kapat
08.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )

Tehlikeli ay

Bu yılın Ekim ayından söz ediyoruz.. Beltway ekibi Washington'dan aradı ve Suriye'nin silahlanmaya başladığını duyurdu bize geçen gün..

Suriye Savunma Bakanı Mustafa Tlass, geçen ay Moskova ziyaretinde Rusya Dışişleri Bakanı İvanov ile oturup, anlaşmış.. Rusya'dan 3 tane Foxbat-B denilen Mig-25R casus uçaklarından alıyorlar. Çok yükseklerden uçabiliyor bu uçaklar.

Bu satış, bölgede iki ülkenin işine gelmez. Biri İsrail, öteki Türkiye..

Hazır Rus Dışişleri Bakanı burada iken, kendisine bunu da sormamızda fayda var.. Çünkü Suriye bu uçaklar sayesinde, bizim ordunun her şeyini görebilecek.. Hiç hoş değil bu..

İşte tam bu noktadan yola çıkıp, Suriye'de 35 yaşındaki Beşir Esad'ın durumunun belirsizliğini de gözönüne alırsak, Ortadoğu'da bir maceraya girebileceğini gözden kaçıramayız. Çünkü iktidarı eline alamadı henüz. Bir dediği ötekini tutmuyor.. Bu nedenle, iktidarın başlangıcında yapacağını söylediği bütün reformlardan geri adım atmış durumda. Bir gün İsrail'le barıştan söz ediyor, ertesi gün tam tersi sözler söylüyor. Bir gün ABD yönetimi ile yakınlaşmak istiyor, ertesi gün Irak ile ilişkileri artırıyor.. Demek ki, eski tüfeklerin büyük baskısı altında Beşir.. Ve işte bu büyük baskı, onu bir maceraya atabilir.. Zaten Lübnan'da da işler, babasının dönemindeki gibi değil.. Halk, Suriye ordusunun çekilmesini istiyor artık.. Hem de bunu yüksek sesle söylüyor..

Kaldı ki, Amerikalı yetkililer Kahire ziyaretinde Mısır lideri Hüsnü Mübarek ile de konuşmuş ve savaş konusunda duydukları endişeyi aktarmışlar.. Mübarek ise, kamuoyuna yaptığı sert açıklamalara rağmen, onlara, "Ben bu bölgede savaş çıkmasına izin vermem" diyerek garanti vermiş.. Suriye'ye laf geçirtebilir mi Mübarek? İşte orası meçhul..

Bu arada, İsrail'in böyle bir olasılığa karşı hazırlandığını ve yapılan planların, Genelkurmay Başkanı tarafından, 2 Haziran günü, Başbakan Sharon'a verildiğini de öğrendik.. Eğer Suriye, İsrail'e saldırır ve FKÖ buna katılırsa, Arafat, ikinci Lübnan faciasını yaşayacak gibi görünüyor. Lübnan'dan nasıl sınırdışı edildiyse, bu kez de Gazze'den sınırdışı edilmek bekliyor onu..

Beltway ekibine, ABD-İsrail ortak yapımı Arrow 2 füzelerinden Türkiye'nin de yararlanması konusunu sordum. Bıraktığımız noktada duruyormuş. Washington, ayak sürümeye devam ediyor bu konuda.. Nedenini anlamak da mümkün değil.. ABD Savunma Bakanı Rumsfeld burada iken, kendisine bu ayak sürümenin nedenini sorduk mu acaba? Ve sorduksa, ne cevap aldık acaba? Belki genel olarak konuşulmuştur..

Sonra, AGSK konusu hangi noktada? Sorunun çözümünde ne kadar mesafe alındı? ABD yönetimi, AGSK'nın Türkiye'nin ulusal çıkarlarına zarar verecek bir karar almasını NATO'da veto edebilir.. Böyle bir garantiyi Türkiye'ye verebilir..

Bu konuda mutlaka bir orta yol bulunması lazım.. Bizim de çıkarımıza bir yol.. Ama tabii, Fransız komutan general Jean-Pierre Kelche'nin istediği şekilde bizi tamamen dışlayacak bir yöntemi kabul etmemiz imkansız. Bunu Amerikalı ve bazı Avrupalı'lar anladı ama, hâlâ anlayamayanlar var..

Ekim ayı tehlikeli ay demiştik.. Ankara acaba bu konuda ne düşünüyor?

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır