kapat
01.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansinvest
 
ALİ BAYRAMOĞLU(abayramoglu@sabah.com.tr )

Hep aynı gelenek...

İnsana, yerel inisiyatife, katılıma yer vermeyen, demokrasiyi marjinalize eden bir "modernlik" anlayışımız, geleneğimiz var. İlginçtir; toplum değiştikçe, istekleri, talepleri çeşitlendikçe, siyasi sorunları arttıkça bu anlayışa daha çok sarılıyoruz. Bu anlayışı hemen her köşede, hemen her siyasi eğilim içinde, üniversite aktöründen medya aktörüne kadar tüm kanallardan, bıkmadan usanmadan yeniden üretiyoruz. Demokrasiyi, kavramları, ilkeleri bu geleneğe uygun olarak yorumluyor, işlevselleştiriyoruz.

Bu gelenek aslında kamu otoritesinin ekonomik, sosyal, kültürel her girişimi, asayiş tedbirlerinin lojistik desteği olarak görmesini ve uygulamasını ifade eder.

Bu bakış, sorun çözememesi bir yana; verili, tabii dengeleri bile bozan bir anlayıştır.

Tarihimiz, bazıları bugün itibariyle gülünç ve geride kalmış görünen, aslında son derece ciddi ve daha sofistike hale gelerek süreklilik taşıyan bu insani yüzlü otoriter gelenekle ilgili yüzlerce örnekle doludur.

İşte bunlardan zaman zaman hatırlattığımız biri...

Dahiliye Vekaleti'nin 16 Ocak 1937 tarih ve 935 sayılı yazısı...

Bu tarihte, Dahiliye Vekili ve CHP Genel Sekreteri Şükrü Kaya imzasıyla, CHP Halkevi başkanlarına ve genel müfettişlere 935 sayılı bir yazı gönderilir.

Yazıda Şükrü Kaya şunları söylemektedir:
"İstanbul'da sırt hamallarından bir yurttaşın, yükünün ağırlığı altında öldüğünü büyük bir teessürle haber aldım. Sırt hamallığı meselesi, aşağıda sureti bağlı 4.4.1936 tarihli 117/50 numaralı tamimle ne yapılmak lazım geldiği bildirilmişti. Türkiye'de birçok şehirler tedbirler bularak bu sefil manzaranın ortadan kalktığını, hazin facialara meydan verilmediğini memnuniyetle görmektedir. İstanbul'daki acı hadise gösteriyor ki memleketin bazı yerlerinde hâlâ bu kötü itiyat devam etmektedir. Tarihi, numarası yukarıda yazılı emir dairesinde tedbir alarak sırt hamallığının ortadan kaldırılmasını tekrar rica ederim.

Bir de şehirlerde yoğurtçu, sucu, sefertası ile yemek taşıyan bazı kimseleri omuzlarında iki tarafta eşya asılı uzun sırıklarla geleni geçeni rahatsız ettikleri ve yollarda gelip gitmenin intizamını bozduklarından şikâyet olunuyor. Birçok vatandaşlardan alınan bu şikâyet çok haklı ve yerindedir. Mevzuunun derhal kaldırılmasını ve icraatı havi cevabınızı rica ederim..."

Türkiye'de bu kadar önemli meseleyi yazmak, değerlendirmek dururken nereden çıktı, şimdi, hamallar ve sırıkçılar meselesi diyorsunuz, belki de...

Verili ve hâlâ süren bir zihniyetin altını çiziyor oysa bu örnek. Hükümet meselesinden, tesettür krizine, kamusal alan tartışmalarından, depolitizasyon ruhuna, devletçi - ataerkil siyasi kültüre, bugün tartışılan sorunların tam öbeğine oturuyor.

Dönemin Dahiliye Vekili, ilk bakışta insani ve gerekli olandan, toplum kamu yararından, rasyonelden ve devlete düşenden yola çıkıyor. Ve tedbir üzerine tedbir buyuruyor. Bu da ilk bakışta doğal. Ama tedbir önerilerinin mantığına gelince iş değişiyor. Zira bunlar "pozitif değil, negatif; düzenleyici değil, yasaklayıcı..."

Aynı bugün olduğu gibi...
Şükrü Kaya, toplumsal işbölümünü kötü alışkanlık olarak görüyor ve çözüm olarak meslek dalını ortadan kaldırmayı öneriyor. "Kaldırımlarda yürüyüş intizamını" derken, kimlerin "görünebilir", kimlerin "görünemez" olduğunu tanımlıyor.

Aynı bugün olduğu, bugünlerde yapıldığı gibi...

Kamusal alanda "görünebilirlik - görünemezlik"; toplumsal olana müdahale, "ortadan kaldırarak" sorun çözdüğünü sanma, istenmeyen her gelişmenin bir asayiş sorununa indirgenmesi, bunlar bugünün de sorunları değil mi?

İlişki hep aynı. "İntizam", yine insandan önde geliyor; "nizam", talebe rağmen sağlanmaya çalışılıyor...

 
Sabahonline'nın değişen tasarımını nasıl buldunuz?

Eskisine göre çok beğendim
Eskisi daha iyiydi
Farketmez

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır