kapat
03.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )

Huzur adası

Çayda Çıra Aile Çay Bahçesi'nde, halka sorduk: - Nasılsınız, iyi misiniz?.. Huzurunuz yerinde mi?

Aldığımız yanıt şu oldu:

- Elazığ bir huzur adasıdır... Huzurdan yana hiçbir sorunumuz yok.

Elazığ gerçekten "huzur adası."

Avukat Behiç Cantürk anlattı:

- Bölge halkı birbiri ile barışık... Devletle ise... Hiçbir kavgası yok.

Avukat'a göre halkın "tek bir kavgası" var:

- Ekmek kavgası.

EKMEK
Yine Avukat Cantürk anlattı ki:

- Son zamanlarda boşanma davası arttı.

- Neden?

- Geçim sıkıntısından... Boşanmaların çoğu da, anlaşmalı boşanma... Yavuz Bey, Elazığlı ne ister, biliyor musunuz?

- Ne ister?

- Eğitim... Sağlık... Adam yerine konulmak... Ve bir de akşam evine giderken, ekmek götürmek... Karısına mahcup olmamak.

AĞIN
Elazığlılar ile Elazığ üzerine sohbet sürerken.

Ağın ilçesinden bir vatandaş söze karıştı:

- Elazığ merkez huzur adası... Ağın ilçesi ise huzur kalesi.

Bu sırada MHP Milletvekili Mustafa Gül "doğru" diyerek, Ağınlı'yı onayladı.

Sorduk:

- Ne demek huzur kalesi?

Mustafa Gül:

- Yavuz Bey, Ağın'da vurdu kırdı yoktur. Hırsızlık, uğursuzluk yoktur... Ağın'da cezaevi bile yoktur.

SAĞLIK
Bu sırada İl Sağlık Müdürü Dr. İhsan Şahin geldi.

- Doktor, yatak sayısı nasıl?

- İsviçre düzeyinde.

- Çocuk ölümlerinde durum?

- Ankara'dan ve İzmir'den iyiyiz.

- Elazığ'da kaç hastane var?

- Biri özel olmak üzere... On dört hastane.

Elazığ "bazı yönlerden" Türkiye ortalamasını çoktan aşmış.

Bunlardan biri de "sağlık."

GÖÇ
Elazığ "beyin ve sermaye göçüne" uğramış.

"Zengin" Elazığ'ı terkederken...

"Kırsal kesim... Fakir kesim" de Elazığ'a taşınmış.

O nedenle Elazığ bir "duraklama dönemi" yaşamış.

Şimdi yavaş, yavaş "toparlanıyor."

Bölgenin yetiştirdiği değerler... Örneğin Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu "Elazığ'da özel hastane kuruyor."

"Beyin ve sermaye" doğduğu topraklarla hafiften hafiften kucaklaşıyor.

DÜĞÜN
Elazığ'da belki kırk kişi bize "şunu" söyledi:

- Yavuz Bey, siz bizim fuarımıza... Ekonomi Kurultayı'mıza geldiniz... He mi?

Biz de "aynı ağızla" cevap verdik:

- He!

- Hoş gelmişsen... Atana rahmet... Ama koskoca hükümetin, bir bakanı da çıkıp, gelemez miydi?

Elazığlı "kırgın."

"Genelde" siyaset kurumuna kırgın.

"Özelde" ise...

Dün bir düğün havasında geçen "fuar ve kurultay" etkinliklerine Ankara'nın ilgi göstermeyişine.

MEHMET AĞAR
Kapalıçarşı'da dolaşırken...

"Bağımsız" Mehmet Ağar'la karşılaştık. Ağar, siyaset sektörü açısından "incelenmesi gereken bir olay."

Arkasında bir "medya ordusu."

Halkla diyaloğu "mükemmel."

Esnaf, Ağar'a "ağabey" diyor:

- Birşey yap.

ARAYIŞ
Fırıncı bize "pide" ikram etti.

Bir yandan pide yedik.

Bir yandan da Ağar'la sohbet ettik.

Ağar anlattı ki:

- Halk arayış içinde... Ama... Yeni bir parti mi?.. Yoksa, mevcutlardan birinin toparlanması mı?.. Halkın da kafası net değil.

- Siz ne yapıyorsunuz?

- Acele etmemek, hata yapmamak lazım... Yurdu dolaşıyorum... Halkın nabzını ölçüyorum.

- Nabız nasıl atıyor?

- Halk kendisi ile devletin arasında bir köprü istiyor... Öyle bir köprü ki... Ne millet tedirgin edilsin ve ne de devlet rencide.

Dinleyenlerden biri sesini yükseltti: - Mehmet abimiz doğru diyor.

TANSİYON
Ağar'la dün de fuarda karşılaştık.

Ayaküstü yine "halkın nabzını" konuşurken...

Yanımıza Yavuz Selim Lise si'nden bir öğrenci yanaştı. Elinde "tansiyon" aleti:

- Efendim, izin verir misiniz, tansiyonlarınızı ölçeyim.

ÇAKIRBAŞ
Fuarda, Çakırkaş Belediyesi'nin "standını" gördük. Çakırkaş önce Arnavut sonra da Romen göçmenlerin iskân edildikleri bir belde.

Halkı çalışkan.

Geçim hayvancılıkla, tarımla sağlanır.

Hayati Köprücüoğulları, yedi yıldır Belediye Başkanı'dır. DYP'lidir.

- Başkan, durum nasıl?

- Yavuz abi, durum çok kötü... Halkın onuru, gururu kalmadı.

- Bu kadar ağır mı?

- Millet neredeyse şekeri suya atıp, şerbet yapacak... Ekmeği bandırıp yiyecek... Millet meteliksiz.

- Siyaset ne alemde?

- Abi biliyorsun ben fanatik DYP'liyim... Millet, mevcutları istemiyor... Ben bile bir arayış içindeyim.

- Millet ne istiyor?

- Yeni insanlar... Genç beyinler.

- Yarın seçim olsa... Millet ne yapar?

- Abi, benim bile acaba kendi partime oy atmaya elim gider mi, bilemiyorum... Millet küstü.

- Neden?

- Abi, traktör devri kapanıyor... Köylü at alacak... Veya öküz... Yani karasaban dönemine geri dönecek... Ama at alacak para da yok.

Çakırkaş Beldesi'nin fuardaki standında "peynir... Ayran" gibi ürünler satılıyor.

"Sudan ucuz."

CENNET
Cuma sabahı Harput'ta kahvaltı yaptık.

Dün sabah da Hazar'daydık.

"Altımızda" Hazar Gölü, "arkamızda" kayak pisti.

Elazığ bir kültür kenti... Turizm kenti.

Cennet gibi bir yer.

Anarşiye, teröre bulaşmamış bir cennet.

Devletle kavga etmemiş bir cennet.

Ama...

Hayli de ihmal edilmiş bir cennet.

İhmalin son göstergesi, dün bir hükümet üyesinin "Elazığ'ın kırk yılın başı düzenlediği" ve bayram havasında geçen fuarına... Kurultayına katılmayışı.

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır