kapat
03.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Şampiyonluk kalbimdeydi


İlk günden itibaren bütün kalbim ve beynimle, doğru tercih yaptığıma inanıyordum
Fenerbahçe'yi tercih ettiğim ilk günden itibaren kararımı destekleyen az insan oldu. Hepsi benim adıma korkuyor ve üzülüyorlardı. Başarısız olacağımdan değil, yıpranacağımdan endişe duyuyorlardı. Ama ben kararımı vermiştim: Fenerbahçe'yi çalıştıracak ve şampiyon yapacaktım. Tercihimin doğru olduğuna bütün kalbim ve beynimle inanıyordum. Futbolda önceden yapılan hesapların daha sonra doğru çıkacağının garantisi olmadığını biliyordum. Çünkü futbol bir anda değişikliğe uğrayabilen bir oyundu.

Kadro 21'de kaldı
Türkiye'den çok fazla transfer yapma imkanı olmadığı için kadroyu 3 kaleci ve 18 oyuncudan kurduk. Kadro ve başlangıç olarak rakiplerimizin gerisindeydik. Bana, "Karşında 4 yıldır şampiyon olan, UEFA Kupası'nı kazanan, ortalığı kasıp kavuran bir Galatasaray var" diyorlardı. Bense, ileride neleri, nasıl telafi edeceğimi biliyordum. Öncelikli hedefim Fenerbahçe'yi bir sisteme oturtmaktı. Kişilerden, birden fazla kişi yaratmak düşüncesiyle yola çıktık ve yarattık. Başkan ve yöneticilerle aşağı yukarıda aynı düşüncede buluştuk. Benim açımdan çok güzel bir olaydı.

Ekip olağanüstü
İddialı takımda benimle çalışacak ekip arkadaşlarım çok önemliydi. Oğuz ve Nurettin'le kader birliği yapacaktık. Oğuz, zaten camiada sevilen bir insandı. Nasıl ayrıldığı belliydi. Camianın onu geri getirme gibi bir düşüncesi hep vardı. Nurettin de Fenerbahçe formasını giymiş bir kişiydi. Oğuz futbolcu, Nurettin antrenör olarak çalıştığım ve yakından tanıdığım isimlerdi. İkisi de işini son derece seven ve düzgün insanlar. Şampiyonlukta çok büyük pay sahibidirler.

Gerçekten inançlı ve iyi bir ekip oluşturduk. Çok şeyi onlarla birlikte yaşadım. İlk planda sakin olmayı ortaya çıkardık. Çünkü onlar daha genç ve heyecanlıydı. Kulüpleri ve takımları yönetmek göründüğü gibi kolay değil. Yöneticilik, farklı özellikler gerektiren bir hadise.

Oğuz ve Nurettin'in olağanüstü çalışma istekleri vardı. Bakış açıları hızla değişti. İmrenilecek bir üçlü oluşturduk. Ekibi yavaş yavaş tanımaya başlıyorduk. 4 ay geçtikten sonra futbolcularımızla özellikle yeni isimlerle diyaloğu tam olarak sağlayabildik. Bireysel yapılarını ve karakterlerini öğrendik.

Alpay-Oktay şoku
Almanya kampında düşündüklerimizin dışında gelişmeler oldu. Alpay ve Oktay'ın ayrılması beklemediğimiz bir olaydı. Bu şartlarda yeni bir strateji belirleme zorunluluğu doğdu. İkisi de, benim için çok önemliydi. Gidişlerine çok üzüldüm; ama bunu açık açık ifade edemezdim. Çünkü takıma olumsuz olarak yansırdı. Başka transfer yapma imkanımız yoktu. Çalışmalara Oktay ve Alpay'sız devam ettik. Orada oynadığımız hazırlık maçlarında takımın yapısını ortaya çıkardık. Stutgart maçı Fenerbahçe'nin ligde neler yapabileceğinin sinyallerini verdi.

İstanbul'a döndükten sonra hazırlık maçları gündeme geldi. Her yıl oynanan TSYD Kupası kulüplerin olaya sıcak bakmaması yüzünden yapılamadı. Bu yüzden fazla hazırlık maçı oynama fırsatımız olmadı. Ama biz hazırlık maçlarından ziyade, hazırlık döneminde yaptığımız çalışmalarla takım olgusunu daha fazla ön plana çıkarmayı hedeflemiştik.

Sihirbaz Denizli
Mustafa Denizli, teknik adamlık kariyerinde bir sene de Almanya'da kaldı. Alemannia Aachen takımında kısa süre içinde Alman medyasından "Zauberer" (sihirbaz) lakabını aldı. Aachen'da yaptıkları için de "Zauber" (sihir) ifadesi kullanılıyordu. Göreve geldiğinde Achaen ligde kötü durumdaydı. Denizli yönetiminde peşpeşe üst sıradalardaki takımlarla karşılaşan Achaen aldığı seri galibiyetlerle Almanya'da olay yarattı. Alman gazeteleri ve TV'leri Denizli'nin yaptıkları içinf"Zauber" ifadesini kullanıyordu. Alman medyasının büyük ilgisini çeken Denizli yere göğe sığdırılamıyordu. Almanlar, Aachen'in adını da "Sihirbazın takımı" diye değiştirmişlerdi.

YARIN: SOYUNMA ODASINI NİYE DEĞİŞTİRDİM?

Levent TÜZEMEN

 
Yeni dış kaynağın doğru bir şekilde kullanılacağını düşünüyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır