|
Magazin |
|
Astroloji |
|
|
|
Para Durumu |
|
Hava Durumu |
|
|
|
Bizim
City |
|
Sizinkiler
|
|
|
|
Sarı Sayfalar |
|
İstanbul |
|
|
| Cumartesi Eki |
|
Pazar Eki |
|
|
|
Künye
|
|
E-Posta |
|
Reklam |
|
Arşiv |
 |
  
Gündelik tarih
Gerçi gündelik olayların resmi kaydını tutan vak'anüvisler tarihte kaldı.
Onların yerini yorumsuz kalem oynatabilen ajans muhabirleri aldı.
"Gündelik Hayatımızın Tarihi", yaşamın binbir renginden, dokusundan, ayrıntısından süzülerek ortaya çıkarılmış altıyüz küsur sayfalık bir bilgi destesi.
Bunalımlar, hapşırıklar, duygular, inançlar, alışkanlıklar, geleneklerin ötesinde hayatın nerede, nasıl yaşanacağına ve yaşatılacağına dair her tür bilginin en eğlendiricisi, en zihin açanı, en "vay anasına be" dedirteni, bu güldestede, bir açık büfe, açık sayfa düzeni içinde okura sunuluyor.
Bu sürprizler gündelik hayatımızın tarihine, ebcet hesabına, (hatta kitabına bile) sığmayacak derslerle, bilgilerle dopdolu. Geçtiğimiz hafta gündelik hayatımızın, (siyasi hayatımızın da diyebiliriz) gündeminde Şeker Kanunu vardı. Kitapta da var. Hem kavram olarak var, hem madde olarak, hem de tat olarak var. Buyurun Şeker maddesine: -Adını Sanskritçe "çarkara"dan alır. Çakıl anlamınadır. Sasaniler tarafından 6. Yüzyılda İran'a getirilmiş, önce Suriye'de sonra Mısır'da üretilmiştir. Hintliler bu yüzden şekere 'Mısri'ye derler. Şekerkamışı hızla batıya yayıldı. Bizans'ta bal ile karıştırılarak ilaç olarak kullanıldı. Ama reçelin keşfinden sonra sofralara vazgeçilmez bir tat kattı. "Ne Şam'ın şekeri.." lafının hala yaşaması, gerçi Arap'lar sayesinde oldu. Ama, Türkiye'nin kalkınmasına cumhuriyet dönemindeki fabrikaları çok mu çok önemli rol oynadı. "Şimdi bu bilgiler ne işime yarar ?"diye ağız tadı kaçırmanın alemi yok. Tat arıyorsanız baklavanın da künyesi var, revaninin de... Buyurun 'Tatlılar' maddesine: - Tatlı kutlama, sevinme, anlaşma, barış ve sözleşmenin simgesidir. Uzmanlar tatlının yalnız sevinç zamanlarında değil, üzüntülü zamanlarda da yenilmesini önerirler. Böyle zamanlarda tatlı yemenin fizyolojik ve psikolojik katkılarına dikkat çekerek her zaman tatlı yenilmesini öneriyorlar. Bu bilgiye şu günlerde burun kıvırmak herhalde mümkün değil. (Tahin helvası hala bir büyük pet şişe sudan ucuz.) Gündelik Hayatımızın Tarihi, yaşam gibi; ilginç rastlantılarla dolu. Söz gelimi Ekonomiden Tek Sorumlu Bakan Sayın Derviş'in krizden çıkmak üzere öngördüğü yasalardan birisi olan Şeker'in devamı olan maddede, ansızın onun adına rastlıyorsunuz: - (Dervişlerle birlikte anılan) Sütlacın asıl adı Keşkül-ü Fukara'dır. Dervişler keşkülle 'selman'a (yardım toplamaya) çıkarlar, hayır sahiplerinden yiyecek toplar ve tekkeye getirirler. (Sayın Derviş'e yıllardır yoksullukla mücadele görevi veren bu Dünya Bankası'ndan korkulur. Sayın Derviş'e ismiyle müsemma 'adına uygun' bir misyon veren yalnız Dünya Bankası değil, Türkiye Cumhuriyet'i de Derviş'i tarih ve ansiklopedik bilgiler ışığında değerlendiriyor. Şimdilik 'selman'dan tam elleri dolu olarak dönmedi ama Gündelik Hayatımızın Tarihi'nde öyle dediğine göre mutlaka sonunda elleri dolacak, misyonunu tarihe ve tarife uygun olarak tamamlayacaktır.) Kudret Emiroğlu, kitabıyla şu sıralarda griliklerle gölgelenen gündelik yaşam kültürümüze sürpriz bilgilerle küçük ama güçlü ışık huzmeleri düşürüyor. "Sabrın sonu selamettir" diyen atalarımızın öteki öğüdü de şudur: - Sabır beklerken gözü, kulağı ve aklı başka şeylerle meşgul etmektir. Emiroğlu'nun kitabı bu tür bir meşguliyet için biçilmiş kaftan.
| ||
 |
 |
 |
 |
 |
|||
 |
 |
 |
|