kapat
03.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

İşte bu benim Türkiyem


Maça fırtına gibi giren Milli Takım, henüz 48. saniyede Tayfun'un füzesi ile perdeyi açtı. Yıldızlaşan Tayfun 30. dakikada ikinci golü Oktay'a attırdı
34'te Hakan farkı 3'e çıkardı. İki takımın birer topu direkten döndü. Biz averajı düşünmeyince ikinci devre formalite oldu

Bu maçın öyküsünü yazmadan önce, "1 yaşıma daha girdim" dersem vallahi doğru olur, 50 yıllık İnönü Stadı'nda gözlerime inanamadım. Can Bartu ile birbirimize baktık, şaşkın şaşkın sorduk, "Bu takımlar milli marşları neden gidip de kapalı tribünün önünde söylüyorlar?" diye. İşte o zaman Şeref Tribünü'nün yerinin değiştiğini, bunun nedeninin de Spor İl Müdürlüğü ile federasyonumuzun birbirine dargınlığı olduğunu öğrendik. Tam bize uygun bir Türk usulü görüntü değil mi? Bindiğimiz dalı kesmeye meraklıyızdır, "tepeden tırnağa" kadar.

Neyse, biz dönelim maçın önemli görüntülerine. Milliler oyuna çok iyi başladı. Henüz 48. saniyede Tayfun'la nefis bir de gol attık: 1-0. Belli ki zayıf Azerbaycan'a karşı farka koşacaktık. Aynen de öyle oldu. 6. dakikada Rzayev'in gollük şutunu Rüştü mükemmel bir kurtarışla kornere attı, başka da kalemize oyun boyunca gelen giden olmadı. Bu kurtarışı her ne kadar alkışladıysak da, Rüştü, kalesinde sıkılmış olacak ki, kabına sığamayan yaramaz çocuk gibi sahanın her tarafına saldırmaya başladı.

Farkı arttırmalıydık
Farka koşan takımımızı çok beğendik. Ama içlerinden birkaç tanesini ayrı bir kenara koyup övmek istiyorum. Tugay'ı çok beğendim. Savunmanın önünde, takımı iyi organizasyonlara iten, oyunu akılla başlatan, pas yüzdesi mükemmel, hücum bölgelerine de gollük paslar atan adamdı. Ümit ve Tayfun sağ kanattan hücumları birbirlerine bindirerek akınlar yapan ve Azerbaycan sol kanadını yerlerde süründüren adamlardı.

13'te Okan'ın plasesi, 20'de de Abdullah'ın sert şutu kaleci tarafından kornere savrulurken, aynı dakikalar içinde Emre'nin plasesi üst direkten çıktı. 30. dakikada çok güzel görüntüler vardı.. Tayfun sağdan rakiplerini peşine takıp Oktay'a 2. golü attırdı; tribünler Tayfun'u da alkışladı: 2-0 4 dakika sonra, bu kez futbola küskün görüntüsüyle sahada pek varlık gösteremiyormuş gibi görünen Hakan Şükür, Oktay'ın gollük pasında nefis bir kafa vuruşuyla skoru 3-0 yaptı.

Bu golden sonra durulduk. İkinci yarıda da rakibin üstüne gittik, ama gol niyeti pek yoktu. Bu arada, futbolumuzun gencecik büyük yıldızı Emre, 79. dakikada rakip savunmayı birer birer ceza sahasında ipe dizer gibi geçti, futbol ukalâlığını gösterebilmek için daha fazla lükse kaçtı ve olabilecek golü de kaçırdı. Oysa skoru arttırabilseydik, gelecekteki maçlarda daha fazla avantaj yakalamış olurduk.

En erken milli gol
Milli Takım'ı 48. saniyede öne geçiren Tayfun'un golü, Ay-yıldızlıların tarihindeki en erken gol olmanın yanında, Dünya Kupası finalleri ve elemelerindeki 100. gol ve Tayfun'un ilk milli golü olarak tarihe geçti

Hakan arayı açtı
Milli Takım'ın en golcü oyuncusu olarak sahaya çıkan Hakan Şükür, Azerbaycan karşısında da boş geçmeyip, gol sayısını 31'e çıkardı. Oktay Derelioğlu, 5 Eylül 1998'deki K.İrlanda maçından beri ilk kez gol attı.

Tribünler doldu
Futbolseverler maç öncesi teknik heyetin destek çağrılarını karşılıksız bırakmadı. İnönü Stadı'nın tribünlerinde 30 bini aşkın taraftar vardı. Ay-yıldızlı ekibimiz de seyircinin de desteğiyle amacına ulaştı.

Ziya ŞENGÜL

 
Yeni dış kaynağın doğru bir şekilde kullanılacağını düşünüyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır