Yalıkavak'ta ve bir otelden çok ötede, adeta bir ev gibi olan Lavanta Otel'deyiz yine.. Müthiş sakin.. Büyük kentlerin gürültüsü, patırtısı, keşmekeşi ve pisliğinden kaçıp, sessizliğin sesini dinlemek için ideal bir yer.. Ve herşey kaliteli, özenli.. İnsan burada güneşin batışını ne kadar seyrederse seyretsin, yine de ve de her seferinde, ortaya çıkan o muhteşemliğe, o renk cümbüşüne şaşırıyor..
Burada devamlı yaşayanlar ise Marina'yı bekliyorlar.. 11 yıldır burada lokantası olan Sarıyerli Bülent'in tabiri ile "Yalıkavak, yarıaçık cezaevi olmaktan" ancak böyle kurtulacak.
Tekne demek zenginlik demek.. Marina'ya gelecek teknelerin Yalıkavaklılar'a zenginlik getireceğini söylüyorlar.. Dut ağacının altında konuşuyoruz.. Diyorlar ki, "Buraya sadece yazları, o da birkaç haftalığına turist olarak gelenler konuşmasın. Biz 12 ay buradayız. Ekonomik sıkıntı yüzünden neler çekiyoruz.. Burası küçük yer gazeteci bey, herkes, herseyi duyar ve bilir.. Bazılarının Marina'ya neden karşı çıktıklarını da biz biliyoruz.. Örneğin bir derneğe bağış isteniyor, Cefi Kamhi vermeyince muhalefet başlıyor.. Cefi'ye filanca yerdeki arazini bize sat deniyor, satmayınca gelsin muhalefet.. Bunlar, Marina'ya karşı çıkacaklarına, her gece karşıdaki koyun arkasına boşaltılan vidanjörlerle ilgilensinler.. Onu durdursunlar.. Batı düyası Marina'larla dolu. Sanki oralarda yaşayanlar bizden daha az çevreci.. Amerikalılar, İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, İspanyollar, Belçikalılar, İsveçliler, Hollandalılar ve diğerleri, sanki çevreye bizden daha duyarsız.."
Peki "Deniz kirlenirse ne olacak?"
Bu sorunun cevabını da, önceki gece, İsviçreli, Kanadalı ve Fransız üç yabancı ile sohbet ederken bulduk.. Onlar, kendi ülkelerinde alınan önlemler sayesinde, kirlenmenin önüne geçildiğini, örnekler verip anlattılar.. Her ülkede önlemler üç aşağı beş yukarı aynı.. Demek bu önlemler bizde de alınırsa, kirlenme tehlikesi de ortadan kalkacak.. Ancak sadece önlem alınması sorunu çözmez, uygulama ve denetlemeler de çok ciddi biçimde yapılmalı.. Geçenlerde açıkta seyreden bir gemiye, denizi kirlettigi için, 45 milyar lira ceza kesilmiş..
Yalıkavak Marina'sı 600 tekne demek.. Sürekli alışveriş yapacak, yiyip içecek bu 600 teknenin içindeki insanlar, burasi için "Altın yumurtlayacak kişiler" olarak görülüyor.. Şimdiden yeni işyerleri açılması için planlar yapılıyor.. GİMA ve MİGROS açıldı bile..
Yeni kafeler, lokantalar, irili ufaklı dükkanlar.. Teknelerin bakımı için gelecek yatırımlar.. Ve Yalıkavaklı yüzlerce kişinin karnının doyması.. Yalıkavak sakinleri bu işi, böyle görüyor..
Bu sene yabancı turist açısından daha iyi.. Ama yerli turist olayı daha belli değil. Okullar 15 Haziran günü kapanıyor.. Yerli turist durumunun da bu tarihten sonra belli olacağını söylüyor buranın yerlileri..
Buraları, bu sakinliği sevenler Bodrum'a inmiyorlar bile.. Oranın gürültü ve patırtısını istemiyorlar.. Tatili gerçek anlamda dinlenerek geçirmek için Yalıkavak'a gelenler hayatlarından çok memnun.
Bir gece Türbükü'ne indik.. Oralar da çok sakin.. Sezon daha açılmamış.. Maça Kızı Ayla'nın havası ve mutfağı yine müthiş..
Pazar yazımızı, bir düzeltme ile bitirelim. Cuma günü siyasilere yeter artık derken, onlara PIT oyunu oynamalarını önermiştik. Doğrusu TIP olacaktı.. Okurlarımızdan, dalgınlığımız için özür dileriz.
Magazin
