kapat

05.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Kemal Sunal'ın ölümsüzlüğü...

Kemal Sunal ülkemizin yetiştirdiği nadir insanlardan biriydi... Dürüstlüğün, şakanın, zekanın, kurnazlığın, saflığın adeta simgesiydi... İnsanlarımızın çoğu, onun gibi temiz, onun gibi dürüst, onun gibi zeki, onun gibi espirili olduğu için filmlerini seyrederken adeta kendilerini görüyor ve kendi hayatlarını yaşıyorlardı. Onun için televizyonlarımızda filmleri devamlı gösteriliyor ama bir türlü bıkkınlık vermiyordu.

Çünkü her seyredilişte insanlarımız kendi yaşamlarından bir parçayı izliyor, anıları tazeliyor, hatta hatta işin matrak yanlarını görünce katıla katıla gülüyordu. Yani seyredildikçe değerleniyor, değerlendikçe de seyrediliyordu. Alınan reyting raporları bunu açıkça gösteriyordu. Nedenini yorumlamak gerekirse, dün çıkan gazetelerimizde yazılan yazılara göz atmak yeterli... Hemen hemen bütün köşe yazarlarımız Kemal Sunal'ın özelliklerini bir bir anlatmış, onu baştan sona tahlil etmişler. Hepsi de kendilerine göre değerlendirmişler. Onun için Kemal Sunal hakkındaki yazıyı yazarken kendi açımdan bazı yorumlar yapmak istiyorum.

Bir defa filmlerinde, senaryolara uygun olan tipleri canlardırmakta üstüne yoktu. İnek Şaban, Davaro, Salako, Kapıcılar Kralı ve daha diğerleri gibi rolünü belkide o canlandırdığı tiplerden daha iyi yapan sanatçı idi... Hemen her filminde ibret alınacak konuları işlemiş, Anadolu insanının ne kadar temiz, ne kadar saf ama o kadar da zeki olduğunu göstermiştir. Onun için insanlarımız Kemal Sunal'ın filmi başlayınca ister 5, ister 10 defa da seyretmiş olsalar bile tekrar ekran başına geçiyorlardı. Bundan sonra da geçeceklerini tahmin ederim.

Bir ülkede doğruluk, dürüstlük bitmiş, sahtekarlık ve yalancılık kol gezmeye başlamışsa, böyle filmler ve böyle sanatçılar her zaman gözde olur. Laf aramızda ben köşemde bazı riskleri göze alarak, nasıl haksızların, sahtekarların, yanlış yapanların üzerine gidip, kulaklarını çekiyorsam, o da filmlerinde büründüğü tiplemelerle aynı şeyleri yapıyordu. Hani ağzı da çok bozuk değildi... Tepkisini göstermek için, "Ulan, hıyar, eşşoğlueşşek..." gibi lafları ediyordu. Gerçi bu laflar pek öyle ayıplı olmayan laflar değildi ama o kadar güzel ve yerinde kullanıyordu ki, insanlarımız onu ayıplayacağına destekliyor ve "Hah... nasıl da ağzının payını verdi" diyorlardı.

Düşünün siz, nasıl bir sevgi... Ağzından çıkan kötü laflar bile bizim memnun ettiği gibi, destek te alıyordu. Demek ki, insanlarımız bu sözleri destekleyecek derecede eziyete uğramıştı. Adeta onun filmleri ile hakim zümrelerden hınçlarını alıyorlardı. Büyük bir sanatçı, unutulmaz bir insan, iyi bir aile babası idi... O kadar şöhrete rağmen, şımarmamış, kendini kaybetmemiş, ailesini unutmamış, safahate dalmamış, kendini iyi frenlemiş, örnek bir olarak yaşamıştı. Sonunda korktuğu uçak yolculuğunda acı çekmeden mutlu bir ölüm şerbeti içti. Ailesine, yakınlarına ve seyircilerine başsağlığı diliyorum. Allah taksiratını affetsin ve ruhu şad olsun... Kemal Sunal bütün bu özellikleri ile gönlümüzde her zaman yaşayacaktır.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır