kapat

28.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Abdi İpekçi'nin kül olan çamları

Bodrum'un en yeşil köşesi Torba, için için yanmakta devam ediyor. Torba'nın ufacık bir köşesinde, Abdi İpekçi koyunda da İpekçi ailesinin içindeki yangın gitgide büyüyor.

Ağca'nın Türkiye'ye gelmesinden bir saat sonra kapısının önüne biriken ve sabahlara kadar nöbet tutan medyaya hiçbir şey söylemediği için üzülen Sibel İpekçi, "Onları geri çevirmek zorunda kalıyorum; çünkü söyleyecek hiçbir sözcük bulamıyorum. Benim içimdekileri avukatımız Turgut Kazan ortaya döktü. Oysa gazetecilerin de işlerini yaptıklarını biliyorum, saygı duyuyorum" diyor.

Sibel İpekçi bu suçluluk hissinden evinin karşısında ufak bir alev görünce kurtulmuş. Önce bazı piknikçilerin mangal yaktığını düşünmüş. Biraz sonra evin içi dumanla dolunca paniğe kapılmış ve sonrası malum.

Sibel İpekçi ağlamaklı bir sesle, "Biliyorsun" diyor, "Abdi için Torba'nın neler ifade ettiğini..."

HAYALİM GERÇEKLEŞTİ
Evet. Torba'nın Abdi için neler ifade ettiğini çok iyi biliyorum. Çünkü Abdi hayatında hiçbir şey karşısında ve hiçbir zaman Torba'daki ufak arsayı bulduğunu bana müjdelerken o heyecanı yaşamamıştı.

Aslında Abdi'nin mal mülk için hiçbir özlemi olmamıştır. Fakat bir gün Sibel'le üçümüz karşı sahilde bir arkadaşımın çamlar içindeki evine uğramıştık. Orada dört iri çamın ortasındaki ufacık araziyi görünce tutturdu: "Allah aşkına, arkadaşın bu çamların ortasında bir evlik toprağı bana satsın, onu ikna et."

FALA BAKTIK
Abdi o kadar ısrar etmişti ki, olmayacağını bile bile telefonu kulağıma dayayıp, dinlemeye başlayınca bu teklifi ilettim. Sınıf arkadaşım kahkahayı basmış ve, "Abdi bey bahçemizin ortasında bir ev yapılmasına izin verilmeyeceğini gayet iyi bilir" demişti.

Abdi'nin hayal kırıklığını hiç unutmayacağım. Onu neşelendirmek için en büyük eğlencesi Çin falına bakmaya zorladık. O sırada Çin'den getirdiği kitabı açtı. İçinde ince çubukların dağıldığı yeri okudu. Aynen şunlar yazılıydı. "Evinizde yangın olacak." Sibel dünyanın en meraklı

insanı olduğu için bu sefer Abdi'nin evlerinin alt katında oturan ablasına telefon edip binada yangın olup olmadığını sormam için yalvarmaya başladı.

Zavallı Hayal hanım o güne kadar kendisine hiç telefon etmeyen birinin "Yangın var mı?" sorusunu duyunca, herhalde benim de deli olduğuma yüzde yüz karar vermiştir.

O günden çok kısa bir süre sonra Abdi'yle buluşunca sevinçten gözleri parlıyordu. "Biliyor musun? Bodrum-Torba'da aynı çamlarla çevrili bir arsayı aldık. Birkaç yakın arkadaşla birlikte ev yaptıracağız" dedi.

BÜYÜK MÜCADELE
Abdi'nin çocukça sevinci uzun sürmedi, Çin falı gerçekleşti. Sibel içindeki yangına rağmen Torba'daki evin yapılması için maddi, manevi çok mücadele etti. O günlerden bu yana özellikle oğlu Sedat ve ailesiyle mutlu olduğu Torba'nın çamla çevrili bu koyunda birkaç ay geçiriyor. Ama bu korkunç yangından sonra, "Biliyor musunuz?" dedi, "Abdi o çamların kül olduğunu görseydi üzüntüden ölürdü."

Şimdi Abdi bir türlü kavuşamadığı çamlarla çevrili bir mezarda yatıyor.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır