerek projeye "Üç İstanbul" adını vermiş.

Bakan Mumcu'yla üç ayaktan oluşan projeyi konuşurken heyecan duymamak mümkün değil. İtiraf etmeliyim ki, hep içimden 'Böyle bir projenin hayata geçişine izin verecekler mi', 'Projenin İstanbul'u bir turizm kentine dönüştüreceği kuşku götürmez. Peki hayata geçmesi için gerekli kanunlar zamanında Meclis'ten geçecek mi?' gibi sorular geçti durdu.

20 MİLYAR DOLAR TURİZM GELİRİ
Bakan Mumcu'ya göre, sadece İstanbul'un turizm gelirinin 20 milyar dolara ulaşması hiç de zor değil. Yeter ki atılması gereken adımlar zamanında atılsın. Mücevher kadar kıymetli bir kent olan İstanbul'un yılda sadece 2.5 milyon turist çektiğini düşününce, insana 20 milyar dolarlık turizm geliri hiç gerçekçi gelmiyor. Oysa Bakan diyor ki, Londra 75 milyon, Paris 65 milyon turist çekiyor. Prag'ın 20 milyon turisti rahatlıkla ağırladığını göz önüne alırsanız, coğrafi konumu ve tarihsel geçmişiyle İstanbul'un daha fazla turist çekmemesi için hiçbir sebep yok.

Ama bunun için İstanbul'u bir turizm kenti olarak yeniden tanımlamak ve kenti 'pazarlamak' gerekiyor. Yani fuar, kongre, kültür odaklı bir kent turizmine dinlence ve eğlenceyi de katarak İstanbul'u dünyanın en cazip turizm kentine dönüştürmek...

BEŞ YILDA BİTER
Eminönü'nü, Beyoğlu'nu, Unkapanı Köprüsü'nden başlayarak Kabataş'a kadar giden kıyı şeridi, Tünel ve Beyoğlu'nu da içine alan restorasyonu, Kilyos'ta teknoparkı, botanik bahçesi, golf alanları, otelleri, evleri, eğlence mekanlarıyla yepyeni bir kenti kapsayan 'Üç İstanbul' için Bakan Erkan Mumcu, "Bunlar hayal değil. Proje beş yılda tamamlanır ve yılda 20 milyar dolar turizm geliri getirir" diyor.

Proje kendi kendini yaratan (self-generated) bir proje olacağından devletten tek bir kuruş paranın da çıkmayacağını anlatan Mumcu, ya tıpkı Atatürk Havalimanı'nda olduğu gibi yap-işlet-devret modelinin uygulanacağını ya da isterse mülk sahibinin projeyi yapabileceğini söylüyor. Örnek olsun, konsepti belirlesin diye proje hazırladıklarını ancak asıl projelerin düzenlenecek ödüllü yarışmalarla ortaya çıkacağını ve yurtiçinden, yurtdışından herkesin katılabileceğini belirtiyor. Mumcu iddia ediyor ki, böylece Türkiye'ye 5 milyar dolar yabancı sermaye gelecek.

Bakan Mumcu, "Adamlar Londra'da Thames nehrinde sürekli tekne turu yapıyor. Biz bir Boğaz turu satamıyoruz. Hep diyoruz ki İstanbul bir cennet. İyi de cennet bir turizm değil ki. Çeşitli ürünlerle beslemezseniz kimse de gelmez" diyor ve İstanbul halkının şehri bir turizm kenti olarak algılamalarını sağlamakla işe başlayacaklarını söylüyor.

Tüm bunların start alması için gerekli olan kanunun çıkması şart tabii ki. Turizm bölgesi kavramı yeni kanunla gelecek. Bölgeyi, turizm bölgesi olarak yöneten özerk kamu tüzel kişiliğine ait bir organ olacak. Adı da Turizm Hizmet Birliği olacak ve belediye, valilik, ticaret odası, sivil toplum örgütleri, sektör örgütleri bu birliğin içinde yer alarak turizm kenti İstanbul'u yönetecek.

Yeni İstanbul

İşte böyle doğacak Kilyos'ta yeni bir kent
Erkan Mumcu, İstanbul'un 2-3 günlük ziyaretler için ideal bir kent olduğunu; ancak turistlerin süreyi uzatmalarını sağlamak için başka unsurlar katmak gerektiğini belirtiyor. İstanbul'u 10 gün kalınacak bir turizm merkezi haline getirmek için yeni bir kent yaratmanın şart olduğu görüşünden yola çıkarak, Batı Karadeniz'de yer alan Kilyos için de bir proje hazırlanmış.

Bölgenin uzaydan çekilmiş fotoğraflarına bakınca içinizin acımamasına imkan yok. Doğa çeşitli bölgelerde öyle çok zarar görmüş ki... İşte bu nedenle, daha önce kömür madenlerinin yer aldığı ve tabiatın tahrip edildiği bölgenin, yeniden sağlığına kavuşturulması amaçlanıyor. Üstüne de kongre turizmi için gelenlerin ailelerinin de güzel vakit geçirmelerinin sağlanacağı bir kent projesi tasarlanmış.

Oteller, tatil köyü ve konutların da yapılacağı Kilyos'ta, bir teknopark, botanik bahçesi, golf tutkunları için golf alanları, güzellik ve sağlık merkezi, marina, alışveriş ve kongre alanları ve ahşap evler yer alacak. Yani Kilyos'a gelen herkes isteğine uygun bir şeyler bulacak. Mumcu, bölgede bir formula pisti yapılmasının dahi düşünüldüğünü anlatıyor.

İşyerleri İkitelli'ye
Eminönü yarımadası da bir turizm bölgesi olarak yeniden restore ediliyor. Bölgedeki işyerlerinin alternatifi hazır. İkitelli-Güneşli bölgesinde esnafın da gelmesini kolaylaştırmak ve bölgeyi cazip kılmak için Serbest Turizm Ticaret bölgesi kuruluyor. Bakan Mumcu Dubai'nin yaptığını Güneşli'de yapacaklarını ve alışveriş cenneti kuracaklarını anlatıyor. Böylece Laleli pratiği daha planlı ve hukuki düzeye taşınacak, örgütlü olacak. Mumcu bu anlayışın bavul turizmini de teşvik edeceğini belirtiyor. Serbest bölgenin bir kalite kurumu tarafından denetlenmesi sağlanarak, yapılan alışveriş yüzde 100 tatmin güvencesi ile teminat altına alınacak. Serbest bölgenin müşteri odaklı yönetimi kamu tüzel kişiliği niteliğinde ancak bölge içinden seçilecek.

Tasarım enstitüleri
Turizmin en önemli unsurlarından biri olan hediyelik eşyalar konusu da projede önemli bir yer tutuyor. Türk el sanatlarını geliştiren ve modern ihtiyaçlara göre hazırlayan bir dizayn enstitüsü kuruluyor. Mimar Sinan Üniversitesi'nde bir eğitim merkezi açılıyor. Bakan Mumcu, "İki tane kavalla, bir lokumla bu iş olmaz. Örneğin bakırcılığı modern yaşama göre yeniden dizayn etmelerini sağlayacağız" diyor.

AŞÇILIK OKULLARI
Eminönü yarımadasından esnaf taşınınca, binaların otellere ve pansiyonlara dönüşmesi de mümkün olacak. İsteyen bina sahipleri tarihi yapısını koruyarak, Osmanlı konseptine uygun binalarını restore edecek. Osmanlı mutfağına yer vermek isteyen olursa, önce aşçılık okulunda hem profesyonellere hem de amatörlere eğitim verilecek.

Beyoğlu'nda butik oteller
Beyoğlu ve çevresinde Stockholm ve Prag gibi eski şehirlere bakılarak proje geliştirilmiş. Tüm binalar tanımlanmış ve tasarımları da yapılmış. Modern yapılar da ihmal edilmemiş. Taksim'den Unkapanı köprüsüne inen turistlerin Dolmabahçe'ye kadar olan kıyı şeridi boyunca eğlenmeleri, alışveriş yapmaları, yemek yemeleri; kısacası güzel vakit geçirmeleri planlanmış. Halka açık yürüyüş alanları, restoranlarla bölge canlandırılmış.

İSTANBUL'UN EN BÜYÜK MEYDANI
Mumcu, Salı Pazarı diye bilinen Karaköy'deki antrepolardan birinin kaldırılması halinde, Tophane'de İstanbul'un en büyük meydanlarından birinin çıktığını gördüklerini ve bu meydanın üzerindeki yolu da 500 metre kadar tünele çevirerek büyük bir yürüyüş alanı yarattıklarını anlatıyor. Karaköy Limanı'yla birleşen, içinde alışveriş mekanları, spor ve eğlence merkezleri, restoranların bulunacağı kompleks, yine yap-işlet-devret modeliyle ihaleye çıkarılacak. Sadece buradaki projenin maliyeti yaklaşık 250 milyon dolar. Limandaki gümrüklü alan sorunu ise, alışveriş merkezinin liman bölgesinde ikinci kata çıkarılmasıyla çözülüyor.

Bakan Mumcu'nun anlattıklarından şu ortaya çıkıyor: Turistler, kıyı şeridi boyunca yürüyüşler yapıp, yemek yiyip, alışveriş yapacak, eğlenmek için ise Beyoğlu'na çıkacak, Beyoğlu'nda pahalı küçük butik otellerde kalacak.

ŞELALE KADAK

www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır