Kıbrıs'ta tam işler düzelme yoluna girmiş ve KKTC lideri, Rum karşıtını zor duruma düşürebilme avantajını yakalamıştı ki, yine bir şahin el ortaya çıktı ve işleri karıştırdı..
Rauf Denktaş, "Cenevre'deki üçüncü tur görüşmelerine gidip gitmeyeceğimi bilmiyorum" dedi dün.. Gerekçe de, adadaki Barış Gücü'nün görevi ile ilgili, BM tarafından kullanılan ifade..
Biz diyoruz ki, eğer maksadınız, bağcıyı dövmek yerine üzüm yemek ise, "Bunun kolayı var.."
Şöyle ki:
"Dolaylı görüşmeler ile Barış Gücü konusu arasında bir ilinti yoktur.. İki ayrı konudur.. Rumlar işin kendileri için kötüye gittiğini gördükleri için, zaten bu turdan yan çizmek istiyorlar.. Bunu resmen de açıkladılar.. Hazır fırsat elimize gelmiş.. KKTC lideri Cenevre'ye gidip masaya otursun.. Giderken KKTC Dışişleri Bakanı'nı da yanına almasın.. Almamakta da haklıdır.. Aynı günlerde de, eğer gerekiyorsa, Barış Gücü'nün görev alanı kısıtlansın.. Bu şekilde Rumları biz sıkıştırmış oluruz.. Onlar düşünsünler gelip gelmemeyi.."
Bu arada Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Kıbrıs konusunda anlattıklarının hepsini anlamadık. Bazı cümleleri, nereye çeksen oraya gidebilecek cümlelerdi.. Yanlıştı..
Bazı cümleler, bizim içimizde kümelenmiş olan bir gurup anlaşma istemeyenin söyleyebilecekleri türden cümlelerdi.. Bu nedenle hem şaşırdık, hem üzüldük..
Halbuki Cumhurbuşkanı Sezer'e, KKTC'deki rant ekonomisi ve bundan nemalananlar anlatılmalıydı.. ,
Halbuki Cumhurbaşkanı Sezer'e, yılda Türkiye'den giden 650 milyon dolarla, nerelere gelinmesi gerekirken, nerede kalındığı anlatılmalıydı..
Kıbrıs konusunda, sanki, dersini iyi çalışmamıştı Cumhurbaşkanı.. Sayın Cumhurbaşkanım; Kıbrıs konusunda tek tarafı dinlemek doğru bir davranış biçimi değildir..
Sonra, dostlara güvenmenin sorun olacağını da ilk defa Cumhurbaşkanı'nın ağzından öğrenmiş olduk.. Bu da bir başka garabet..
Bizim Dışişleri'nin ve hükümetin içindeki şahinlere dayalı politikanın sonu, Türkiye'ye de KKTC'ye de, şimdiye kadar birşey kazandırmadı ve bundan böyle de kazandırmayacak..
Tam sağduyulu ve olumlu bir gelişme olacak, sihirli eller ortaya çıkıp, işleri tersine çevirmekte öylesine ustalar ki, bir dakika filan demeye kalmadan, herşey altüst olabiliyor..
Kuzey ile Güney Kore bile masaya oturdu beyler.. Yapmayın, etmeyin..
Sayın Denktaş, hadi, hadi artık..
Kıbrıs sorununu çözebilecek tek isim Rauf Denktaş'tır.. Ona ikide bir yanlış fikirler empoze etmemeli Ankara..
Denktaş Cumhurbaşkanlığı'nın bu döneminde sorunu çözemezse, bunun faturası, hem KKTC'ye, hem de Türkiye'ye çıkartılacaktır ilerde..
Bizimkiler ikide bir "Barış istemeyen esas Rumlar" der dururlar.. Doğrudur..
Ama bunu dünyaya gösterme fırsatı elimize geçtiği zaman, şaşkın ördek misali davranmak, hangi akıl ve mantıkla bağdaşır?
Bir dönem Ankara, Denktaş'ın New York'a ilk tura bile gitmemesini istediği zaman, şiddetle karşı çıkmış ve yapılan hataya işaret etmiştik.. Sonra Ankara bundan döndü ve Denktaş, New York'a gitmekle ne kadar isabetli bir iş yaptığını gördü..
Rauf bey, siz dünya çapında bir politikacısınız.. Bunu Rumlara da, dünyaya da göstermek elinizde.. Onun için de, "Cenevre'de buluşalım" diyoruz..
