kapat
13.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 

'Aldım-verdim' tartışması


Bankaların, TL cinsi iç borç kağıtlarını düşük kurdan döviz tahvilleriyle değiştirme isteği tartışma yarattı. Bankacılar "Başka çıkış yok" derken bazı uzmanlar, "Kamu vicdanı ve hukuk ihlal edilmiş olur" diyor
Uygulanan ekonomik istikrar programını bankacılık sektöründeki sorunların ön ayak olduğu bir krizle noktalayan Türkiye, yeni programda aynı sıkıntıları yaşamamak için alternatif arıyor. Bankalar tarafından sektörün döviz ihtiyacının ve devalüasyon sonrası uğradığı kaybın bir kısmının karşılanması için ortaya TL ve döviz cinsi tahvil değişimi planı atıldı. Ancak bu değişimin piyasanın altında düşük bir kurdan yapılması teklifi sıkıntı yaratıyor.

Başta Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı Ercan Kumcu olmak üzere bazı ekonomistler, bu uygulamaya karşı çıkıyor. Bunun direkt olarak bankalara kaynak aktarımı anlamına geldiğini savunan Kumcu, "Bu kararın altına imza atan, Yüce Divan'a gider" diyor.

ZOR KARAR
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Faruk Selçuk ise bunun zor bir karar olduğunu, altına imza atanların Yüce Divan'da olmasa bile kamu vicdanında yargılanacağını vurguluyor.

Takas planını destekleyen bankacılar ise teknik olarak uygulanacak yöntem ve zamanlamaya ilişkin henüz detaylı bilgi bulunmadığını ifade ediyorlar. Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdürü Naci Sığın, modelin uygulanmaması halinde orta vadede Hazine'den çıkacak olan paranın çok daha fazla olacağını söylüyor. Kentbank Genel Müdür Yardımcısı Bora Böcügöz ise en şeffaf modelin, kurun ihale ile belirlenmesi olduğunu ifade ediyor.

Düşük kur Yüce Divan'a götürür
Konuyla ilgili görüşlerini, önceki gün CNN Türk'te katıldığı programda açıklayan Ercan Kumcu, şunları söyledi: "Bankalara bugünkünden düşük kurla döviz cinsi tahvil verilmesi, resmen Hazine'den kaynak aktarımı anlamına gelir. Bunun altına imza atan bakanlar da milletvekilleri de Yüce Divan'da yargılanır. Ayrıca şu durumda uygulanabilecek tek yol da bu değildir. Türkiye, Japonya'nın yıllardır uyguladığı sistemi uygulayabilir. Japon Hükümeti, bankaların ellerinde bulunan iştirak hisselerinin bir kısmını kamulaştırma yoluyla alıyor ve onlara kaynak aktarıyor. Çağırırsın bankanın patronunu, "Bankana kaynak aktar" dersin. Aktaramıyorsa, "Al sana şu kadar kaynak, elindeki hisselerin şu kadarını alıyorum" dersin. Böylece bankaları düştüğü zor durumdan kurtarırsın. Japonya'da, bankaların elindeki iştirak hisselerinin ancak sermayeleri kadar olmasına izin veriliyor.
Bu sistem Türkiye'de de uygulanabilir."

Bankalar düşük kurdan istiyor
Kurların dalgalanmaya bırakılmasının ardından bankacılık sektörü TL cinsi iç borçlanma senetlerinin bir kısmının döviz tahvilleriyle değiştirilmesini istedi. Sektör yetkilileri her fırsatta 3 ile 5 milyar dolarlık bir tahvil tutarının "belli bir kurdan" uzun vadeli döviz tahvili ile değiştirilmesinin, sistemin sağlığa kavuşması açısından önemli olacağının altını çizdi.

Bankacıların isteği net olarak şu:
"Sektörün elinde TL cinsi yaklaşık 11 milyar dolarlık iç borçlanma senedi var. Bunun 3 ile 5 milyar dolarlık kısmının otoriteler ve piyasa oyuncuları arasında anlaşılacak bir kurdan, döviz tahvilleri ile değiştirilsin. Döviz kuru ise ne devalüasyondan önceki fiyat, ne de şimdiki piyasa fiyatı olsun. Arada bir yerde anlaşma sağlansın."

AÇIK POZİSYON AZALACAK
Bu istekteki amaç, devalüasyona 13 milyar dolar civarında bir açık pozisyonla yakalandığı tahmin edilen bankacılık sisteminin döviz ihtiyacının kapatılması. Bu kapatılırken de tahvil takasının "uygun bir kurdan" yapılarak açık pozisyondan gelen zararın bir miktar indirilmesi. Yani kurlar 1 milyon 200 bin lira civarında gezerken bankaların örneğin 900 bin liradan tahvil almasına olanak tanınacak. Böylece sektörün 1 dolardan 300 bin lira kadar kar yazması sağlanacak. Bankalar bu kağıtlarla bilançolarına çeki düzen verecek. Bu uzun vadeli tahvlilerin ikinci el piyasası fazla canlı olmayacağı için fazla likit olmayacak. Ama bankalar yurtdışından yapacakları borçlanma, sendikasyon gibi her türlü bankacılık işlemleri için daha iyi bilanço sunma fırsatını yakalayacak.

Bankalar bu takasın karşılığında ise Hazine'ye vadeyi uzatma ve yüklü iç borç geri ödemelerini kolaylıkla atlatma seçeneği getiriyor. Bankacıların öne sürdüğü teze göre 10 milyar doların üzerinde iç borç geri ödemesine hazırlanan Hazine, hem bu itfaları sorunsuz atlatacak, hem de yapılan anlaşmaya göre vadeyi iki, üç yıl uzatabilecek. Takas sonucunda sistemin döviz açığı kapanacağı için dolar talebi de düşecek. Merkez Bankası'nın döviz rezervleri üzerindeki baskı da azalacak.

Faruk Selçuk : Önce kamu vicdanı mahkum eder
"TL bonoların döviz bonosu ile değiştirilmesinde en önemli konu fiyatın ne olacağı. Bu yapıldığında bonoların vadesinin de değiştirilmesi gerekiyor. Ortalama vade mutlaka uzamalı.

Vade uzarsa bu hükümete zaman kazandırır. Yani vade bir yıl ise üç yıl gibi uzatılmalı. Kur konusunda ben iktisaden değil hakkaniyet olarak kurun bugünkü seviyede yani 1 milyon 300 gibi bir seviyede belirlenmesi gerektiğine inanıyorum. Şu anda oluşan kurların daha altındaki bir fiyattan yapılmaması gerekiyor. Bankacılık sistemini ayağa kaldırmamız gerekir. Bu çok ciddi bir karardır. Kurun aşağıda belirlenmesi yapanları Yüce Divan'a götürmez ancak kamu vicdanından mahkum eder.

Bankacılık sistemi ile ilgili sadece bu değişim değil, birleşmeler ya da sermayelerine katkıda bulunacak ortaklıklar da gündeme getirilmeli. Sadece kağıtları değiştirelim, yolumuza devam edelim diyerek bu iş olmaz. En önemli olan şey şu anda sürdürülemez borç yapısını sürdürmeye devam etmektir".

Asaf Savaş Akat : Bir tek kur var
"Türkiye'de bir tane kur vardır ve o da piyasadaki kurdur. Benim bu değişim sırasında başka bir kur önerme gibi bir durumum olamaz. Başka bir kurdan yapılmasını anlamam da mümkün değildir. Piyasa kuru dışında yapılacak bir uygulama da Yüce Divan'a mı gider, başka yere mi gider bilmem. Onu hukukçular bilir."

Yaman Törüner : Vade uzatılmalı
"Olay başta Hazine'den kaynak aktarma gibi görünse de hem vade uzayacak hem de zaman içinde bu kaynak geri alınacak. Buradaki en önemli konu dolar kuru. Kur 800-900 bin lira civarında olacak. Bu eleştirilmemeli, çünkü bugün dışarıya çıkıp tahvil satsanız yüzde 14-15 iskonto ile borçlanırsınız. Yani 100 dolarlık bono verip 85 dolar alabilirsiniz. Eğer borçlanmayı 7, 8, 10 yıl gibi uzun vadelere yaymak istiyorsanız yapabileceğiniz başka şey yok. Önemli olan vadeyi zaman dilimlerine yaymak.

İmzalayanlar Yüce Divan'a gider görüşlerine katılmıyorum. O zaman enflasyonun üzerinde faiz verenler de yüce divanda yargılanmalı. Enflasyon yüzde 50 iken yüzde 100, 120 ile borçlananlar da Yüce Divan'a gitsin."

Güngör Uras : Huzursuzluk yaratır
"İki sorun var. Dolar bonolarının 1 milyon 300 binin altında fiyat ile (örneğin bir dolar 900 bin TL) satılması büyük sorunlar yaratır. Bankalara Hazine'den dengesiz biçimde, ölçüsüz biçimde kaynak aktarımının kapısını açar. Huzursuzluk yaratır. Ne olursa olsun bu uygulama ülkede 'dolarizasyon'un yaygınlaştırılmasıdır. Halka dolardan TL'ye dönmesi tavsiye edilirken, Hazine'nin TL'den dövize dönmesidir. 'Mecburiyetten' yapılacak bu uygulama çok tartışılacak ama döviz piyasasındaki talebi azaltmada sinirleri yatıştırmada etkili olacaktır."

TÜSİAD yumuşak geçiş önerisi yaptı
"Değişim" tartışması, TÜSİAD'ın dün kamuoyuna sunduğu rapor ile daha da hararetlendi. Raporda, özel bankaların ellerindeki bonolar için dövizli veya dövize endeksli bonolarla swap (değişim) yapılması ve açık poziyonların kapatılması için 12 ila 18 aya yayılan yumuşak bir geçiş süresi tanınması istendi. Raporda, şu öneriler yer aldı: "Yurtdışından alınabilecek 5 milyar dolarlık kaynak kamu bankalarına sermaye konulmalı, kamu bankaları bu kaynağı piyasa fiyatından ticari bankalara satmalıdırlar. Bankaların TL aktiflerinin fonlanabilmesi ve döviz pasiflerini çıkartmamaları için Merkez Bankası'nın bankalardan döviz borç alıp TL borç verdiği bir swap imkanı sunulmalıdır. Stopaj, disponilite ve munzam maliyetleri aşağı çekilmelidir."

 
Gündemi en çok nereden takip ediyorsunuz?

İnternet Haber Portalları
Günlük Gazete
Televizyon
Radyo

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır