kapat
07.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Akiko San'lar Türk erkeğini sevdi


Batı dillerinden sonra en çok rağbet gören dillerden biri de Japonca. Japonca eğitim veren hocaların çoğu ise bir Türk'le evlenip ülkemize yerleşen Japon kadınlar. Anadolu kültürünü yadırgamayan Japonlar eşlerinden çok memnun
'Konniçva' diyerek girdi sınıfa Japon öğretmen. Uzun siyah saçları, çekik gözleri, belirgin elmacık kemikleri, incecik vücudu ve giysileriyle farklıydı. Zor anlaşılır Türkçe'siyle dersi başlattı. Akiko tahtaya Japonca bir şeyler yazdı. Önce kendi okudu, sonra öğrenciler yüksek sesle tekrarladı: "Koka ni nan ni imasu ka? Koka ni nan ni futani'nin imasu."

Japonca kurslarının diğer yabancı dil kurslarının atmosferinden farklı bir yanı var. Derse Japonlar'ın o biraz soğuk ve biraz da mesafeli havası hakim. Öğrenciler Akiko Demirci'ye 'Akiko San' diye hitap ediyor, o da öğrencilerine "Ahmet San, Aslı San" diyor. 'San' Türkçe de 'hanım ve bey'in karşılığı.

İstanbul'un çeşitli yerlerinde bulunan Japonca kurslarında genelde Akiko gibi bir Türk'le evlenip Türkiye'ye gelmiş kadınlar öğretmenlik yapıyor. Hatta sayıları öyle artmış ki, Akiko Demirci "Yedi yıl önce 70 kişiydik, birbirimizi tanıyorduk. Şimdi tanımıyoruz bile. Bu kadar patlama olunca boşanmalar bile arttı" diyor.

TALİH KUŞU MİSALİ
Akiko Sun'ın eşi ile öyküsü Japonya'da başlamış. Viyana'da Japon Dili ve Edebiyatı okuyan Muharrem Demirci, Japonya'yı ziyaretlerinden birinde Sanat Tarihi dersi alan Akiko San'la tanışmış. Akiko, Anadolu uygarlıklarına ilgi duyuyormuş zaten. Kendi tabiriyle ona piyangodan bir Türk çıkmış.

Akiko, eşi ile birlikte kurdukları Japon Kültür Merkezi'nde öğretmenlik yapıyor. İlk geldiği yıldan bu yana bazı noktalar hariç Türk kültürüne hiç yabancılık çekmemiş: "Bir Amerikalı ile evlenseydim mutlaka daha çok zorluk çekerdim. Onların kültürüyle bizim kültür çok farklı." Uzun yıllar Japon Dili ve Edebiyatı okuyan Muharrem Demirci ise bu kültürel yakınlığa şöyle bir açıklama getiriyor: "Öncelikle Japonca ve Türkçe aynı dil grubuna mensup, Ural-Altay dil grubuna. İkincisi ise Japonlar'ın üzerinde Budizm etkili iken günlük hayatta Şintoizm'in etkileri görülüyor. Bizde ise Orta Asya'dan taşıdığımız Şaman dininin etkileri var. İki din de birbirine benziyor. Japonlar da yerde yemek yiyor, evde ayakkabılarını çıkarıyor, biz de." Japon gelin Akiko Demirci'nin Türkiye'ye yerleşmesine ailesi önceleri karşı çıkmış. Ancak eşi Muharrem Demirci, çok iyi Japonca bildiği için onlardan tam not almış. Akiko San'a göre ailesinin sonunda bu evliliği kabul etmesinin nedeni Türk insanın genel yapısında olan sahiplenme duygusu. Onlar kızlarının Türkiye gibi uzak bir memlekette emin ellerde olacağını biliyorlarmış.

DÖRT EŞ ŞAKASI
Bilgi Üniversitesi'nde Japonca dersi veren Tomoyo Özerhan'ı ise öğrencilerine Japonlar'ın ataları Samurailer'in savaş sporu Kendo'yu tanıtırken bulduk. Ona göre öğrenciler Japonca'yı günlük hayatta ya da işlerinde kullanmayacakları için pek motivasyon sağlanamıyor, bu nedenle kültürel faaliyetlere ağırlık vermek gerekiyor.

Eşiyle İngiltere'deki eğitim sırasında tanışan Tomoyo Özerhan'ın Türk'le evlenmesine ailesi, "Türkler 4 kadınla evlenirlermiş, sen kaçıncısın?" diye takılmış. En büyük tepkiyi ise Avrupalı arkadaşları göstermiş.

Deniz Kei adında 8 yaşında bir çocuğu olan Tomoyo, çocuğunun her iki kültürün özelliklerini de almasını istiyor. Tomoya San'ın Türkiye'deki eğitimden tek sıkıntısı çocukların arkadaşlarıyla yarıştırılması: "Kim birinci olacak, en iyi çocuk kim? Japon okulunda bu mantık yok. Çocuk nereye kadar gelelebilmiş, eksikleri var mı, varsa bu eksikleri giderme yolları aranır."

Aya Sakai Kuru ise yaklaşık 10 senedir Türkiye'de Japonca ders veriyor. Türkiye'de bulunan Japon çocuklara ya da annesi Japon babası Türk olan çocuklara eğitim veren bu okulda Japon sistemi uygulanıyor. Okulun bir diğer hocası da Ayaka Hamaha Öztürk. Altı yıl önce master için geldiği Türkiye'de evlenip kalmış. O da diğerleri gibi Türkler'i sonradan tanımış, ama Türkiye'de olmaktan çok mutlu.

Yuriko kalbinin sesine kulak verdi
Yuriko Yıldırımoğlu, yıllar önce 1976'da gelmiş Türkiye'ye. Japonya'ya sınav kazanarak giden yüksek inşaat mühendisi Hasan Yıldırımoğlu da onun kalbini çalmış. İlişkilerin yoğun olmadığı o dönemde Japonya'dan kalkıp bilinmezler ülkesine gelmek kolay bir karar olmamış Yuriko San için. Ailesi de ilk başta "Türkiye çok uzak bir memleket, yardıma ihtiyacın olduğu anda hemen koşup gelemeyiz' diyerek karşı çıkmış. 25 yıllık evliliği boyunca birbirlerine sevgi ve hoşgörüyle yaklaşmışlar: "Dinimi değiştirmememe rağmen Karadenizli olan eşimin ailesi bana gayet iyi davrandı. Ama bunda eşimin payı büyük; çünkü her konuda benim arkamdaydı." Japon kültürüyle yetiştirdiği çocukları ise şu an 22 ve 23 yaşında.

Japonca kursları
Türkiye'de Japonca'ya olan ilgi hiç de az değil. Cümle yapısı Türkçe'ye benzediği için Türkler'in kolay öğrenebildiği Japonca'ya üniversite öğrencileri, işadamları ve son zamanlarda da hobi olsun diye birçok insan ilgi gösteriyor. Çanakkale 18 Mart ve Kayseri Erciyes üniversitelerinde Japonca bölümü var. Orta Doğu Teknik, Boğaziçi ve Bilgi üniversitelerinde ise Japonca seçmeli derslerden. Buralarda ders verenlerin de çoğu, eşleri Türk olan Japon kadınlar.

Japon Kültür Merkezi: (0212) 293 32 49, Hadosan: (0212) 520 65 63, Türk Japon Kadınları Dostluk Merkezi: (0212) 230 86 58, Bilgi Üniversitesi: (0212) 216 22 22

Aysun Öz

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır