kapat

05.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
RAUF TAMER(rtamer@sabah.com.tr )


Işık, su ve ateş

Sıcaklar mühim değil...

Gelir geçer.

Ama bu hengâmede ormanlar ne olur?

Ormanlar...

Her yangın yüreğimizi yakıyor.

.....

Şöyle avunmaya çalışıyorum.

Kimbilir diyorum, belki de doğa'nın kendi kendini yenilemesidir bu yangınlar.

Kesilen saçın daha gür çıkması gibi.

Her traş'tan sonra sakalların tekrar uzaması gibi.

Sonra düşünüyorum.

Saçmaladığımı farkediyorum.

Çünkü, bizde, yanan ormanların yerine yeni ormanlar değil, beton binalar fışkırıyor.

Ee... löpcülüğe alıştık bir kere.

Artık bu iş bize tatlı geliyor.

*

Derken, başka bir teselli yolu buluyorum.

Diyorum ki... Bir-iki yıla kadar nasılsa orman kalmayacak.

Kalmayınca da artık orman yangınları olmayacak.

Eğer orman yangınları olmayacaksa, köpüklü suya, uzun hortumlara falan gerek kalmayacak.

Yangın söndürme uçaklarına, denizden kepçeyle su alıp ormana boşaltan o pahalı helikopterlere falan da gerek kalmayacak.

Korucu'ymuş, bekçiymiş, gözcüymüş, yok atlı polismiş... hiç birine gerek kalmayacak.

Düşünebiliyor musunuz, devlet için ne kadar büyük bir tasarruf... Ne büyük bir maddi rahatlık.

Yürek çarpıntısı da caba.

Oh... sen sağ, ben selâmet.

*

Dahası var.

Orman yangınları olmayacaksa (yani yanacak orman kalmayacaksa) köylüler, canlarını dişlerine takıp -söndürmek için- hayatlarını bari tehlikeye atmayacak.

Mehmetçikler -her âfette olduğu gibi- kelleyi koltuğa alıp ormana dalmayacak.

İstediği kadar rüzgâr essin, ateşler, çevredeki iskân sahalarını tehdit etmeyecek. Yangın yok ki tehdit etsin.

En mühimi de... hangi açıkgözler rant sağlıyor diye sinirlerimiz bozulmayacak. Dikkat ve enerjimiz boşa harcanmayacak.

Kaç türlü avantaj...

*

Demek ki bol ormanlara sahip bir ülke olmaktan daha kârlıdır ormansız bir ülke olmak.

Az kaldı, az.

Bir-iki yıla kadar, belki Orman Bakanlığına da ihtiyaç kalmaz.

Orman İdareleriyle olan bütün davalar da belki düşer, adliye rahatlar... Ağaç kesmek diye bir suç da işlenmez... Yok ki işlensin.

.....

Bu satırları içim yanarak yazıyorum.

Tonlarca uyuşturu geçen sınırlarına hâkim olamamış bir ülke, ormanlarına mı sahip olacak?

Sahillerine, denizlerine, koylarına, körfezlerine, bereketli ekin alanlarına, fay hattına yerleşmiş sanayi bölgelerine, tarihine, kültürüne, müziğine, mutfağına sahip çıkabilmiş mi ki ormanlarına sahip çıkacak?

Geriye ne kalıyor? Sadece güneş mi?

Onu da becerirdik ama elimiz kolumuz yetmiyor... Öf... Canım çok sıkılıyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır