kapat

05.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
EMİN ÖZTÜRK


Şeytan ayrıntıda

Konunun ayrıntılarına girmeden önce, ekonomik verileri çok yakından takip etmeyen okuyucular için çok kısaca hatırlatma yapalım: Gerek geçen Cuma açıklanan büyüme verileri, gerekse Pazartesi açıklanan enflasyon rakamları genellikle beklenenden olumluydu. Büyüme cephesinde, milli gelirdeki yıllık reel artışın yüzde 4.2 olduğu, yurtiçi milli gelirin ise yüzde 5.6 arttığı açıklandı. Bunlar geçen yıl gözlenen daralmadan sonra ekonominin tekrar büyümeye başladığını gösteren işaretler. Enflasyon cephesinde ise Haziran ayında son yılların en düşük seviyelerine ulaşıldı. Tüketici fiyatları yalnızca yüzde 0.7 (binde 7), toptan eşya fiyatları ise yüzde 0.3 (binde 3) arttı.

Manşetlerdeki büyüme ve enflasyon rakamları kuşkusuz sevindirici. Hatta, yüzde 5.6'lık yurtiçi milli gelir artışının iddialı bir istikrar programının ilk üç ayında gerçekleştiğine bakıp, "acaba ekonomi fazla ısınmaya mı başladı" sorusu bile sorulabilir. Diğer taraftan, neredeyse sıfır düzeyinde gerçekleşen Haziran enflasyonuna bakarak, "bu iş tamam, enflasyonist direnç kırıldı" denilebilir. Ancak, her iki konuda da detaylara girildiğinde manşetteki rakamların ima ettiği abartılı yorumların geçerli olmadığı görülüyor.

Sanayideki büyüme
Büyüme konusunda aşağıdaki üç konuya değinmekte yarar var:

* Birincisi, 99'un ilk üç ayında gerçekleşen daralma nedeniyle bu yılın ilk üç ayı için hesaplanan yüzde artışlar yüksek çıkma eğiliminde. Pazartesi günkü yazımızda bu aritmetik etkiye değinmiş ve sektörel büyüme oranlarının geçen yıldakilerin ters yansıması gibi olduğunu vurgulamıştık.

* İkincisi, ki buna başka yazarlar değindiler, milli gelirin hesaplanma yönteminde ithalatta gerçekleşen artışların belli bir oranda iç ticaret ve ulaştırma sektörlerinde artışlara neden olduğu varsayılıyor. Nitekim bu varsayım geçen yıl ters yönde çalışmış ve ithalattaki keskin daralmaya bağlı olarak bu iki sektörde de keskin düşüş olduğu hesaplanmıştı. Yani bu yöntem bu yıla mahsus bir şey değil. Amacımız yöntemi tartışmak ta değil ama bu bilgi, diğer sektörler yerinde sayarken nasıl olup da iç ticaretin yüzde 10.1, ulaştırma sektörünün ise yüzde 5.7 arttığını anlamamıza yardımcı oluyor.

*Son olarak, işin aritmetiğinden ve yöntemden kaynaklanan ekiler bir yana bırakılırsa, sanayi sektörünün yalnızca yüzde 2.8 artmış olması büyümenin göründüğü kadar kuvvetli olmadığının en önemli göstergesi. Üstelik bu rakam geçen yılın ilk çeyreğinde sanayideki yüzde 9.8'lik küçülmenin üstüne hesaplanıyor.

Bizce buradan çıkarılabilecek önemli ders var: Bir defa, yılın ilk üç ayında ekonominin aşırı ısındığı gibi bir şeyden bahsetmek yersiz. Ancak, Nisan ve Mayıs ayı sanayi üretimi ve kapasite kullanımı verileri yılın ikinci çeyreğinde ekonominin canlanmaya devam ettiğini gösteriyordu. Ayrıca, geçen yılın ikinci çeyreği 1999'un görece en iyi üç ayı olduğu için yukarıda sözünü ettiğimiz aritmetik etkiler de daha az olacak. Dolayısıyla, ekonominin gidişatına ilişkin daha gerçekçi bir manzaranın ikinci çeyrek verilerinde gözlenebileceğini umuyoruz.

Çekirdek yüzde 2.2
Yukarıda sanayi sektörünü en önemli gösterge olarak almamıza benzer şekilde, özel imalat sanayiindeki fiyat artışlarını da enflasyonun genel eğilimi konusundaki en önemli gösterge olarak kabul ediyoruz. Genel toptan eşya enflasyonunu oluşturan alt kalemler içinde özel imalat sanayii mevsimlik gelişmelerden en az etkileneni ve bu nedenle ülkemizde çekirdek enflasyon göstergesi olarak kullanılıyor. Ayrıca TEFE'deki payı da yüzde 50'ye yakın. Haziran'da genel toptan eşya enflasyonu binde 3 olurken, çekirdek enflasyon yüzde 2.2 olmuş. Peki buna rağmen nasıl olup ta TEFE yalnızca binde 3 artmış derseniz, bunun cevabı da Haziran'da yüzde 4.8 oranında düşen tarım fiyatlarında.

Aslında yüzde 2.2'lik çekirdek enflasyon rakamı hiç de kötü değil. Ayrıca çekirdek enflasyonun yönü de aşağı doğru. Ancak, bu rakam Nisan-Haziran döneminde kur sepetindeki aylık yüzde 1.7'lik artışın hala epeyce üzerinde. Nasıl ki Ocak ayından sonra çekirdek enflasyonun düşmesini ön plana çıkarmış ve o dönemde tarım fiyatlarından gelen olumsuz etkiyi geçici olarak görmüş isek, şimdi de tarımdan kaynaklanan olumlu sonucun yarattığı aşırı iyimserlik rüzgarına kapılmamakta yarar var.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır