kapat

12.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Yeni ufuklar..

Basmakalıp ama gerçek: Ekonomi globalleşiyor, demokrasi evrenselleşiyor. Bu bir fırsattır. Önümüzde akan nehir gibi..

Bütün mesele bu nehre atlamak.

Çünkü Türkiye'nin imkân ve kabiliyetleri ile tarihi sorumlulukları, bu rolün risklerini korkmadan yüklenmemizi emrediyor.

Üç temel sorunumuz var:

1. Enflasyon.. Bu yolda ümit ve cesaret veren bir başlangıç yaptık.

2. Siyasi istikrarsızlık.. Hastalığın ana sebepleri duruyor ama uzlaşma yoluyla da olsa bir istikrar iklimi yaratabildik.

3. Kapalı ekonomi.. Açılma çabalarımıza rağmen bunu dünyaya ve yabancı yatırımcılara henüz tam gösteremedik.

TURKCELL hisselerinin İstanbul ve New York borsalarında satışına başlanması, Türkiye'ye yeni ufuklar açan tarihi bir olaydır.

17 milyar dolarlık bir Türk devinin dünya sahnesinde kendini göstermesi, yabancı yatırımcılara muhtaç olan Türkiye'yi yeni bir cazibe merkezi yapacaktır.

Bu yaratıcı teşebbüs, Türkiye'ye 1 milyar dolarlık sermaye girişi sağlamıştır.

Hızlı büyüyen şirketler, yeni şirketleri kendi hisse senetlerini vererek satın alıyorlar. Hisse senetleri de ancak New York gibi borsalarda işlem görüyorsa para yerine geçebiliyor.

TURKCELL bu avantajı yakaladı.

Onun tecrübesi şimdi öbür büyük Türk şirketlerine yol gösterici olacaktır.

TURKCELL hisseleri 371 fonun portföyüne girdi.. Şimdi daha yüzlerce yatırımcı şirketin karar vericilerinde Türkiye'yi yeniden keşfetmenin isteği uyanacaktır:

"Türkiye'de yatırım yapacaktık ama enflasyon yüzünden vazgeçmiştik. Gidin, bir daha bakın bakalım.."

Türkiye'yi yöneten siyasi kişilerin, okyanus aşırı ufukları keşfeden özel sektörün yaratıcı ruhuna yetişmekte zorlanması uzamasın.

Ankara motor olmakta geç kalacaksa bile takoz olmaktan vazgeçsin!

YÖK'ten cevap
Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki rektörlük yarışı İzmir'in kafasını karıştırmıştı; midesini de bulandırmaya başladı..

YÖK, Çankaya'ya sunduğu üç aday arasına en yüksek oyu alan iki profesörü koymadı.

Bunun hesabını sormuştuk, dün YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz aradı:

"Açıklama yapmam. Adayları 22 YÖK üyesi gizli oyla saptadı. Ama en yüksek oyu alan iki kişinin listeye girmemesinin nedenini, İzmir'de yapacağınız küçük bir araştırma hemen açığa çıkarabilir.."

SABAH'ın İzmir Temsilcisi Hamdi Türkmen dün şunu yazdı:

"YÖK, seçim sonuçlarına müdahale etmemiş olsaydı, üniversite iç çekişmelerden kurtulamayacak, dedikodu ve suçlamalar kurumu kurt gibi kemirecekti.."

Gerçekten de duyduklarım, siyaseti çirkefe düşüren suçlama ve iddialarla yarışacak çirkinlikte.. Şimdi merakım şudur:

Üniversitede rektör adaylarını seçen 1006 okumuş insan, nasıl oldu da kanlı bıçaklı iki adayın peşinde sürüklendi?

Cumhurbaşkanı'nın işi zor.. Ama İzmir Valisi Kemal Nehrozoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olması avantajdır.

Cumhurbaşkanı Sezer, kamu yararına adil bir seçim yapmak için gerçeği ararken herhalde zorlanmayacaktır.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır