kapat

21.03.2001
Anasayfa
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Limasollu
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Aktif Dagitim
Tavuklarla birlikte Mudurnu da öldü
Asırlar önce Osmanlı Sarayı'nı besleyen, 1967'den bu yana gelişmiş tesislerle tüm Türkiye'ye tavuk satan Mudurnu, krizle ıssızlığa büründü

Mudurnu, 300 yıllık kimliğini yitirdi... Altıbin nüfuslu ilçenin neredeyse tamamının tek geçim kaynağı olan tavukçuluk artık karın doyurmuyor. Önce yemsiz kalan tavuklar öldü, şimdi işsiz kalan, karnını doyuramayan halk ilçeyi bırakıp gidiyor. Bolu'nun yemyeşil ormanlarına yaslanmış Mudurnu'daki tarihi evlerin önüne "göç kamyonları" yanaşıyor. Karı-koca fabrika işçiliği yapan ve bir anda işsiz kalan yüzlerce Mudurnulu, umutların yittiği, kiranın ödenemediği, bakkalın yüzüne bakılamadığı anda köyüne, kendi yağıyla kavrulmaya göç ediyor.

PERDELERİ BİLE SÖKMEDEN KAÇIYORLAR
Bazen kirasını ödeyemediği evin perdelerini bile sökmeden, gizlice kaçıyor halk. Esnafa borcu biriken, utancından gündüz terk edemiyor ilçeyi. Konu komşuya gittiğini bile duyuramıyor, örneğin en yakın komşularına 'elveda' bile diyemiyor. İlçe giderek neşesini kaybediyor, Esnaf da dertli. Borcunu tahsil edemiyor, 6 ay maaş alamadıktan sonra işsiz kalan Mudurnu Tavukçuluk'un işçileri artık "tık" çıkmayan işletmeye her gün boş yere gidip gelip tazminat bekliyor...

İLÇEDE FAKİRLİK ZİNCİRLEME YAYILDI
Toplam 2 bin 200 işçi, 6 bin nüfus, fabrikaya tavuk yetiştiren 3 bin köylü, 200 nakliyeci ve 150 tedarikçi ile toplam 25 bin kişinin kaderi Mudurnu'ya bağlıydı. Tavukçuluğun yarattığı canlılıkla ilçedeki küçük ahşap evlerin kiraları 100 milyon liraya fırlamıştı. Tarihi ahşap evleriyle turistik bir kimlik de taşıyan Mudurnu'da evini restore ettirmek isteyenlerin sayısı da artmıştı. Fakirlik zincirleme yayılınca güzelim ilçenin de tadı kaçtı. Sadece Mudurnu değil, Köytur, Beypi ve Erpiliç de etkilendi krizden.

VERGİ OLARAK TAVUK VERİRLERDİ
Aslında tavukçuluk Mudurnu'nun kaderine asırlar önce yazıldı. 1732 yılından beri Osmanlı Sarayı'nın tavuk ihtiyacını karşılayan, halkın, vergi karşılığı olarak yılda 7.700 tavuk ile 2.500 pilici saraya gönderdiği yıllardan başlayarak Mudurnu'nun karnı uzun yıllar hep tavuk ile doydu. Ancak ilçenin tavukçulukla anılmasının temeli, 1967 yılında, bir ziraat teknisyeni olan Tevfik Türesin'in işe merak sarması ve çevresini de tavukçuluğa özendirmesiyle atıldı.

Türesin'in kurduğu Mudurnu Tavukçuluk, aldığı kredilerle hızla büyüdü. Ancak Kasım Krizi'nde fırlayan kredi faizlerinin boğduğu Mudurnu'nun zora düşmesiyle, ilçede tavukçuluk da öldü.

Onlar aç kaldıkça Sabiha Hanım ağladı
Binlerce çiftlik tavuğu, incecik, tüysüz boyunlarını tuta tuta, ağırlaşmış hareketlerle toprağın içinde yiyecek arıyor. Kimi bahçede, kimi kapalı kümeslerde. Tavukların yem annesi Sabiha Taşkın, 1990 yılından beri Mudurnu işçisi. Kocası bekçi, o tavukları besliyor. Üç çocuğunu büyütmüş, torun keyfi süren Sabiha Taşkın, yem veremediği 5 günde, kendi de sofraya oturamayacak kadar çok seviyor tavuklarını. "Onlar benim gözümde patronun tavukları değil ki" diyor.

Sonra, fotoğraf için bir mizansen yaratmanın derdine düşüyoruz. Sabiha Hanım, "bir dakika" diyor ve dev kümeslerin girişindeki yem kazanının çalıştırma kolunu indiriyor. Tavuklar önce kolun gürültüsüyle irkiliyor. Kazanın içindeki küreğin incecik kanallara ittiği mısırlar kümesin içindeki bantlara ulaştıkça içeride sevinçli bir telaş yaşanıyor.

ZORUNLU DİYET
Günde 16 çuval yem yerken zorunlu diyete girip, iki çuvalla "açlığını yatıştıran" tavuklar, birbirlerini ite kaka kanallara ulaşmaya çalışıyor.

Sabiha Hanım, "Karınlarını doyurmuyoruz, sadece aldatıyoruz" diyor ve yem verilemeyen 5 günde tavukların birbirlerini yaraladığını, yüzlercesinin öldüğünü ve onları ağlayarak gömdüğünü sesi titreyerek anlatıyor.

İşçiler gitti, ya tavuklar?

Fabrikayı terketmeyen iki müdür, "İşçiler gitti ama civcivi bekletemezsin ki" diyerek kalan tavukları yaşatmaya çalışıyorlar

Mudurnu'nun patronu Tevfik Türesin ve oğulları İstanbul'da ortak arayışını sürdürürken fabrikada Teknik Müdür Cengiz Ustaoğlu ve Personel Direktörü Nevzat Yanık nöbet tutuyor. Bir zamanlar bahçesi cıvıl cıvıl işçi kaynayan fabrika şimdi ıssız. İşçiler işten çıkarıldı ama ya yumurtalar, tavuklar? Onların illa ki yaşaması gerekiyor. Üstelik İzmir'de de 7 tane çiftlik var. Oradaki damızlıklar ne bulursa yiyor ama Mudurnu'daki Fransız ırkı yem tavuklarının iyi beslenmesi gerek.

'İLÇEDE KİMSE KALMAZ'
Ustaoğlu ve Yanık, "Biz başka işletmelere benzemeyiz ki? Otomobil fabrikası zora girse üretimi durdurur işçileri gönderir. Biz işçileri gönderdik. Ama yumurtayı bekletemezsin, civcivi bekletemezsin. Durum düzeldiğinde hemen üretime geçebilmek için elimizdeki damızlıkları korumaya çalışıyoruz" diyorlar.

Mudurnu'nun 5 yıllık kaymakamı Ahmet Önal ise "Beş yıldır bu ilçedeyim. Hiç böyle zor bir dönem yaşamamıştık" diyor ve ekliyor:

"İlçenin yüzde 90'ını aynı sektör besliyor. Altı aydır maaş alamayınca herkes birbirine borçlandı. Vakıftan sorumlu Bakan Hasan Gemici, 25 milyar lira gönderdi ilçeye. Halka bayram öncesi dağıttık, kurbanlık ve erzak verdim. Bu işsizlik bir 6 ay daha uzarsa bu ilçede kimse kalmaz."

Kasım Krizi'nde büyük yara aldı
1967 yılında ziraat teknisyeni iken tavukçuluğa merak salan Tevfik Türesin, 34 yılda bir sanayi devi yarattı. İlk kuruluş yılında 500 piliçle işe başlayan Türesin, yakın çevresini de teşvik ederek yeni kümesler kurdurarak kapasiteyi yıllar içinde artırarak yaklaşık 27 milyon adet pilice ulaştı.

Batı Avrupa ülkelerinde bile yakın zaman önce uygulamasına başlanan bilgisayar kontrollü kümes yapımına dört yıl önce başlayan ve 400 bin piliç kapasiteli üç çiftliği işletmeye açan Mudurnu, sektörde birçok ilke imza atmaya devam etti. Türkiye'den yurtdışına satılan her dört piliçten birinin markası olma özelliğini taşıyan Mudurnu, 1997 yılında zirveye ulaştı. 1998 yılında beyaz et talebindeki artışla, şirket daha da büyüme kararı aldı ve yüzde 40'ı halka açıldı.

KREDİ ÇARKINDA BOĞULDU
Gelişmiş teknolojiyi getirmek kolay değildi, bunun için banka kredisine ihtiyaç vardı. Kredi için de özsermayenin artırılmasına. Daha önce krizi öngörerek SPK'ya sermaye artırımı talebiyle başvuran Mudurnu'nun dilekçesi ise, o dönemde SPK'daki görev değişikliği nedeniyle aylarca işleme konulamadı. Bu arada Ziraat Bankası'ndan 1.5 trilyon liralık kredi çıktı, ancak kullanılamadı. O yıla kadar hiç kredi kullanmayan Mudurnu, kaynağa ihtiyaç duyduğunda bankalar şirketin kapısında kuyruğa girdi. Mudurnu, 13 trilyon liralık kredi kullandı, ancak Kasım ayındaki krizle bir anda yüzde 35 ile alınan kredi faizleri yüzde 600'lere ulaştı. Bankaların baskısı artınca, şirketin sahibi Türesin Ailesi'nin malvarlığı ile birlikte şirketin marketlerden alacaklarına da haciz geldi.

Biraz kendini toparlayabilmek için Besin Tavukçuluk adlı şirkete kiralanan Mudurnu, bu yolla da hacizden kurtulamadı. Toplam 2 bin 200 işçinin çalıştığı fabrikada işten çıkarıla çıkarıla 680 kişi kalmıştı. Hafta sonu 560 kişiye daha yol göründü.

Şirketin kurucusu Tevfik Türesin şimdi çok kaygılı, ama yine de oğullarına "sabredin" diyor. Oğul Uğur Türesin, "Sizi ne kurtarır?" sorumuzu şöyle yanıtlıyor:

DEVLET DESTEĞİ GEREKLİ
"10 milyon dolarlık bir işletme sermayesine ihtiyaç var. Bununla 30 bin adetlik tekrar üretime başlayıp 140 bin kesime çıkabiliyoruz. Bankaların iki yıl ödemesiz dört yıl ödemeli süre vermesini talep ediyoruz. Yurt içi ve yurt dışından görüşmelerimiz devam ediyor. Yıllarca bölgeyi kalkındıran üretici-ihracatçı bir şirketin devlet tarafından desteklenmemesine üzülüyoruz. 1998'e kadar hiç kredi kullanmadık, ondan sonra verimliliği yakalamak ve maliyetleri düşürmek için yeni yatırımlar yaptık. İstikrar programıyla alım gücü düştü ve fiyatlar artmadı, bizim maliyetlerimiz arttı, üretimi artırmasaydık yine çok sağlıklı olacaktık. Şimdi deli danadan dolayı Avrupa'da tavuğa büyük talep var. Bizim maliyetlerimiz tonda 1.500 dolar, dünya pazarında 1.100-1.200 dolar. Devlet desteği istiyoruz."


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır