kapat
08.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansinvest
 
ERDAL BİLALLAR(ebilallar@sabah.com.tr )

Manşetlere dikkat!

Krizden bir gün önce Türkiye'nin çalışan fabrikaları, üretim yapan kuruluşları, ürün veren tarlaları, insan dolu çarşıları, malını satan mağazaları ne oldu? Bir günde ne değişti de ülke iflas noktasına geldi?

Hatta G-7 ülkelerine mektup yazılıp, dilenci gibi "Allah rızası için 12 milyar dolar gönderin" denildi...

Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi fabrikalar, kuruluşlar, tarlalar, çarşılar, mağazalar aynı yerde duruyor... En önemlisi halkın döviz ve TL olarak 80 katrilyon liralık tasarrufu da banka kasalarında bekliyor... Bunun yanı sıra Merkez Bankası'nda 20 milyar dolarlık döviz varlığı olduğu belirtiliyor...

İşte; bütün bunlar krizin ekonomik değil, siyasi olduğunu göstermiyor mu?... 65 milyonun yarınına güvenmediğini, daha kötü günleri beklediği için cüzdanını kilitlediğini gözler önüne sermiyor mu?

*
Peki çözüm?

Moral!
65 milyona moral vermek... Bu ülkenin el ele vererek çok daha kötü badirelerden geçip düze çıktığını beyinlere işlemek... Bunun için de medyanın lügatından "Batıyoruz" kelimesini silmek, "Başaracağız"ı manşetlere çekmek...

Esnafın, çiftçinin eylemlerine tabii ki yer vermek... Ama abartmadan, korkutmadan, halkı karamsarlığa, yılgınlığa atmadan... Krizi reyting aracı yapmadan...

Olmadı Sema Pişkinsüt!..
Liderlerinden korkup seslerini çıkarmayan, milleti değil politik geleceğini düşünen milletvekillerini "yüreksizlikle" suçladığım yazımdan sonra DSP'li Sema Pişkinsüt'ün açıklamalarını okuyunca sevinmiştim...

İşte; "550 milletvekili içinden çıkan tek yürekli ses" demiştim...

Pişkinsüt, açıklamalarında sistemi yerden yere vuruyor, "Milletvekilleri halkı değil, feodal yapıyı ve sermayeyi arkasına alarak liderlerinin listesi ile Meclis'e giriyor... Taşradan gelip, yıllardır mesleğini yapmayan avukat camiası ile yasa yapılamaz... Parlamento'daki danışmanlık ve sekreterya sistemi de içler acısı... Meclis koridorları basma entarili, ağzı sakızlı sekreterler ve sarkık bıyıklı, eli tespihli danışmanlarla dolu" diyordu...

Kısacası halkın siyasete olan inancını yok edenleri "Cahil" olarak nitelendiriyordu..

Hepimiz umutlandık; bunun bir başlangıç olduğunu, artık milletvekillerinin bile Meclis'i sorguladığını sandık...

Ama ne yazık ki yanıldık...

Tepkileri görünce, kendi deyişi ile "cahiller"den gelen eleştirileri işitince çark eden Sema Pişkinsüt "Yanlış anlaşıldım" diyerek toplumda oluşan umudu 24 saat geçmeden söndürüverdi...

TERS KÖŞE
Derviş nerede yürümüş!

Kemal Derviş, "Gençliğimde ben de yürüdüm" diyor?

Peki Sayın Derviş nerede ve neden yürümüş olsun? Bizim bildiğimiz Sayın Derviş yaklaşık 30 yıldır yurtdışında...

Yani kendisinin çeyrek asırdır bu milletin çektiğinden, zamlar altında inlediğinden, siyasiler tarafından sömürüldüğünden haberi yok ki; işçi, memur, emekli, öğrenci gibi sokaklara çıkmış olsun... Kimbilir belki de Kemal Derviş "yürüdüm" derken başka şeyleri kestediyor... Paris'in bulvarlarını, Londra'nın mağazalarını, New York'un restoranlarını dolaşmayı kasdediyor...

DOĞRU SÖZ
Bir düşmanı bağışlamak, bir dostu bağışlamaktan çok daha kolaydır.....

İki lider tam siper!

Krizin patladığı günden itibaren hükümet ortaklarından Bahçeli ile Yılmaz ortalarda yok... Kameraların karşısında yalnız Başbakan Ecevit var... Hükümetin icraatlarını, kararlarını Ecevit savunuyor, diğer iki ortağı herhalde eleştirilere hatta beddualara hedef olmamak için tam siper yatıyor...

Serbest Kürsü

Çadır kurun!
Bildiğiniz gibi ülkemiz büyük bir kriz içinde. Ben de esnaf olarak bu krizden etkileniyorum. Yine de çok şükür evime bir ekmek götürebiliyorum. İşsiz vatandaş ne yapsın? Aç sefil halde. İnanın durumum olsa bir kaç kişiyi doyurmaya çalışırdım. Yerel yönetimlerden ricam, Ramazan ayında olduğu gibi yine çadırlar kursunlar, yardımseverlerin katkılarıyla hiç değilse günde bir öğün yemek dağıtsınlar. Bu biraz olsun vatandaşa moral verebilir. Erol Balodlu

ŞİKAYETLER
* ALAŞEHİR'den Selami Geriş, dükkanına giren hırsızın neden olduğu zararı Güneş Sigorta'dan tahsil edemediğini...

* FATİH'ten Tufan Yılmaz, nüfus sayımında görevli olduğunu ama 15 milyon lirasını Fatih Kaymakamlığı'ndan hâlâ alamadığını...

* İSTANBUL'dan Esin Uludağ, evini taşımak için anlaştığı Tuzcuoğlu firmasının kendisine akla gelmeyecek eziyetler ettiğini...

* BAHÇELİEVLER'den Süha Yüceler, 7975 sıra numaralı dilekçe ile talep ettiği kablolu TV naklinin hâlâ yapılmadığını...

* GÖZTEPE'den Ulvi Özipek, Bağ-Kur Bölge Müdürlüğü'nde halka işkence çektirildiğini...

* İZMİR'den Osman Yıldırım, Bornova Mustafa Kemal Caddesi üzerindeki 2509 milyar lira değerindeki 4 dükkanının yok pahasına istimlak edildiğini...

* MALTEPE'den Binnur Erdem, Celal Avşar İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Uzun'un velilerden haraç gibi 15'er milyon lira toplamaya kalktığını bildirdi...

Suçlanan kişi, kurum ve kuruluşları ya mantıklı bir açıklama yapmaya, ya da mağdur ettikleri insanlara el uzatmaya davet ediyorum...

DİKKAT
İnsanlar önce para kazanmak için sağlıklarını, sonra da sağlıklarını kazanmak için paralarını harcarlar...

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır