kapat
29.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Flamenko'ya 'oley' diyen kent


Bir devre damgasını vuran Endülüs uygarlığının eski başkenti Kordoba, Müslümanların izleri, çiçek sarkan avluları, sherry imalathaneleri ve matador müzesi ile gezmeye değer
Müslümanlar bundan yüzyıllarca önce iki kanattan Avrupa'ya girmişler. Osmanlılar 14. yüzyılda Balkanlara yerleşmeye başladığında, Araplar çoktan İspanya'nın güneyinde Endülüs adını verdikleri bölgeden başlayarak İber yarımadasının yarısına hakim olmuşlardı.

Müslüman Arapların Avrupa'daki ilk başkenti Kordoba, 8. yüzyıldan kurdukları halifeliğin parçalandığı 11. yüzyıla kadar Avrupa'nın hiç görmediği bir medeniyete ev sahipliği yapmıştı. Eski Kordoba camii, şimdiki adıyla La Mezquita, Katolikler'in eline geçtikten sonra yıkılmamış, yapılan eklemeler ile bir kilise haline çevrilmiş. 850 kırmızı-beyaz çizgili sütunun oluşturduğu alanda katedral ile eski mihrab bir arada bulunuyorlar. La Mezquita'nın hakim olduğu Kordoba şehrinin bir özelliği de duvarlardan sarkan renkli çiçek sepetlerinin süslediği avluları.

Endülüs'ün en büyük şehri ve kendi başına bir yazı konusu olduğu için transit geçeceğimiz Sevilla ile Kordoba arası iki saat.

SHERRY'NİN BÜYÜSÜ
Sevilla'dan güneye doğru bir saat mesafede ise Jerez de la Frontera bulunur. Bu civardaki birçok kasabanın adından sonra gelen Frontera kelimesi sınır anlamına geliyor. Jerez de la Frontera dünyaca ünlü içkisi sherry ile tanınıyor. Şehrin içindeki ünlü sherry imalathaneleri gezmeye değer. Hayatınızda hiç sherry içmediyseniz, ilk denemeniz için daha ideal bir yer bulamazsınız. Sherry'nin tadı size Jerez'de biraz daha farklı gelirse, bu tat farkının nedeni, içinde bulunduğunuz büyülü ortamdır.

Jerez'den daha güneyde Cadiz bulunur. Cadiz'in katedrali ve şubat ayındaki karnavalı şehrin övünç kaynağıdır.

Cadiz ile Malaga'nın arasındaki yol, Avrupa'nın en ilginç yollarından biridir. Cebelitarık boğazından hemen önce Avrupa'nın en önemli windsurf merkezi Tarifa'ya varırsınız. Burada sürekli esen rüzgar denizdeki bembeyaz dalgaların arasındaki yüzlerce windsurf ile tepelerdeki yüzlerce yeldeğirmeninin birbirleri ile adeta rekabet ettikleri olağanüstü bir manzara yaratır.

Karşı kıyıda bulunan Tanca'dan sonra karşınıza 450 metre yükseklikteki sarp Cebelitarık kayası ve zamana karşı direnen ünlü İngiliz kolonisi çıkar. Buraya girmek için Schengen veya İngiltere vizeleri yetmediği için yolunuza devam edersiniz. Tarihi yerleri gezmeyip, sadece denize girmek istiyorsanız, Marbella tam size göre. Ronda'ya gitmenizi de öneririz.

BOĞA GÜREŞİ
Ronda kayaların üzerinde kurulu ve fotoğraf makinenizin bütün filmlerini harcatacak kadar güzel manzaralar sunan bir kasaba. Burası aynı zamanda boğa güreşinin çıktığı yer olarak tanınıyor ve eski köhne arenası ile içindeki matador müzesi mutlaka görülmeli. Endülüs aynı zamanda Flamenco müziğin de yurdu.

Müslüman Endülüs'e dönecek olursak, Kordoba düştükten sonra yeni başkent Granada olmuş. Granada'daki Elhamra sarayı gene Avrupa'nın o zamana kadar görmediği güzellikteki bahçeler arasındaki bir cennetti. Granada'nın 1492 yılında Katolikler tarafından işgali İspanya'daki Müslüman varlığının sonu oldu. Birçok Müslüman Afrika'ya kaçarken, kalanlar zorla Katolik yapıldı. Elhamra yıllar boyu süren ihmale ve Napolyon'un askerlerinin imha çabalarına direndi ve Granada'ya hakim tepelerde bütün ihtişamı ile geçmiş bir devrin şahidi olarak duruyor.

Teoman Hünal

 
2001 yılı Türkiye 1. Futbol Liginin şampiyonu kim olacak?

Fenerbahçe
Galatasaray
Gaziantepspor
Beşiktaş

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır