kapat

21.03.2001
Anasayfa
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Limasollu
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Finansinvest
ERDAL BİLALLAR(ebilallar@sabah.com.tr )


İstanbul'a dikkat!

Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın, Genar adlı kamuoyu araştırma şirketine yaptırdığı önemli bir araştırma İstanbul'la ilgili ürkütücü gerçekleri su yüzüne çıkardı...

Bu araştırmayı önemli kılan, varoşları da kapsaması ve çok geniş bir denek katılımı ile yapılması...

Henüz büyük bir gizlilik içinde raporları ve sunuşu yazılan araştırma ile ilgili sızan bilgilere göre, İstanbul nüfusunun yaklaşık yüzde 75'i ilkokul düzeyinde eğitim almış... Yüzde 80'i geçim sıkıntısı altında eziliyor... Ve en önemlisi bu kitleler "pimi çekilmiş bomba" gibi bekliyor...

Gürtuna, araştırmayı henüz eline almamış ama sonuçlarını biliyor, açıklamak istemiyor... Araştırmayı gerçekleştiren Genar şirketinin yetkilileri ise sorulara kaçamak cevaplar veriyor...

***

İnanıyorum ki; bu araştırmanın sonuçları yalnız İstanbul'u değil, Türkiye'yi yönetenlere önemli ip uçları verecek... Halk kitlelerinin tercihleri ile Ankara'nın tercihleri arasındaki çelişkileri gözler önüne serecek... Eminim ki; ülkenin MR'ı olan sonuçlar, toplumun nereye doğru gittiğini gösterecek...

15 milyon İstanbullu'nun eğer 10 milyonu ilkokul düzeyinde eğitim aldığı için emeğini satıp geçinebiliyorsa, bu insanların bir bölümü krizde işini kaybettiği için kahve köşelerinde bekliyorsa... 12 milyon İstanbullu ise geçim sıkıntısı altında eziliyorsa, bir kısmı memleketinden gönderilen bulgurla besleniyorsa bu kenti "pimi çekilmiş bomba"ya benzetmek haksızlık olmasa gerek...

***

SON SÖZ: Hele bu kitleler her gece televizyonlardaki tele-vole programlarında şampanyaların su gibi aktığını, manken kızların masaların üzerinde oynadığını, zevk için cüzdanların yakıldığını görmeye devam ederlerse bu bomba bir gün patlayacak...

Programa bak!
Politikacı: Programımızı tamamlamak için bir yıl daha istiyoruz...

Gazeteci: Programınız nedir?

Politikacı: Bir yıl daha görevde kalmak...

İnanmak istiyorum!

Ulusal Program'la hayatımızın değişeceği haberlerine inanmak istiyorum; inanamıyorum... Bu millete yarım asırdır verilen hiçbir sözün tutulmadığını bildiğim için "yalandır" diyorum...

Neymiş; polis arama izni olmadan ev basamayacakmış... Karakolda işkence yapılmayacakmış... Düşünce kesinlikle suç sayılmayacakmış... Türkiye özgürlükler ülkesi olacakmış... Bunun için Meclis gece-gündüz çalışıp yasalar yapacak, binlerce idari önlem alınacakmış... Sözün özü; buram buram özgürlük kokan yeni bir Anayasa yapılacakmış... Bunlara inanmak istiyorum; inanamıyorum!

Kadınların saçlarından tutulup sürüklendiğini, aydınların mahkeme kapısında sıraya girdiğini, 9 günlük bayram tatilinde meydana gelen trafik kazalarında 200 kişinin can verdiğini, kurbanlık boğaların dövüldüğünü, halkın evlerinin duvarlarını sıvaması için otomobil hediyeli çekilişler düzenlendiğini, rüşvetin, talanın, yalanın kol gezdiğini, milletvekilinin kadından "karı" diye söz ettiğini, adliye koridorlarında bile insanların saç-saça baş-başa birbirlerine girdiğini gördükçe "Bizim mi hayatımız değişecek?" diye düşünüyorum; inanmıyorum...

Yasaları değiştirmek kolay, ya kafalar? Onları nasıl değiştireceğiz? İnsana, çevreye saygıyı beyinlere nasıl işleyeceğiz?

3 kişinin ölümüne sebep olan minibüs şoförü İsmail Gül gibi onbinlercesine kırmızı ışıkta durulması gerektiğini nasıl öğreteceğiz?

Politikacılara cukkalamayı değil kucaklamayı, en önemlisi koltuktan kalkmayı nasıl telkin edeceğiz... Ulusal programla mı? İnanmıyorum!

NE KRİZMİŞ!

Millette "tık" yok!
Ekonomik kriz yalnız halkı fakirleştirmedi, işyerlerine kepenk indirtmedi, onbinlerce kişiyi işinden etmedi... Toplumun cinsel yaşamını da olumsuz etkiledi...

Bunu ben söylemiyorum; İstanbul Süleymaniye Kadın Doğum Hastanesi'nin istatistikleri söylüyor... Başhekim Doç. Dr. Kadir Savan'ın verdiği bilgiye göre, günde ortalama 25-30 doğumun gerçekleştiği hastanede bu sayı günümüzde 10'un altına inmiş... Anlaşılan halk "Sonumuz ne olacak?" diye düşünmekten sabahlara kadar yatağa girmemiş...

TAHLİL

Suçlu kim?
Sokaklarda mendil satan, parklarda yatan, tiner çeken, ailesi tarafından dilendirilen binlerce çocuğu görmeyen, buna karşın Garanti Bankası'nın "Sucu çocuk" reklamına takan, "Bu reklam çocukları çalışmaya özendirir" vehmine kapılan Devlet Bakanı Gemici'yi her halde Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Esin Küntay'ın Hürriyet gazetesine yaptığı açıklama uyandırmıştır:

"Sadece İstanbul'da 500 çocuk fahişe var!"

Ya Türkiye genelinde!

Dikkat edin Sayın Bakan; bu çocuklar taktığınız reklamı görüp su satmıyor, bedenlerini satıyor... Hatta 11 yaşındaki çocuklar bile seks malzemesi yapılıyor.. Bu çocukların "Sucu çocuk" reklamından esinlendiğini hala iddia edebilir misiniz?

Okula gitmesi, yaşıtlarıyla oynaması, annesinin dizinin dibinde oturması ve hatta televizyonda çizgi film izlemesi gereken bu çocukların seks malzemesi yapılmasında o reklamı suçlu görebilir misiniz?

Hiç düşündünüz mü Sayın Bakan; suçlu kim? "Sucu çocuk" reklamı mı, onları sokağa atan anne-babası mı, yoksa böylesine iğrenç bir ortamı yaratanlar mı?

O reklam sanal Sayın Bakan; ama sadece İstanbul'da seks malzemesi olan 500 çocuk gerçek... Ne dersiniz Sayın Gemici, gemi karaya oturmuş değil mi?

ÖNERİ

Çakmakoğlu af çıkarsın
Deprem bölgelerinde kaybettikleri yakınlarının, yıkılan binalarının derdine düşen onbinlerce kişi 2000 yılı askerlik yoklamalarını unutup yaptıramadıkları için cezalı durumda... İstenilen para cezası da 22 milyon 815 bin lira... Bana telefonla, faksla, e-mail ile ulaşanlara göre sadece Gölcük'te bu durumda 7 bin kişi var... Değirmendere'deki sayı ise 3 bin civarında... Milli Savunma Bakanı Sayın Çakmakoğlu, bu konuda deprem bölgesi ile sınırlı bir af getirmeyi düşünemez mi?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır