kapat

28.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Doğum sancısı

Değişim geçiren toplumlar kaynar.. Türkiye de terör sonrası dönemin ve enflasyonla mücadelenin sancılarını çekiyor.

Enflasyonla mücadele tedbirleri kanlı-canlı kesimin kemerini, fakat dar gelirli yığınların boğazını sıkıyor. Bu doğru ama..

İçinde olmak istediğimiz dünyanın enflasyonu yenememiş tek ülkesi olarak kalamayız.

Hükümet, bu sıkıntılı dönemi kısaltmak ve fedakârlığı mümkün olduğunca adil dağıtmak için lâzım. Bir de halka güven, umut ve heyecan vermek, fedakârlığın boşa gitmeyeceğine kitleleri inandırmak için..

Enflasyon, öngörülen tempoda inmiyor.

Yaz aylarında eksi enflasyonlar görüleceği beklentisi gerçekleşmezse bir yenilgi psikolojisi ortaya çıkacaktır.

Hükümetin buna şimdiden tedbir alması gerekir ama bu sorunun hükümet içinde halâ etkili bir sahip bulabildiği görülmüyor.

Özelleştirmede durgunlaşan havanın canlandırılması, enflasyonla mücadele ruhunun topluma tekrar kazandırılması lâzım..

Ceza adaleti yoksa..

Bölücü ve dinci terör kontrol altına alındı, mafyaya karşı yürütülen mücadelede belli bir aşamaya gelindi.

11 bin terör, 2 bin dolayında mafya suçlusu şu anda cezaevlerinde..

Fakat otorite boşluğu yaratan ilkel düzen, adaletin gerçekleşmesine yetmiyor.

Mafya için "yer altı dünyası" tanımı kullanılır. Oysa mafya artık yer üstü dünyasına egemen olma iddiasını cezaevlerinden de sürdürebiliyor. Cezaevi, telefonla suç sipariş eden "baba"lara korunma bile sağlıyor.

Cezaevinde yatan birini kim suçlayabilir?

Cezaevleri terör suçluları için de bir ceza ve pişmanlık yeri değil eğitim kampı işlevi görüyor. Çoğu bilenmiş olarak çıkıyor.

Devlet bu sorunu çözmek için yeni tip cezaevleri inşasına girişmiştir. Yeni cezaevleri birer ikişer tamamlanmaya başladı.

Şimdi Türkiye'nin gündemi, bu yeni yapılaşmaya karşı direnen eylemler ve kışkırtmalarla dolacaktır.

Çözüm aşamasına..

Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, Neşe Düzel'e şunu diyordu:

"Türkiye'de cezaevleri sorunu artık Adalet Bakanlığı'nın sorunu değil; bu bir devlet sorunu.. Koğuş sistemi artık bitiyor. Yıl sonunda 88 cezaevi oda sistemine geçiyor. Üç sene sonra koğuş sistemi kalmayacak."

Cezaevleri terörist ve mafya yetiştirmesin isteniyorsa bu reform yapılacak..

Adalet Bakanı, "Odalarda kalanlar günün büyük kısmını havalandırmada, spor salonunda, iş atelyelerinde ve kitaplıkta bir arada geçirecek" diyor, cezaevlerinin Birleşmiş Milletler ve Avrupa normlarına uygunluğunun onaylandığını söylüyor.. Ama ne fayda?.

Bir koro "Tecrit edip delirtecekler, işkence edecekler" diye sürekli bağırıyor, cehennem senaryoları ile kışkırtma yapıyor.

Bunların artık yararı yok. Adalet devletin temeli ise cezaevleri, terörist kampı ve mafya lojmanı olmaktan kurtarılacaktır.

Çeyrek yüzyıllık enflasyonu yenmek, suçluların egemenliğine geçmiş cezaevlerini geri almak kolay değil. Bedel ödeyeceğiz.

Bu dert değil umuttur. Çünkü teslimiyetten çözüm aşamasına geçilmiştir.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır