kapat

21.03.2001
Anasayfa
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Limasollu
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Superbahis
Halka söz veriyoruz
ANAP lideri Yılmaz, "Halkımıza verdiğimiz sözün özü insanımızın birinci sınıf bir ülkede gerçekten ve gerçek bir vatandaş olarak uygar bir hayat sürmesini sağlamaktır" dedi

ANAP lideri ve AB'den sorumlu Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, AB'ye üyelik sürecinde kabul edilen Ulusal Program'la sadece birliğe değil, halka da bir söz verdiklerini söyledi. ANAP'ın Meclis Grubu toplantısında konuşan Yılmaz, Ulusal Program'ın AB'ye üyelik için yürünecek yola ilişkin bir taahhütname olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Halkımıza verdiğimiz sözün özü, insanımızın birinci sınıf bir ülkede gerçekten ve gerçek bir vatandaş olarak uygar bir hayat sürmesini sağlamaktır. Ülkenin neresinde olursa olsun tam bir özgürlük sözü veriyoruz. Sokakta başı dik ve korkusuz yürüme özgürlüğünü sağlama sözü veriyoruz. Adaletin gecikmeyeceği, fırsat eşitliğinin tam ve kesin olarak sağlanacağı, haksız ve olağanüstü vergi salınmayacağı, lüzumsuz itiş-kakışlar yüzünden paranın pul olmayacağının sözünü veriyoruz. Ulusal Program, iş hayatından düşünce ve siyaset hayatına, inançtan kültüre, bir dizi özgürlük ve uygarca yaşama sözüdür. Ulusal Program'ın belirlenen takvim çerçevesinde hayata geçirilmesi süreci, AB-Türkiye ilişkilerinde olduğu gibi ülke içerisinde de bir nevi turnusol kağıdı fonksiyonu görecektir. Yani, asıl ile suretin belli olacağı bir sınav olacaktır. Ulusal Program hayata geçirildikçe, Cumhuriyet'in lafzıyla ayakta tutulan nice saltanatın yerle yeksan olduğu görülecektir. Velhasıl, Türkiye'de taşlar yerine oturacaktır. Kamu görevlerini millete tasallut, kurumsal ve kişisel hakimiyet için kullanma devri bitecektir."

HER GÜN YENİ BİR TUZAK
AB üyeliğinin, Türk düşünce ve siyasi hayatının temel ekseni olduğunu söyleyen Yılmaz, ancak önümüzdeki günlerde birçok konunun saptırılacağını da ifade etti. Toplumda adeta siyasetsiz yönetim özlemin kamçılandığını, siyasete her gün yeni bir tuzak kurulduğunu anlatan Yılmaz, "Bu tuzağı kuranlar, Türkiye'ye karşı ihanet içindedirler. Onların bütün hesabı, konumlarının sarsılmaması, çıkarlarının bozulmamasıdır" dedi. Yılmaz, şöyle devam etti: "Bunlar 'çağdaşlık' lafını dillerine pelesenk etmişlerdir, fakat AB'ye üye olmamızı istemezler. AB standartlarının yaşandığı bir ülkede hakiki paranın kalp parayı kovacağını ve ellerinde avuçlarında ne varsa kaybedeceklerini çok iyi bilirler. Onun için mevcut bozuk düzenin devamından yanadırlar."

"Çağdaş tarihin, kerameti kendinden menkul zoraki hegomanyalar mezarlığı olduğunu" vurgulayan Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: "Olur olmaz krizlere maruz kalacağımız kesindir. Geçen bir yıl bunun şahididir. İçerde, dışarda pek çok farklı hesap çarpışacaktır. Oyun içinde oyunlar oynanacaktır. Bizim ve bütün siyasi kesimin yapması gereken, Ulusal Programı hayata geçirme mücadelesini titizlikle ve kararlıkla sürdürmektir. "

'Ekonomi altın tepside sunuldu da istemedik mi?'ANAP Grubu'nun basına kapalı bölümündeki konuşmalar, muhalefet toplantılarını aratmadı.

Agah Oktay Güner, hükümete ağır eleştiriler yöneltip hükümetten çekilmeyi ya da istifayı isterken, Ekrem Pakdemirli ekonomik tedbirlerde geç kalındığını, halkın ekonomik reformları ANAP'tan beklediğini savundu. Kamran İnan ise devlette israfın had safhada olduğunu, millete yüklenildiğini belirterek, "Aç millet yöneticilerini yer diye bir Polonya atasözü vardır. Böyle bir millet bulamazsınız. Devlete karşı müsamaha gösteriyorlar" dedi.

"İSTİFAYA HAKKIMIZ YOK"
İstifa isteğine karşı "Bu şartlarda istifa etmeye kimsenin hakkı da yetkisi de yok" karşılığı veren Mesut Yılmaz, ekonomik reformların ANAP'tan beklendiği yönündeki değerlendirmelere karşılık da şöyle dedi: "Ekonomi yönetimi altın tepside sunuldu da kabul mu etmedik? Sorumluluk verilseydi üstlenirdik. Ama biz bu hükümetin üçüncü ortağıyız. Hükümet tasarruflarına katkı sağlayabiliriz. Krizden sonra bizde olan Maliye Bakanlığı ve özelleştirmenin iyi yürüdüğünü, para politikalarında hata olduğunu söyledik, ekonomi yönetiminin değiştirilmesini önerdik. Sayın Başbakan da kendilerine bağlı olan yönetimi değiştirdi."

"DERVİŞ PROTOKOLE UYGUN"
Yılmaz, Kemal Derviş'in atanmasının hükümet protokolüne aykırı olmadığını kaydetti. Hükümetin alternatifi olmadığı görüşünü yineleyen Yılmaz, halkın gözünde siyasetin küçük düşürülmeye çalışıldığını belirterek, "Herkes kendine göre anketler yaptırıyor. Hiçbirine inanmayın. Ben bir anket yaptırdım, biz ikinci partiyiz, ama biz de dahil yüzde 10'un üzerinde parti yok" diye konuştu.

Nuri Sefa ERDEM


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır