Portekiz'in kuzeyindeki Porto şehri, ülkemizde ilk olarak şehir ile aynı adı taşıyan futbol takımı ile ünlü oldu. Halbuki Porto'nun dünyaca ünlü ürünü, gene şehir ile aynı adı taşıyan Porto şarabı, yani Port.

Porto tarihi bir şehir. İçinden geçen Douro nehrinin kıyısındaki Ribeira mahallesi nehirden çıkan yamaçlara tırmanan daracık sokakların küçücük meydanlara açıldığı çok tipik bir yer. Ribeira'nın pastel boyalı ve renkli fayanslar ile bezenmiş evleri görülmeye değer. Katolik Avrupa'nın her şehrinin olduğu gibi Porto'nun da görkemli bir katedrali var.

Ribeira'yı nehrin karşı kıyısındaki Vila Nova de Gaia'ya bağlayan köprü ise Eiffel kulesinin mimarı Gustave Eiffel'in eseri. 1886 yılında yapılan köprü geniş bir yay şeklinde. Yayın üst kenarını iki kıyı ile birleştiren arabaların geçtiği yol Douro nehrinden bir hayli yukarıda. Nehrin hemen üstünden geçen demiryolu köprüsü ise yayın ayaklarının arasından geçiyor. Ribeira'nın küçük restoranlarından köprünün ve karşı kıyıdaki Vila Nova de Gaia'nın görüntüsü çok keyifli. Hele elinizde bir bardak Port varsa. Bazı içkileri yerinde içmek nedense daha keyifli oluyor. Ege Denizi'nin kıyılarında rakı veya uzo içmek gibi.

Vila Nova de Gaia'da Port depoları bulunuyor. Eğer Douro nehrini takip edip bağların bulunduğu bölgeye gitmeyecekseniz, burası da Porto şarabı ile ilgili yüzyıllardır sürdürülen mistik gelenekleri bir nebze yaşayabileceğiniz bir yer. Port, fermantasyon sırasında içine brendi dökülerek elde edilen tatlı bir şarap. 20 dereceyi bulan sertliği yüzünden aperitif veya yemek sonrası olarak tercih ediliyor. Sandeman'nın Port müzesi, üretim aşamasını ve mahzenlerde yatan yüzyıllık Port'ları görebileceğiniz bir yer. Bu aşamada iyi bakmakta da yarar var, çünkü Port ülkemizde pek bulunmuyor. En ünlü Port'lardan Sandeman, ülkemize kısa bir süre ithal edildikten sonra Tekel'in "milletimizin tatmaması gereken içkiler" listesine alınmıştı.