Bugün sizlere, artık alıştığınız, sevdiğinizi söylediğiniz Pazar yazılarından birini daha yazacaktık.. Ama Türkiye'deki olaylar buna imkan vermedi.. Özür diliyoruz.. Çünkü, dehşet içinde, devletin, "dondurma ve yoğurt" yaptığını da öğrendik..
Geçenlerde sizlere devletin kundura ve don-gömlek üretimi yaptığını duyurmuştuk. Beykoz kundura fabrikası ile Sümerbank'ı özelleştirmeden vazgeçen "Kunduracı Ankara" ile bu işin gitmeyeceğini söylemiştik.
Meğerse devlet başka işler de yapıyormuş.. Örneğin yoğurt ve dondurma yapıp satmak gibi...
Dünyanın neresinde bir devlet, yoğurt ve dondurma yapıp da satar? Olsa olsa Kuzey Kore veya Küba'da görülebilir bu ancak..
Sonra bunların Telekom'u özelleştirmesini bekliyoruz..
Çetin Altan ağabeyimiz enseyi karartmamamızı söylüyor hep. Ama nasıl yapacağımızı söylemiyor..
Modern topluma geçiş sürecini tamamlamamış,
Ulus-devlet ilkesine bağlı, ama bunun tamamen tersi bir kurum olan AB'ye tam üyelik için başvurmuş,
cemaat dokuları süregelen,
Osmanlı'dan kalan "Devlet baba" imajı hala devam eden
bir toplumuz biz..
Sorunlarımızın çözümünü beklerken, Ankara'nın da aynı toplumun fertlerinden oluştuğunu unutmayın..
Önceki gün NTV ekranlarında haberleri izlerken, bürokratların Hazine'ye gelişlerine takıldı gözüm..
Saydım.. Tam 14 tane son model Mercedes arka arkaya geliyor.. Ve içlerinde bizim bürokratlar. Ve her Mercedes'te, sadece bir bürokrat oturuyor..
Sonra kalkıp "Neden bugüne kadar batmadık?" diye soracağımıza, "Neden battık" sorusuna cevap arıyoruz..
Belli değil mi neden battığımız?
Belli değil mi, Ankara'nın Türkiye'yi batırdığı?
TV ekranlarındaki görüntüler o kadar açık ki.. 14 tane Mercedes otomobil içinde 14 tane bürokrat..
Şatafatınıza 10 numara..
Ama ülke yönetiminize sıfır..
Hürriyet'in dünkü ilavesinden önemli bir haber:
"Yıldırım Mayruk, Konrad Oteli balo salonunda 11 Nisan günü muhteşem bir defile düzenleyecekmiş.. Podyum 500 saksı bitkisiyle çevrelenecekmiş. Dev palmiyelerin, sarmaşıkların çevrelediği, fıskiyelerinden suların aktığı bir dekor olacakmış.. Ve, 60 parçadan oluşan giysilerin reel değeri 250 milyar lira imiş.." Reel değer ne demekse artık..
Yine aynı habere göre 600 seçkin davetli izleyecekmiş bu defileyi.. Defile o kadar önemliymiş ki, sosyetede "davetiye krizi" başlamış..
Ben, bu defileye kimlerin, hangi seçkinlerin, hangi tuzu kuruların gidip, 250 milyar değer biçilen bu giysileri satın alacağını, gerçekten de çok merak ediyorum..
250 milyarlık defile.. Milletle alay ediyorlar sanki..
Veya kendi Türkiye'lerinde işleri tıkır..
Bir yanda 600 kişinin Türkiye'si..
Öte yanda 60 milyonun Türkiye'si...
Tam zamanıdır 250 milyar liralık giysileri satmanın.. Ne de olsa orası "Sizin Türkiye'niz.."
600 kişinin Türkiye'si...
İnsan da biraz utanma, biraz sıkılma olur.. Tabii ar damarınız çatlamamışsa..
Magazin
