kapat
13.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )

"İnsanım" diyenlere duyurulur

Kandırıldık... Evet, resmen kandırıldık biz. Ben ve benim gibi, 2000 yılının haziran ayında, Adalet Bakanı'nın davetlisi olarak F tiplerini gezen ve orada Bakan Türk'ün, F tiplerinde tutukluların asla tecrit edilmeyecekleri konusunda verdiği söze inananlar olarak fena halde kandırıldık.

F tiplerinde kalan tutuklular dört aydır tecritte tutuluyor. Dört aydır ortak alanlara çıkamıyor. Onlarca tutuklu, artık ölüm orucunu bitirmek için sadece tecridin kalkmasını bekliyor. Her gün sapır sapır tutuklu ölüyor ama bakanlık tecridi kaldırmıyor.

Deniyor ki, F tipi cezaevlerinde tutukluların spor salonlarından, kütüphanelerden, atölyelerden faydalanmasına karşı asıl direnen, İçişleri Bakanımız Saadattin Tantan'mış. Tantan'ın bu direnişi yüzünden, Terörle Mücadele Yasası'nın 16. Maddesi bir türlü değişemiyor, o değişemeyince de, Adalet Bakanlığı'nın bizlere iftiharla sunduğu o kocaman spor salonları, okuma salonları, çalışma atölyeleri bomboş duruyormuş.

Doğru mu, bilmek istiyoruz. Sebep gerçekten de Tantan'ın direnişi mi?

Eğer doğruysa şaşılacak şey...

Koskoca bakan, koskoca emniyet teşkilatı, koskoca Türkiye Cumhuriyeti hapse atıp üstüne yedi kat kilit astığı tutukluların onunun Ğ on beşinin biraraya gelmesinden bu kadar korkar mı? O on Ğ on beş tutuklu bir araya gelip sohbet etti, spor yaptı diye, devletin cezaevlerindeki kontrolü ortadan kalkar mı? Koskoca bakan, koskoca TC, koskoca Adalet Bakanlığı, kendi idaresi altında olan bir yerde otoritesini tesis etmek için, insanları hücreye atmaktan başka çare bulamaz mı?

***
Şahin Güzel'in oğlu Özkan Güzel tutuklandığında 14 yaşındaydı. 17 yaşında 25 yıla hüküm giydi. Şimdi ölüm orucunun 160. gününde...

Baba Şahin Güzel, 10 Nisan Salı günü oğluyla yaptığı son görüşmeyi anlatıyor.

"Salı günü görüşmemde sadece beni ve annesini hatırladı. Başkalarını zorla tanıdı. Arkadaşlarını ve abilerini tanımakta zorlandı. Konuşmakta zorlanıyordu. Devamlı olarak başım, sırtım, belim dizlerim ve ayaklarım çok ağrıyor, diyor. Şekerli su, tuzlu su alamadığını söyledi. Kabine tekerlekli sandalyeyle getirdiler. 10 Nisan'daki görüşmede idrarını tutamadı ve altına yaptı. 30 dakikalık görüşte 10 dakika konuşamadı. Bilinci açık ama ara sıra hatırlamakta zorlanıyor. Gülsüman Dönmez'in yaşamını yitirdiğini söyledim. 6-7 kere "kim?" diye sordu. Ben tekrar Gülsüman deyince, tamam, arkadaşlara haber veririm, dedi. Sağ gözü hafif görüyor. Sol gözü tamamen görmüyor. Beni tanıyor musun dedim, tanıdı. Annesini sordu. Kız kardeşlerini hatırlıyor.

Benim oğlum 14 yaşında hapisaneye girdi. 17 yaşında 25 yıl ceza aldı. Şimdi ölüm orucunun 160'ıncı gününde ölmek üzere.

Kendisine insanım diyen herkese duyurulur."

***
Sizin çocuğunuz da 14 yaşında oldu mutlaka, öyle değil mi Sayın Bakan?

Kızınızın ya da oğlunuzun on dört yaşında olduğu zamanı hatırlıyor musunuz? On dört yaşındaki çocuklar ne kadar da toy, ne kadar da cahildir; ne kadar çok hata yaparlar, bilirsiniz, değil mi Sayın Bakan? Onları o yaştaki hatalarından dolayı cezalandırabiliriz, ama göz göre göre öldüremeyiz, değil mi efendim?

Onlar o kadar genç ki, 25 yıl da almış olsalar, önlerinde özgürce yaşayabilecekleri koca bir ömür var. Yeter ki, inanılmaz inadınız yüzünden hayatlarını kaybetmesinler...

Bu sözlerim acaba size ulaşabiliyor mu Sayın Bakan?

Bir hükümlü babası, İbrahim Seyitcemaloğlu bana yolladığı mektubunda, bir insanın evladı gözlerinin önünde eriyerek ölürken çaresiz seyretmesinin, "yeryüzünün en dayanılmaz dersiyle yaşamaya devam etmek" olduğunu yazmış.

Ben onun ne demek istediğini hissedebiliyorum. Siz bu acıyı biraz olsun hissedebiliyor musunuz?

Biraz empati... Biraz insaf... Biraz insanlık...

Sizden çok şey mi istiyoruz Sayın Bakan?

 
Gündemi en çok nereden takip ediyorsunuz?

İnternet Haber Portalları
Günlük Gazete
Televizyon
Radyo

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır