kapat
13.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )

Daum'u savunmanın vebali..

Kazım Kanat bu ülkenin en yürekli gazetecilerinden biri.. Onu kardeşim gibi sevmemin baş sebebi de bu..

Bugünlerde bilerek veya bilmeyerek büyük bir vebal üstleniyor.. Bir kokain kullanıcısı, bir yalancının avukatlığına soyunmuş.. Alman İçişleri Bakanının, bizim İçişleri Bakanına "Bunu nerden buldunuz" demesine yol açacak kadar ters birinin, Türk gençliğinin, büyük bir "Beyaz Zehir" tehlikesi ile başbaşa olduğunu istatistiklerin gösterdiği Türk Gençliğinin önüne "Örnek, kahraman, kurtarıcı lider" olarak konulmasına alkış tutmanın vebali çok büyüktür.. Bu vebali Kazım da ödeyemez, Serdar Bilgili de.. Beşiktaş da..

Akadların altında, bir pırıl pırıl eğitim yuvası var.. Kapısında ne yazıyor biliyor musun, Kazım?..

"Beşiktaş Jimnastik Kulübü Koleji.."

Bu Kolej öğrencilerinin idolü, bir kokainci, bir yalancı olursa ne olur?..

O öğrenciye yalanın, o öğrenciye kokainin kötü olduğunu artık anlatabilir misin?.

* * *
Kimse duygu sömürüsü yapmasın.. Bir kokainciyi iyileştirmek başka şeydir, onu getirip gençlerin önüne "İşte bir kokainci.. Üstelik de yalancı.. Ama bakın, Türkiye'nin en eski, en büyük kulübünün en görkemli, en popüler makamında.. Ona bakın ve kokain kullanmanın ne kadar zararsız olduğunu görün" dercesine oturtmak başkadır.

Bakın bu soruma kimse yanıt vermedi?..

Kokain kullandığı anlaşılır anlaşılmaz, önce kulübü, hem de zaferden zafere götürdüğü Bayer Leverkusen, niye Daum'u hemen kapıya koydu?.. Alman federasyonu niye milli takım sözleşmesini hemen feshetti?..

Alman gençlerine kötü örnek olmasın diye.. Kimse "Aman Daum bizim çocuğumuz rehabilite edelim" demedi.. Alman Gençliğine karşı Daum riski göze alınmadı. Çünkü gençlik Almanya'nın en kıymetli varlığı idi.

Alman'ın Alman'a yapmadığını, Türk gençlerini, Türkçocuklarını riske ederek biz niye yapıyoruz söyler misiniz?..

Emniyet Genel Müdürü Turan Genç de vebal altındadır..

Bir Türk hoca, kokain kullandığı için Beşiktaş ve milli takımdan kovulsa, Almanya sınırından içeri giremezdi, değil, çalışmak..

Biz Almanya sömürgesi gibi, Almanya'dan gelecek evrakları bekliyoruz hala.. Kokainci bir yalancının bu ülkede çalışmasına, ya da çalışmamasına, özgür, bağımsız Türk bürokratları değil, Alman makamları karar verecekler çünkü.. Ordumuzu da Limon Von Sancders Paşalar yeniden gelip yönetsin bari..

Utanç verici olan asıl bu..

"Ben kokain kullandım, ama Almanya'da" diyen Fatih Ürek'i hem de DGM'ye yollayan Türk polisi, Almanya'da kokain kullandığı kanıtlanan Alman'a Türkiye'de göz yumup, Alman patronlarından talimat bekliyor..

Atatürk kapütülasyonları kaldırdı, öyle mi?..

Yazılı olanları "Evet!.."

Kafamızda kazılı olanları kaldırmak için daha kimbilir kaç fırın ekmek yememiz gerek!..

Bir Tavsiye

Ölümsüz'ü öldürmüşler..
Hiç hazzetmeyenler var.. Ben Bruce Willis'e bayılırım.. Aksiyon filmlerinde de, psikolojik gerilimlerde de..

Samuel L. Jackson en sevdiğim zenci aktörlerdendir..

Yani ben bu ikisinin filmlerine koşarak giderim..

Bu defa beraberler üstelik..

Ve de filmi yazıp yöneten M. Night Shyamalan..

Bayıldığım 6. His'si yazıp yöneten Hindistan'ın o harika çocuğu!.

Un var, şeker var, yağ var.. Harika da bir helvacı var yani..

Peki o zaman bu berbat, bu çekilmez, bu sıkıntıdan insanı boğan film nasıl çıkmış?..

Çıkış noktası da ilginç..

Olimpiyatlar için Seul'de iken 1988'de, Kore bayrağına da yansıyan ikilem felsefesini öğrenmiştik..

Yin ile Yan..

Gündüz ile gece..

Dişi ile erkek..

Kara ile ak.. (İşportada satılan Kore kaynaklı yüzükleri hatırlayın. İçiçe geçmiş iki yarım helezon, biri ak, biri kara..)

Tanrı ile Şeytan..

Birşey varsa, karşıtı da vardır..

Samuel L. Jackson, popüler dünyada Cam Çocuk denen ender hastalıkla doğuyor. Kemikleri en ufak dokunmada cam gibi kırılıyor..

Yin ile Yan!..

Bu kadar çabuk kırılan bir insan varsa, hiç kırılmayan bir insan da vardır..

Samuel L. Jackson onu aramaya başlıyor..

Buluyor da..

Bir feci tren kazası.. 119 yolcudan 118'i ölüyor. Bir tanesi (İnsanlar için tane denmezmiş.. Hay kuralcı dilciler..) bir tek tanesi, burnu bile kanamadan kurtuluyor.. Bruce Willis!..

Yani..

Samuel L. Jackson Yin.. Bruce Willis Yan!..

Meraklı değil mi?..

Siz öyle sanın..

Bu kadar aptalca, bu kadar ağır işleyen, bu kadar gitmeyen, bu kadar insanın üzerine kabus gibi çöken (Gerilimden değil ha, sıkıntıdan) bir film daha olamaz..

Bir tek yerde bayağı heyecanlandık..

Tam biz içerdeyken, Bakırköy açıkları merkezli 4 bilmem ne şiddetinde deprem olmuştu ya hani, o koltukları biraz salladı.. Koca sinemada bir tek bizim Daily News Özcan doğruldu yerinden doğruldu biraz.. Hepsi o..

Filmden zaten bizim anlı şanlı eleştirmenler bol yıldız verdiği için şüphelenmiştim. Haksız değilmişim..

Nefes kesen bir tempoda bir gerilim, aksiyon filmi olsa, boş yıldız verirlerdi çünkü..

Demokrata gel!..
Fuat Miras adını son günlerde çok sık duyar olduk.. Bana sorarsanız, krizi, kişisel reklama döndürüp popüler olmaya çalışıyor. Ardından neler geleceğini göreceğiz.

Kendi açıklaması.. Başbakan Bülent Ecevit'e demokrasi dersi vermiş.. "Daha geniş bir demokrasi olsa daha iyi olmaz mı" demiş..

Ne demokrat adam değil mi?..

Değil tabii..

Türkiye Odalar Birliğini toplantıya çağırmış.. Ama daha konuşmalar başlamadan "Sonuç Bildirgesi" hazır ve cebinde.. Toplantı şov.. Toplantı göstermelik..

Oda Başkanlarından biri, Sinan Aygün "Bildirgeyi hazırlamışsınız. Bu insanları niye boşuna konuşturuyorsunuz" deyince, bu çok demokrat, Ecevit'e demokrasi dersi verecek kadar demokrat Miras Beyin yanıtı ne oluyor bilir misiniz?.

"Yazıklar olsun size.. Burada şov yapıyorsunuz.. Terbiyesiz adam!.."

Medyanın ettikleri..
Günay'la sohbet ediyorduk.. Geçen Cumartesi gecesi, 100 rezervasyon iptal edilmiş.. Sebeb hep ayni..

"Şimdi medya gelir, bizi teşhir eder.. 'Millet kan ağlarken bunlar eğleniyor' derler.. Rezil oluruz.."

Düşünebiliyor musunuz?..

Geçen gün Sabah yazıyordu.. Büyük otel davetlerinden de vaz geçilmiş.. Artık evlerde kapalı davetler yapıyormuş, parası olanlar, medyadan kaçmak için..

Medya terörüne bakın.. Medyanın korkusundan kaç kişi işsiz, kaç aile aç, düşünebiliyor musunuz?..

En ucuzundan zengin düşmanlığı yapmanın sonucu, zenginin parası fakire akmaz oldu..

Günay'da bu hafta Sibel Can ile Fedon var.. Fedon ödüldaşım.. Abdi İpekçi, Türk- Yunan Barış ödülünü ben yıllar önce almıştım, o, bu yıl aldı.. Hem de nasıl hakkederek..

Günay, sonuna kadar gitmeye kararlı ve azimli..

Sibel'den sonra, Gülben Ergen, Sertap, Levent, Aşkın Nur Yengi, haziran sonuna kadar devam edecek.

Medyadan korkmayın dostlarım..

Parası olan ne kadar harcarsa, bu ekonomik hareketsizlik o kadar hızlı harekete dönüşür, kriz o kadar hızlı biter..

Parası olanın harcaması, vatanseverliktir. Medyanın iddia ettiği gibi, ihanet değil..

Gazi Erçel mi sadece..
Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, görevden ayrılmadan ve dolar iki misline fırlamadan iki gün önce, 52 milyar liralık Türk lirası hesabını, Amerikan dolarına çevirmiş.. Böylece durduk yerde 30-40 bin dolar karlı duruma geçmiş..

Gazeteler manşete çektiler.. Erçel savunma yaptı:

"Bu talihsiz bir tesadüften ibarettir. Benim haberim dahi yok. Paramı işleten arkadaşlar bu değişikliği yapmışlar.."

Şimdi bu savunma başka şeyleri akla getiriyor:

"O parayı dolara çeviren arkadaşlar kimler?.. Bunlar daha kimlerin kaç trilyonunu dolara çevirmişler?.."

Merkez Bankası Başkanının parasını dolara çevirdiğini haber alanların sayısı kaç?.. O iki günde kaç dolar satın alındı, kimler tarafından?..

İlginç değil mi?..

Daha ilginci..

Siz banka yetkilisi olsanız ve Merkez Bankası Başkanının Anayasa fırlatılmış, Borsa tepetaklak olmuşken bankanızdaki tüm hesabını dolara çevirdiğini öğrenseniz ne yapardınız?.

Erçel'in paraları hangi bankalarda idi, o bankalarda o iki günde döviz durumu ne olmuş mesela?..

SEVDİĞİM LAFLAR
Başarı, çoğu zaman başarmanın ne kadar zaman alacağını bilmeye bağlıdır.

Charles Louis de Montesquieu

(1689-1755)

BİZİM DUVAR
IMF'nin yeni Türkiye masası şefi Juha Kahkönen ekonomimizi görünce sinirleri bozuldu ve adını değiştirmeye karar verdi: Hihoha Kahköhkehnen..

Hakan&Utku

TEBESSÜM
Diyetisyenin biri kötü yiyecekler hakkında konferans veriyormuş.. "Midemize gönderdiğimiz yiyecek dediğimiz şeyler burada beni dinlemeye gelenlerin tamamını çoktan öldürmüş olmalıydı!" demiş "Bildiğimiz gibi kırmızı et, Sebzelerin bazıları insan için tehlikelidir.. İçtiğimiz sudaki mikropları hiç farketmiyoruz.

Fakat bir yiyecek vardır ki bunların en tehlikelisidir, ve bunu hemen hepimiz yeriz ve hayatımızı mahvederiz.. Siz beyefendi birinci sıranın başında oturan, lütfen bu yiyecek ne olabilir tahmin edebilirmisiniz?"

Adam ayağa kalkmış, başını

öne indirerek cevap vermiş:

"Düğün Pastası.."

 
Gündemi en çok nereden takip ediyorsunuz?

İnternet Haber Portalları
Günlük Gazete
Televizyon
Radyo

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır