kapat
03.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Erzincan'da bir kuş var...


Geçen hafta sonu Erzincan'da, kanadında "gümüş" olan bir kuşun ardına düştüm. Kuşun adı, Erzincan'dan suyu kurumuş bir dere ile ayrılan ve ÖDP'nin yerel seçimlerde kazandığı tek belediye olan "Geçit Beldesi"...
Aydınlık yüzlü Belediye Başkanı Kemal Irmak, iki yıldır "Gökkuşağı Kültür ve Sanat Festivali" düzenliyor bu beldede. 25-31 Mayıs arasında düzenlenen etkinliklerde bu yıl "Fakir Baykurt Kültürevi"nin açılışı yapıldı, Sevinç Eratalay ve Grup Anatolia konserler verdi, "Özgür Tiyatro" Nâzım Hikmet'ten uyarlanan "Aşkın Vatanı Yoktur"u oynadı, Doç. Dr. Aziz Konukman ile Abdullah Aysu "ekonomik kriz" üzerine konuştu, "Sarhoş Atlar Zamanı", "Duvar", "Filler ve Çimen" filmleri gösterildi, Diyarbakır Fotoğraf Grubu'ndan Hüseyin Elçi ile Özgür Nizam "Anadolu'nun Solan Rengi: Süryaniler"i hem sergi, hem de dia gösterisiyle Erzincan'a taşıdı, Işıl Özgentürk ile ben de gençlerle edebiyat, özellikle de şiir üzerine sohbette bulunduk.

Gerçekten de "gökkuşağı" misali bir kültür şöleni idi...

AHMED ARİF DİYARBAKIR'DA...
Bütün bunlar da İller Bankası'ndan ayda beş yüz milyon geliri olan, borç batağında yüzen, fakat kültür ve sanatın insan hayatı için vazgeçilmezliğine inanan bir belde halkı tarafından gerçekleştirildi.

Dün ise "Hasretinden Prangalar Eskittim"in unutulmaz şairi Ahmed Arif'in 10. ölüm yılı idi. Ben de "Diyarbakır 1. Kültür ve Sanat Festivali" kapsamında dün Diyarbakır'da olacaktım ve Adnan Binyazar, Cengiz Bektaş ve Filinta Arif ile Ahmed Arif'i konuşacaktık. Diyarbakır'a gidemedim ama, Ahmed Arif nice on yıllardır gönül serabımda yaşamakta...

Ahmed Arif'i 10. ölüm yılında yad etmenin vesilesiyle O'nun bir "hatıra"sını nakletmek istiyorum.

"Otuzüç Kurşun" şiiri yayımlandıktan bir süre sonra Ahmed Arif'in ziyaretine Türkiye Öğretmenler Sendikası üyesi bir öğretmen gelir. Günün olaylarından konuşurlarken laf arasında üstat, "Bırakın bu siyaset işlerini, evlenin çoluk çocuğa karışın" diyecek olur.

Bunun üzerine öğretmen, şu hikâyeyi anlatacaktır:

"Hapisten çıktık, bizim evde oturuyoruz 7-8 arkadaş. Olayları konuşuyoruz işte. Anam da bırakın bu işleri diyor senin gibi. Arkadaşlardan biri, bak ana dedi, sana bir şiir okuyayım. Ve başladı senin Otuzüç Kurşun şiirini okumaya. Anam ne dedi biliyor musun? Girin ulan, hepiniz hapse girin. Ben hepinize bakarım."

Ahmed Arif, daha sonra bu olayı şöyle yorumlayacaktır: "Tabii ben bunu dünyada düşünemezdim. Bu, hayat ile şiirin iç içe olduğu bir durum işte..."

Geçit beldesi ile Diyarbakır'da yaşananlar da kültür ve sanatın hayat ile iç içe bulunmasının bir göstergesi değil mi?

Evet Geçit Beldesi'nde bir kuş var, Erzincan üzerinden Diyarbakır'a uçan bir kuş... Üstelik kanadında kültür ve sanat işlemeli gümüş de...

Refik Durbaş

rdurbas@mynet.com.tr

 
Yeni dış kaynağın doğru bir şekilde kullanılacağını düşünüyor musunuz?

Evet
Hayır

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır