kapat

12.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İnfaz memuruna infaz!
Bir gardiyanın çıkar çarkına çomak soktuğunu gören çete ve örgüt üyeleri hemen 'infaz' emri veriyor. Buna karşılık Adalet Bakanlığı tedbir olarak gardiyanlara karate ve tekvando öğretmeyi düşünüyor....

Ocak ayında meydana gelen bir yaralama olayı "infaz koruma memurlarının" hangi tehlikelerle karşılaştıklarına ilişkin iyi bir örnek oluşturuyor. Söz konusu olay Bayrampaşa Özel Tip Cezaevi'nde başgardiyan Seyit Ali Şen'in odasında meydana gelmişti. Can güvenlikleri olmadıkları gerekçesiyle D bloktan alınarak özel tip cezaevine gönderilen Bayram Ali Kulaberoğlu adlı mahkum tekrar kapalı cezaevine gitmek istiyordu. Kulaberoğlu ile amcasının oğlu Levent, Başgardiyan Şen ile tartışmaya başlamıştı. Bu arda sinirlenen Bayram, kolunu vurarak kırdığı pencerenin camından bir parça alarak Şen'in boğazını kesmişti. Ağır yaralanan Şen, arkadaşları tarafından hastaneye kaldırılmış ve yoğun tedaviye alınmıştı.

Bir başka örnek daha:

1999'un Ağustos ayında Buca Cezaevi'nde görev yapan Murat Doğan, Rıza Yılmaz, Yaşatürk Bilgen, Nazifi Türk ve Emin Aydoğdu adlı beş gardiyan beklenmedik bir anda DHKP-C örgütü üyesi tutuklu ve hükümlülerin saldırısına uğramıştı.

İnfaz koruma memurları ödedikleri bunca bedelden sonra yıllardır ilgililerden yürüklerine su serpecek bir haber bekliyorlardı. Ta ki geçtiğimiz günlere kadar...

BİR YARALAMA KLASİĞİ
Çok değil, kısa bir süre önce Metris Cezaevi'nde gardiyan olan Cemal Bozkurt kör kurşunların hedefi oldu. Görevini gece vardiyasında çalışan iş arkadaşlarına devrederek, servis aracıyla evine giden Bozkurt, araçtan indikten sonra sokak ortasında, kimliği belirsiz kişiler tarafından vuruldu. Esenler Köprüsü mevkiinde meydana gelen olayda, sol ayağı ve kasıklarına isabet eden iki kurşunla yaralanan Bozkurt, kaldırıldığı Haseki Hastanesi'nde tedavi edildikten sonra taburcu oldu.

Tüm-Yargı-Sen'in üyesi olan ve cezaevini egemenlikleri altına almak isteyen çete ve örgüt üyesi mahkumlara göz açtırmamakla tanınan Bozkurt'un boy hedefi haline gelmişti. Belli ki olay "içeriden" planlanmıştı.

KARATE TASARISI
Adalet Bakanlığı infaz koruma memurlarının imdadına yetişerek önemli sayılabilecek bir adım attı. Ama bu da birçok gardiyan tarafından tepkiyle karşılandı. Saldırıya uğrayan memurlar devletin kendilerini korumasını istiyor... Bakanlık ise sorunu gardiyanlara karate ve tekvando öğretmekle aşmaya çalışıyor.

Tüm Yargı-Sen Genel Başkanı Tekin Yıldız bu konudaki endişelerini şöyle ortaya koyuyor: "Bizi şiddete yöneltiyorlar. Bu saldırı amaçlı bir öğretidir. Önce gardiyanların can güvenliğini sağlasınlar. Devletin gardiyanların şartlarını iyileştirmesi, kimseye muhtaç olmayacak hale getirmesi gerekiyor. Onlar tutmuşlar, yakın dövüşten söz ediyorlar."

KURŞUN YAĞMURU
Yakın dövüş sporlarını öğretmek cezaevi içinde belki işe yarayabilir. Peki ya dışarısı? Metris Cezaevi'nde görev yapan Veli Ünal, "hesabı dışarıda görülen"lerden sadece biri. Evden çıkıp işyerine giderken sokakta Ayvaz Korkmaz'ın adamları tarafından vurulduğu günü şöyle hatırlıyor: "İlk kurşunu yediğimde gözlerimin üstünü siyah bir perde kapladı. Kendimi bile düşünmeye fırsat bulamadım." Ünal, her şeyin cezaevindeki bir öldürme girişiminden sonra başladığını belirtiyor: "Ayvaz Korkmaz bir mahkumun öldürülmesi talimatını vermişti. Cezaevindeki adamları mahkumu öldürmeye kalkıştılar. Ancak başarılı olamadılar. Biz olay yerine gittiğimizde kullanılan silahları alıp cezaevi yönetimine vermiştik."

Ünal hedef haline gelmesinin gerekçeyi anlatıyor: "Korkmaz'ın adamları başarısız olunca benim kendilerini engellediğimi söylemişler. Korkmaz da bunun üzerine beni aradı ve tehdit etti. Beni arayan kendisinin Ayvaz Korkmaz olduğunu söylüyordu; ama o mu değil mi bilemiyorum."

Ünal, "İşyerine ulaşmama bir kilometre kalmıştı. Birden silah sesi duydum. Zaten hemen ardından yere yığıldım. Tam 25 kurşun yemişim," diyor. Üzerinde silah varmış ama ani saldırı karşısında hiçbir şey yapamamış.

F-TİPİ ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?
Bakanlık, F-tipi cezaevi sistemini gündeme getirerek sorunları yapısal çözümlerle gidermeye çalışıyor. Ancak, mahkum sayısının her yıl ortalama 5 bin arttığı göz önüne alındığında, bunun da fiyaskoyla sonuçlanma ihtimali doğuyor. Çünkü bu tip cezaevlerinin kapasitesi 400. Her yıl fazladan 5 bin mahkum yılda 12 yeni cezaevinin yapılmasını zorunlu kılıyor. Adalet Bakanlığı'na ayrılan ödenekle bunu başarmak imkansız.

Hepsinin iyi olduğu söylenemez
Gardİyanlar arasında keyfi uygulamalarla mahkumlara kök söktürenler de yok değil. Örneğin çocuk ıslahevlerinde görev yapan bazı memurlar, akıl almaz işkencelerle gündeme geliyor. TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun hazırladığı rapor bu kişilerin gerçek yüzünü ortaya çıkartıyor. Rapora göre; Elazığ Islahevi'nde ve E Tipi Kapalı Cezaevi'nde görev yapan ve 'Bıyıklı A Takımı' olarak anılan bu gardiyanlar, Murat Kekilli'nin "Bu akşam ölürüm"ü eşliğinde işkence yapıyor ardından da "Vay halime"yi dinletiyorlar.

MAAŞ 170 MİLYON
Bayrampaşa, Metris, Kartal, Ankara Ulucanlar ve Eskişehir... Bu cezaevlerinin çete üyeliryle doldurulması gardiyan-mafya işbirliğinin alt yapısını oluşturuyor. Bayrampaşa Cezaevi'nden İsmail Karabulut'a göre suçlular listesinde 'devlet' de yer alıyor: "Görev gereği silaha ihtiyacımız var. Devlet vermiyor. Silahı bizim almamızı istiyor. Silah 480 milyon, maaşımız 170 milyon. Devlet beni burada açık açık rüşvet almaya zorluyor. Ya rüşvet alırsın ya da tehlikede kalırsın. Düşünebiliyor musun?"

ORAN YÜZDE 20
Çete elemanlarıyla işbirliğine gidenler bu işi genellikle maddi çıkar sağlamak için yapıyor. "Çürükleri" oranı yüzde 20'yi buluyor. Yargı-Sen İstanbul Şube Başkanı Yazıcı, "İnfaz koruma memurlarının yüzde 80'ini varoşlarda kirada oturuyor. Yüzde 20'lik bölümün ise kendi evi var. Çetelerden menfaat sağlayanlar genellikle bu grubun içinde yer alıyor," diyor.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır