Samimiyet arıyorum!
Kendini beğendirme, şahsını öne çıkarma, gel geç ruh hali değil ki... Samimiyet daha derinliği olan bir duygu...
Taçlandırma...
Sorumluluk duyma...
Yürekten algılama...
Bakışlarla anlaşma...
Ses tonuyla destek verme...
Kesintisiz ilişki..
Kayıbolmaz, yitmez, yoktan var olmaz bir duygu samimiyet... Zaman içinde gıdım gıdım biriktirerek oluşuyor samimiyet..
Samimiyet arıyorum!
Samimiyet bulamıyorum...
İnsan biriktiren yaratık...
Şan şöhret biriktiriyor...
Süper zenginse boğazda villa biriktiriyor. Müzayede de çok para eden ressamların tablolarını biriktiriyor. Repoda para, kasalarda naftalin kokulu döviz, antika biriktiriyor. Orta gelir grubundan biriyse kat, arsa, tarla biriktiriyor. Gençse plak, kaset, cd biriktiriyor. İşsizse, yoksulsa acı, elem biriktiriyor. Bazıları da Kuledibi'nde Çukurcuma'ya, Üsküdar'da Eskiciler Çarşı'sına, Unkapanı'nda Horhor'a gidip; antika lambalar, cam şişeler, eski koltuklar, tesbihler tombaklar biriktiriyor.
Alimse kitap biriktiriyor.
Cahilse kin biriktiriyor...
Kaç kişi samimiyet biriktiriyor...
Samimiyet arıyorum...
Bulamıyorum...
***
Refah Partisi'nin eski genel başkanı ve başbakanlık yapmış Necmettin Erbakan'ın, Ceza Kanunu'nun 312. maddesinde yazılı olan; "Din ve ırk esasına dayalı bölcülük yapmaktan" aldığı hapis cezası Yargıtay'ca onaylanınca samimiyetsizlik yarışı başladı.
Liderler üzüldüler.
Yazarlar hayıflandılar.
Aydınlar büzüldüler.
Başbakan Ecevit, "Eski bir başbakanın 6 yıl önce yaptığı bir konuşmadan dolayı hapse girmesinden mutluluk duyamam" diyerek kararı onaylamadığını belli etti. Diğer parti liderleri Yılmaz, Çiller, Kutan da; "Eski bir başbakanın düşüncelerini açıkladığı için hapse girmesinin bizim dahil olmak istediğimiz Avrupa demokrasisine uymayacağını..." anlatıp anlatıp hayıflanıyorlar.
Samimiyet arıyorum!
Bulamıyorum!
Bu liderler, hadi hemen biraraya gelelim 312'ci maddeyi kaldıralım ve düşünceyi ifadeyi tümden özgür kılalım demiyorlar. Kimisi değiştirelim diyor, kimisi yeniden yazalım diyor.
Burada samimiyet nerede?
Samimiyet arıyorum.
Zerresini bulamıyorum!
***
312. maddenin demokrasiyi zedelediğini bilmemiz için Erbakan'ın hapse mahkum olmasını mı beklemeliydik. Bundan önce Hasan Celal Güzel, Yalçın Küçük, Eşber Yağmurdereli ve şimdi aklıma gelmeyen bir çok kişi düşüncelerini açıklarken din ve ırk esasına dayalı bölücülük yaptıkları gerekçesiyle hapislere atılırken bu liderler neredeydi? Niçin o zaman üzülmediler, hayıflanmadılar, büzülmediler.
Şimdi tek bir kişiyi....
Sadece Erbakan'ı kurtarmak için mi kanun değiştirecekler. İleri demokrasilerde tek kişi için kanun değişikliği olur mu? Tıpkı Süleyman Demirel'i yeniden cumhurbaşkanı seçmek için Anayasa değişikliği yapmaya yeltendikleri gibi şimdi de Erbakan'ı kurtarmak için tek kişilik kanun peşindeler.
Demokratlık bu mu?
Samimiyet bunun neresinde?
Samimiyet arıyorum...
Gramını bulamıyorum...
***
Necmettin Erbakan da; "...Biz İslam alemini bırakacağız, Hiristiyanlar'la beraber olacağız, kanunlarımızı gavurlar yapacak....Ülke evlatları asırlar boyunca okula başlarken besmele çekti. Siz geldiniz bu besmeleyi kaldırdınız. Yerine Türküm-Doğruyum-Çalışkanım koydunuz. Öbür taraftan Kürt kökenli bir müslüman evladı da 'Öyle mi, ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım' deme hakkını kazandı..." laflarını kendisi söylememiş gibi cambazlık peşinde..
Kaset oyunu diyor...
Bir kişi için yani benim için kanun değiştirilemez. Ben bu lafları etmiş olmaktan dolayı gidip 5 ay yatarım diyemiyor.
Demokrat Erbakan'a bak!
Neresi demokrat?
Sadece kendisi için demokrat!
***
Kendisine liberal diyen, eskiden solcu olup da kafam karışıktı şimdi döndüm diyen, din iktidarı isteyen, irticacı, orta yolcu bir yığın yazar da; "Hiç olur mu, düşüncelerini ifade etti diye Erbakan hapse atılır mı? Nerede demokrasi, nerede demokratlık diye" yazıp döktüler, üzüldüler, hayıflandılar, büzüldüler.
Ama bu üzgün kalemler...
Kendisi Allah'a inanmadığı için dini tören yapılmadan gömülmek istediğini ve yakılarak küllerinin bir akarsuya atılmasını vasiyet eden Prof. M”na Urgan'ın arkasından hiç demokratlık göstermediler. M”na Urgan'ın inancına uygun gömülmesi için Türkiye'de bir mezarlık yok, tören mekanı yok, cesedinin yakılabilmesi için de bir krematoryum yok. Bu ne insan haklarına, ne inanca ne saygıya, ne de demokrasiye uygundur diye bir tek satır bile yazmadılar.
Bu demokrat yazarlar.
M”na Urgan için hiç üzülmediler.
Bir tek Prof. İlter Turan yazdı.
Yazı yazma imkânı olanlar içinde bir tek demokrasi samiyeti olan insan Prof. İlter Turan çıktı.
Samimiyet arıyorum.
Noktasını bulamıyorum.
Demokratlık. Kişi için yasa çıkarmak mı? Bu iş bu kadar ucuz mu?
