kapat
03.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ERDAL BİLALLAR(ebilallar@sabah.com.tr )

MHP İl Başkanlığı'ndaki toplantı!

İKTİDARI oluşturan siyasi partilerin il başkanları, o kentte padişah gibidir... "Astıkları astık, kestikleri kestik"tir... Onların haberi olmadan kentte kuş uçmaz... Birinin tayini mi yapılacak, biri görevden mi alınacak o karar verir... "Falanca partimize yakındır" dedi mi işi biter... Veya "Filanca bizim için zararlı" diye iki satır yazı gönderdi mi, görevden el çektirir...

Bunu bilen bürokratlar il başkanlarının bir dediğini iki etmezler... Daha doğrusu edemezler... Çünkü "Olmaz" derlerse başlarına geleceği iyi bilirler...

*
Gelelim asıl konumuza...
Yaklaşık 3 hafta önce İstanbul'daki tüm devlet hastanelerinin başhekimleri MHP İl Başkanlığı'nda bir toplantıya çağrılıyor... MHP İl Başkanı Dr. Hasan Hüseyin Ceylan hastane müdürlerine hitaben bir konuşma yaparak, "Sağlık Bakanlığı'nın partisine bağlı olduğunu, hastane müdürlerinden partilerine destek olmaları gerektiğini" söylüyor... Kısacası; "Bizim dediğimizi yapmazsanız vay halinize" demek istiyor...

Ardından her hastane müdüründen, MHP olarak İstanbul'un fehti kutlamaları için düzenledikleri etkinliklerin davetiyelerini satmalarını istiyor... Müdür başına tanesi 10 milyon liradan 100'er adet davetiye veriliyor, "Bu davetiyeleri satamayanların o kultuklarda oturmaya hakları olmadığını" ihsas ettiriyor...

Ceylan'dan sonra söz alan İstanbul Sağlık Müdürü Dr. Osman Karaaslan da MHP İl Başkanı'nın çok doğru söylediğini, kendisinin de aynı görüşleri paylaştığını ifade ediyor...

Dikkat edin; bir siyasi partinin il başkanı devletin hastane müdürlerini toplayabiliyor, hepsine gözdağı verip partisi adına bir şeyler istiyor... Bana göre bu toplantıda bütün kanunlar, kurallar, kurumlar ayaklar altında çiğneniyor...

*
SON SÖZ: Yakından tanıdığım, hatta adından "dostum" diye söz ettiğim MHP İl Başkanı Hasan Hüseyin Ceylan eminim ki bu sabah beni arayacak ve yazdıklarımın doğru olmadığını anlatacak(!) Ama bilmeli ki; bu yazıyı kaleme almadan önce olayı iki hastane başhekimine doğrulattım... Yetinmedim, o toplantıda bulunan ve ismi bende saklı bir hastane müdürünü konuşturdum...

TURİST AKINI BAŞLAYINCA TÜRKLER TUKAKA

Yerli turistlere kazık!..
Fırsat bulunca "kazıklamak" bizim hamurumuzda var... Mazeretimiz de hazır "İşine gelirse!"

Bunun son örneği turizmde... Geçen yıl turist bulamayınca Türkler'e cazip fiyatlarla tatil imkanı tanıyan güneydeki tesisler, bu yıl yerli turistlere fiyatlarını ikiye, hatta üçe katladı... Alman'ın, İngiliz'in, Rus'un 30 dolara kaldığı tesislerde Türkler için fiyat 100 dolardan başlıyor!

Peki sebep?

Bu yıl turist çok... Yataklar satılıyor... Doluluk sağlanıyor... Kalan az sayıdaki yatak için de yerli turistler kazıklanıyor...

Peki; bu çifte standarda Turizm Bakanlığı neden mani olmuyor? Neden yaptırım uygulamıyor? Bir haftalık tatil için 2 kişilik aileden yıllık memur maaşı olan 1.5 milyar lira isteyen tesislere hesap sormuyor?

Turiste tabii ki öncelik tanınacak... Ülkeye döviz gelmesi için indirim ve kampanya uygulanacak... Ama ölçü kaçırılmadan... Yerli turistler enayi yerine konulmadan!..

Yatakta üçkağıt!

TURİZM Bakanlığı her tesisten yatak başına bir para alıyor... Hesaplama da o tesise verilen teşvik belgesinde yazılı yatak kapasitesi üzerinden yapılıyor... Ama gelin görün ki; Ege'deki, Güney'deki tüm tesisler belgede yazılı yatak sayısını üçe, beşe katlıyor... Örneğin belgesinde 200 yatak kapasiteli olduğu yazan tatil köylerinde 1000-1200 yatak bulunuyor... Turizm Bakanı Mumcu, birkaç kişiyi görevlendirse, turizm tesislerinde yatak sayısını tespit ettirse devlet milyonlarca dolar gelir elde edecek... Ama yapmıyor, yaptırmıyor!

Yalova'da bir PADİŞAH!

Devletin araçları babanın malı mı müdür bey?
YALOVA Milli Eğitim Müdürü Ruhi Pehlivan'ın oturduğu lojmana, Yalova Milli Eğitim Müdürlüğü'ne ait 77 AC 952 ve 06 FVP 48 plakalı resmi araçlardan biri gelip, biri gidiyor.. Araçlar müdür beyin eşini veya kızını bir yerlere götürüp getiriyor... Bazen Milli Eğitim Müdürü bizzat direksiyona geçip, eşi ile birlikte alışveriş için çarşı-pazar turuna çıkıyor.. Pehlivanlı ailesi mesai dışı saatlerde, çoğu kez Cumartesi, Pazar günleri, eş dost ziyaretlerine de yine resmi plakalı araçla gidip-geliyor

Yalova Valisi Nihat Özgül eğer Milli Eğitim Müdürü'nün oturduğu lojmanın karşısındaki Öğretmenler Lokali'ne uğrayıp bir çay kahve içerse, pencereden, devlete ait bu araçların nasıl özel işlerde kullanıldığını izler...

Kimbilir belki de müdür beyin kulağını çeker...

Serbest kürsü

Ralli pilotu gibi!
TAKSİM-Bostancı hattında çalışan iki katlı otobüslerin şoförleri kendilerini ralli şoförü zannediyorlar... Köprü çıkışından Fenerbahçe Stadı'na doğru inen yokuşta en az 120 kilometre hızla gidiyorlar... İETT Genel Müdürlüğü eğer bu şoförleri uyarmazsa, bir gün meydana gelecek kazadan ve kaybedilecek canlardan onlar sorumlu olacaklar... NESRİN CANLIER (Suadiye)

Fıkra
Richard Bartın!

YENİ il olan Bartın'dan bir heyet, dönemin Başbakan'ı Çiller'in kapısına dayanır:

"Biz maddi bir şey istiyorsak namerdiz... Tem istediğimiz şan ve şeref... Antep'e Gazi, Maraş'a Kahraman, Urfa'ya ise Şanlı sıfatını verdiler... Bize de uygun bir şey verilsin..."

Kendisinden para istenmemesine sevinen Çiller, "Tabii sevgili Bartınlılar" der... "Hatta şu anda naçiz bir önerim var.. Kabul buyurursanız sevinirim.."

Bartınlılar "Nedir" diye sorunca, Çiller önerisini açıklar:

"Size de Richard diyelim... Richard Bartın!.."

İĞNE
Meclisimiz milletvekilleriyle değil, MİNNET vekilleriyle dolu...

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır