kapat
01.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansinvest
 
AHMET TAN(tana@sabah.com.tr )

Görüntü notları

"Karşılama Yasağı Genelgesi" hâlâ tartışılıyor. Oysa, valilerin sayın bakanları karşılama merakına "yağcılık" damgası vurmak haksızlık. Valiler sayın bakanları karşılamaya çoğu kez ilin, merkeziyetçilik yüzünden takılan işlerini çözmek için de giderler.

Havaalanında, il sınırında ya da makam otosunda sayın bakanla geçirilecek beş on dakika, saygı ve nezaket sözcükleri arasına sıkıştırılacak bir rica, ilin çok önemli bir sorununun çözümü için altın bir fırsat demektir.

Merkeziyetçilik azalmadıkça, karşılamacılık görüntüleri sürüp gidecek.

***

Araştırmalar, halkın gözünde politikacılık ve "medyacılık" dışındaki bazı mesleklerin çok saygın, çok güven verici olduğunu ortaya koyuyor.

Albaylar, hele de tabip albaylar, yargıçlar, hele hele kurmay yargıç albaylar, orgeneraller hele de genelkurmay başkanlığı yapmış olanlar, yargıtay daire başkanları, başsavcılar, profesörler, profesör cerrahlar, müftüler, diyanet işleri başkanlığı yapmış din adamları, daha birçokları...

Bunlar toplumun saygınlık ve güven sıralamasında en üstte yer alan meslekler .

Bu mesleklerden pek çok sayıda kişi halen Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi.

Ama görünen o ki, onlar da milletvekili sıfatı 'kazanır kazanmaz' tüm itibarlarını bir anda kaybediyorlar.

Çok garip değil mi?

Kurtuluş Savaşı'nı zaferle sonuçlandıran, Cumhuriyet'i kuran bu ülkenin en yüce kurumu TBMM, nedense en güven ve verici en saygın meslekler için bile sanki bir "enfeksiyon odağı" oldu.

Ya da böyle görünüyor, öyle gösteriliyor.

Bundan fazlasıyla çıkar umanlar, hatta çıkar sağlayanlar olmalı.

Dileyelim bu da, yalnızca geçici bir görüntü olsun.

***

Türkçe'yi çok iyi konuşan bir Batı ülkesi büyükelçisine ülkemizden ayrılırken sorulmuştu:

-Görevi devralacak meslektaşınıza Türkiye'yle ilgili tavsiyeniz ne olacak?

-Bu ülkede hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Görünenin arkasında çoğu kez beklenmezlikler saklıdır. Türkiye'de en güçlü olasılık neyse, çoğu zaman onun tamamen tersi de olabilir.

Batı'nın ülkemize karşı takındığı muğlak, müphem ve mütereddit tavırlarda acaba, sayın büyükelçilerinin bu türden görüşlerini meslektaşlarına değil de doğrudan hükümetlerine bildirmiş olmalarının da payı da olabilir mi?

Görünen o gibi..

***

Batıda da bizde de kendisine ziyadesiyle hayran politikacılar var. Görüntülerini genç tutmak tek amaçları. Bunlara "narsis" de deniyor.

Üstad Hakkı Devrim geçenlerde bir kaynağa atfen "narsisizm"in tanımını şöyle verdi:

-Kendi bedenine karşı "cins”" istek duyan kişi.

Bu tanım, bizim politikadaki narsisler için pek geçerli değil.

Çünkü bizimkilerin bedenlerine karşı duyduğu, bitip tükenmez bir "siyasi" arzudur:

"Benim bedenim başbakan olmalı!"

Bedenin torunları bile olsa, önemli olan görüntü ve arzu...

 
Sabahonline'nın değişen tasarımını nasıl buldunuz?

Eskisine göre çok beğendim
Eskisi daha iyiydi
Farketmez

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır