Hıncal Hoca" dedi, Sıtkı Usta.. "Senin de adını bu köylerde bir sokağa vereceğiz. Sen de artık buralı sayılırsın.." "Sokak istemem" dedim.. "O bize kahvaltı yaptırdığın dere boyu var ya.. Oraya koy" dedim..
Dün telefon etti. Vilayetten de izin çıkarmış.. O ağaçların altı, o dereboyu "Hıncal'ın Piknik Yeri" olmuş.. Şimdi tarife gerek yok. Yolunuz düşerse adımla sorun, sizi bu cennete götürürler.. Tarih ve doğa cenneti.. (Yanınıza Kütahya sucuğu ve köy peyniri almayı ihmal etmeyin.. Bir de oranının haşhaşlı ekmeği var ki!.. Nasıl mı tedarik edilecek.. Sarı, yani Yellow Mehmet'i arayın.. Cebi var.. 0543 623 24 88. Sizi gezdirir de üstelik..)
Toparlandık.. Jiple gidiyoruz.. Bir eski Anadolu İstasyonu.. Tren geçer mi bilmem.. Bana sanki terkedilmiş gibi geldi.. Hani "Kahraman Şerif- High Noon"da bir istasyon var ya, ayni o.. Kara trenden kalma..
Şöyle bir etrafında dolandık, Sabuncupınar istasyonunun.. Bir minik salona açılan içeri girdik..
"Bu yazıyı gördünüz mü" dedi, Sıtkı Usta.. İki yazı var, sıvaüstü boya ile yazılmış ve yıllar içinde solmuş, sararmış, ama kalmış.. Hala okunuyor..
Biri Arap harfleri ile.. Okumam imkansız.. Altında fransızcası var..
"Salle d'attente pour Femmes"
Bak, o kadar fransızcam var.. "Kadınlar bekleme salonu.."
Osmanlı zamanında fransızların yaptığı eski istasyon yerinde duruyor. Turistik kara tren seferleri için harika.. Film çekmek için harika..
Sabuncupınarı, teşebbüs edecek adam bekliyor oracıkta..
İstasyonun arkasına dolaştım ve beynimden vuruldum..
Olağanüstü güzellikte bir eski bina çökmeye terkedilmiş. Yanında, onun bahçesinde yeni bir inşaat yükseliyor..
"Bu ne" dedim, Sıtkı Usta'ya..
"Eski bina, tarihi hükumet konağı.. O zamanlar burası kaza merkezi imiş. Sonra terkedilmiş.. İşte böyle çöküyor" dedi..
"Peki bahçesindeki bu inşaat ne?.."
"Yeni nikah dairesi.."
"Yuh be!.." diye bağırmamak için kendimi güç tuttum.
Yahu buraya bir nikah dairesi lazımsa, bu tarihi binayı, bu muhteşem güzelliği, bu artık dünyanın hiçbiryerinde benzeri inşa edilmeyen o sanat tarihçileri belgesini restore etsen de, onu nikah dairesi yapsan..
Vallahi taa İstanbul'dan giderim oraya, böyle bir muhteşem dekorda evlenmiş olmak için..
Bu nasıl bir körlüktür, bu nasıl bir kıymet bilmezlik, bu nasıl bir nankörlüktür ki, bu çok değerli, bu benzersiz, bu artık tükenmekte olan mücehveri yok olmaya mahkum edip, bahçesine, onun muhteşem görüntüsünün içine işeyen bu rezilliğin dikilmesine izin verir?..
Kütahyalılar, başta Sıtkı Usta, Valileri ile iftihar ediyorlar.. Aydın Güçlü, kısa zamanda çok şey kazandırmış yöreye..
Sayın Valim..
Sabuncupınarına gidin.. Bu rezilliği gözlerinizle görün.. O rezil inşaatı derhal yıktırın. Size söz.. Tarihi Hükumet Konağı'nın restorasyonu için ben kampanya açacağım.. Bu parayı buluruz. Burası dünyanın en güzel Nikah Dairesi olur.. Sıtkı Usta'nın sitesine koyduk mu resimlerini, vallahi taa Amerika'dan evlenmeye gelirler..
Sıtkı Usta'nın sitesi dedim de.. Siteleri aslında.. İki sitesi var, Sıtkı Usta'nın internette..
http://www.sitkiusta.com
http://www.kutpo.com.tr/sitki
Bu siteleri dolaşın. Sade Sıtkı Ustayı değil, onun ilginç fikirlerini de tanıyın.
Ona yazmak isterseniz.. e-mail adresi:
Sitkiusta@kutpo.com.tr
Salıdan itibaren Frig Vadisinin tarihsel güzelliklerine dalacağız..
"36 saat kaldın, üç haftadır yazıyorsun" diyorsanız, aslında Kütahya'nın nasıl bir hazine olduğunu yorumluyorsunuz demektir.. Bitmez tükenmez bir hazine..
Lisenin 117. yılı.. Bu başlı başına bir tarih.. Ama alkışım 10. Yıla. On yıl önce açık alınla çıkmışlar yola..
"Kültür Etkinlikleri Haftası" diyerek ve on yılda nerelere gelmişler.. Bir lisenin minnacık imkanlarını sponsorlarla büyütüp başlı başına bir gençlik festivaline dönüştürmüşler..
Cuma gecesi Aya İrini'de açılış konserleri vardı.. Ama ne konser..
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı "Darül Elhan'dan 2001'e" diye bir gösteri hazırlamış.. Darül Elhan, Darül Bedayi'ye sanatçı yetiştirmek üzere kurulmuş ilk konservatuar aslında..
Önce Rıza Rit Yönetiminde bir tarihi alaturka gezintisi.. Enfes..
Sonra Adnan Ataman'ın Halk Müziği Topluluğu.. Anadolu ezgileri.. Nefis..
Ardından Cengiz Özdemir'in Nefesli Sazlar Orkestrası eşliğinde, tüm korodan Atatürk İçin Yakılmış Halk Türküleri.. Nasıl coşturucu..
Sonra bir bale.. Anadolu, Karadeniz Balesi.. Müziği Cengiz düzenlemiş gene.. Oral Yazıcı da koreogaf.. Bir Karadeniz Horon'u düzenlemesi.. Böyle şey olmaz.. Ve nasıl keyifle dansediyor o sırım gibi delikanlılar, o dünya şirini kızlar.. Hiç bitsin istemiyorsunuz.. Bravo Oral!..
Finalde Öğrenci Senfoni Orkestrası, Ramiz Melik Aslanov yönetiminde klasikler çalıyor.. Hepsi genç.. Hepsi ışıl ışıl... Bu orkestradan, enaz 10 güzellik yarışmasına malzeme çıkar.. O kadar güzel kızlar var.. Hayatımda ilk defa bir orkestraya önce baktım.. Dinlemeden önce baktım.. Bakılası gençler bunlar..
Ve de bir soprano çıktı.. Otilya Maria Aydın.. Öğrenci imiş daha.. Nasıl şurup gibi bir ses.. Nasıl doyulmaz bir yorum..
Bu ismi yakında çok duyacaksınız.. Bir kenara not edin..
Otilya Maria Aydın!..
İstanbul Konservatuarı demek Meral Hocahanım demek.. Her etkinlikle onu heyecandan titrerken görüyorum.. Çocukları ile bu kadar bütünleşmiş, onları bu kadar izleyen, bu kadar teşvik eden, bu kadar kutlayan bir müdür..
Teşekkürler İstanbul Lisesi..
Teşekkürler İstanbul Konservatuarı!..
Gençleri böyle yakından izlemek, onların başarılarına içlerinden şahit olmak beni nasıl gençleştiriyor, bilemezsiniz.
Size de tavsiye ederim.
"Yazı neden seviyorum biliyor musunuz" diyor Yasemin.. "Konserler festivaller, sinema ve tiyatrolar açık havada, izlenir oluyor da.." Enka Sadi Gülçelik spor tesislerinde sezonun kaçırmış olduğunuz oyun ve filmlerini seyredebilirsiniz. Mesela Oskar almış Gladyatör'ü hala seyredemeyenler varsa kaçırmasınlar.
Yapı Kredi Sanat Festivali 2001 Haziran etkinliklerinde Salvatore Adamo var. Hele benim yaşında olanlar sakın kaçırmasın. Nostalji sadece sadece bir tek gün. Bu cuma Açıkhava'da "Her yerde kar var!.."
29. İstanbul Müzik Festivali kapılarını yarın gece açıyor.. Bu konserleri hasretle bekleyenler var.. Ben hep Nejat Beyi hatırlıyorum.. Sevimli ve sevgili Nejat Eczacıbaşı'nı.. Bu festival yaşadıkça, o da yaşayacak biliyorum.. Rumeli Hisarı'nda Tiyatro haftası, pazartesi Lüks Hayat ile başladı.
Sonra Ali Poyrazoğlu olay olan Kobay'ı sahneledi. İzmit Şehir Tiyatrosu bir Moliere ile geliyor, bu gece. Don Juan.. Yarın bir Aksanat'ın romantizmi, Abelard ile Heloise.. Müşfik Kenter, 11 haziranda Oğuz Aral oluyor gene.. Sonra Öteki Tiyatro'dan Azizname (12 haziran). 13 haziranı bakın boş bırakın.. Yılın en güzel komedisi bana sorarsanız.. Tuhaf Bir Çift..
Ve Final, Büyük Yıldız, Yıldız Kenter'le, 14 haziranda.. Hep Aşk Vardı!..
Sezonun en güzel oyunlarını o dünyada benzersiz o enfes ortamda izlemek harika olacak.. Kaçına gidebiliyorsanız, o kadarına gidin!.. Yasemin Tenis Eskrim ve Dağcılık Kulübünde (TED) izlediği "Arzu Ecevit"i mutlaka dinlemenizi tavsiye ediyor.. TED'in bahçesi de çok güzelmiş..
İşte size yaz geceleri numaraları..
Enka: 0212 276 22 14/15
Yapı Kredi: 0212 252 47 00/479
İst. Müzik Festivali: 0216 454 15 55
Rumelihisar Gişesi: 0212 358 02 57
TED: 0212 262 90 80
Magazin
