Kapının sapı

Maliye Bakanı Sümer Oral "Oh!... Nihayet!.." diye söze başladı... "Çok şükür, kapının sapını yakalamayı başardık."

"Kapı" AB kapısı.

"Sapı" ise...

Haziran enflasyonunun, yüzde birin altına inişi.

***

Kapının sapını yakalamak "küçümsenmeyecek bir başarı."

Ancak...

"Bu işin" sonu gelmeli.

Aksi halde, çekilen sıkıntılar... Ödenen bedeller... İçilen acı haplar boşa gider.

Ve olan yine "fakir, fukaraya... İşçiye, memura... Ortadireğe" olur.

Bugüne kadar olduğu gibi.

***

Bu gelişmenin, Sümer Oral için "özel bir anlamı... Bir anısı" da var.

Sümer Bey dedi ki:

- Dokuz yıl önceydi... 1992 Haziranı'nda yine enflasyon yüzde birin altına inmişti... O tarihten bu yana ilk kez şimdi... Aynı durum tekrarlandı... Sakın kendime bir pay çıkardığım sanılmasın.

Sümer Bey "o zaman da" Maliye Bakanı'ydı.

Gerçekten "güzel tesadüf."

- Sümer Bey "gerisi" gelebilecek mi?

- 36 aylık bir program uyguluyoruz... İlk altı ayı çok iyi geçti... Önümüzde 30 ay daha var.

- İyi de... Bu koalisyonun 30 ay daha ömrü olacak mı?

- Elbette.

- Buna inanıyor musunuz?

- Ben bu koalisyon hükümetinin, bu programı tamamlayacak kadar ömürlü olacağına gerçekten inanıyorum.

- Ya koalisyonda zaman zaman yaşanan sorunlar?

- Koalisyondur... Olur... Sonra aşılır.

- Ya işçinin... Memurun... Ortadireğin şikayetleri?

- Doğru... Herkes şikayetini söylüyor... Hatta miting yapıyor... Protesto hakkını kullanıyor... Ama en çok şikayet eden bile, sonunda, ne diyor?

- Ne diyor Sayın Bakan?

- Şunu söylüyor... Aman bu hükümet gitmesin.

***

Dün konuştuğumuz sırada, Sümer Bey, "memur maaş zammı" üzerinde çalışıyordu.

Sorduk:

- Ne kadar vereceksiniz?

Sümer Bey "üç şey" söyledi:

* 2000 yılının ilk altı ayı için memura, gönlümüzden geçeni veremedik.

* Ama yine de memuru, enflasyona ezdirmemeye özen gösterdik.

* İkinci altı aya gelince... Temel ölçümüz şu olacak... Yılsonu için hedef enflasyon ile paralellik... Ve yine memurun, enflasyona ezdirilmemesi.

- Sümer Bey, yüzde kaç vereceksiniz?

- Bakanlar Kurulu'nun takdiri.

- Ne zaman açıklayacaksınız?

- Ayın onunu... On ikisini geçirmeyiz.

***

- Sümer Bey... İşçi, memur, ortadirek "üstüne düşeni" fazlasıyla yapıyor... Ya özel sektör?

- Özel kesimin de programa sahip çıktığı görülüyor.

- Hiç sapma yok mu?

- Sapma... Gevşeme... Bunlar programa büyük zarar verir... Bu hükümet, bu programı ya uygulayacak, ya da uygulayacak... Başka yolu yok.

- Ama... Yine "başa" döneceğiz... Ya bir hükümet krizi olursa?

- Türkiye'nin böyle bir lüksü yok... Eğer Avrupa kulübünün hatırı sayılır... Saygın... Sözü dinlenir bir üyesi olmak istiyorsak... Otuz ay daha sapmadan... Makas değiştirmeden... Yola devam.

***

Her şey, ekonomik programın takvimi ile siyasetin takviminin üst üste oturmasına bağlı ki...

Bu, çok zor.

Zira, Sümer Bey'in söylediği kadar uzun sürecek bir koalisyon, bizim siyasi tarihimizde yok.

Bugünden ziyade, geleceği düşünmek de, siyasi geleneğimizde yok.

Ama yine de dileyelim ki "Sümer Oral haklı çıksın... Program başarıya ulaşsın... Kapının sapı elimizde kalmasın... Kapı, aralansın."