kapat

19.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Demirel... 1985

Bir süredir "Türkiye'nin Sosyal Tarihi" üzerinde çalışıyoruz... Özellikle "Süleyman Demirel damgalı dönemin" analizi...

"Kitap" olacak.

Çalışma sırasında, değişik tarihlerde "Demirel ile yaptığımız ikili görüşmelerin" notlarını inceliyoruz.

Bunlar "Süleyman Demirel antetli bloknotlara" alınmış notlar.

Büyük bölümü "hiç yazılmamış."

Bazen "yasaklar" engel olmuş, bazen de Demirel "zamanı gelince kullanırsın" demiş. Hafta sonunda yine "bu konuda" çalışırken...

"Sıra" 25 Şubat 1985, Salı günü. Güniz Sokak-31'de, Demirel ile yaptığımız sohbetin "bloknotuna" geldi.

Bloknotun ilk sayfasında, Demirel'in "şu sözlerini" not etmişiz:

- Türkiye, müesseselerini tahrip etmemeli.

TEK KONU
1985'te Evren Cumhurbaşkanı.

Özal, Başbakan.

Demirel ise...

"Yasaklı bir eski siyasetçi."

25 Şubat 1985, Salı sohbetini "tek konuya" ayırmışız.

Konu:

Siyaset-Mahkeme ilişkileri... Siyasetçi ve Yüce Divan.

İşte sohbetten bir bölüm:

- Husumet ile hareket eder ve hukuka siyaset karıştırırsan... Bundan hükümet yara alır... Meclis yara alır... Başbakan yara alır... Mahkeme yara alır... Mahkemeye giden yara alır... Mahkemeye gidenin partisi yara alır... Sadece kişileri değil, kurumları da tahrip edersin.

PUAN... PRESTİJ
12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra, Demirel'in Bakanlarından Selahattin Kılıç "Yüce Divan"a gönderilmişti.

Ve oradan "aklanarak" çıkmıştı.

Demirel'in "bu konuda" 25 Şubat 1985, Salı konuşmamızda söyledikleri "notlarımıza göre" aynen şöyle:

- Orada hukuka siyaset karıştırılmak istendi... Mahkeme bunu önledi... Kılıç'ı mahkemeye gönderenler puan kaybetti... Mahkeme puan kazandı... Mahkeme Başkanı Boyacıoğlu'nun prestiji arttı.

ANAYASA
Aynı sohbetten bir başka bölüm:

- Anayasa henüz üç yaşında bile değil... Ama bazı maddeleri şimdiden işlemez hale geliverdi... Yargı ile yasama ilişkileri iyi düzenlenmemiş... Ama her şeye rağmen bir hususa dikkat etmek gerekir... "Mahkemeyi mutlaka yüksekte tutmak şart."

NELER OLUR?
Hukuk siyasallaşırsa neler olur?

Demirel'in bundan on beş yıl önce... 25 Şubat 1985 Salı günü verdiği yanıt:

* Çalışmayı aksatır,

* Tahrik... Jurnal bitmez.

* Herkes korkar.

* Herkes birbirine pislik atar.

* Hükümetin ahengi sıkıntıya girer.

* Karar mekanizmaları güçsüzleşir.

* Karar verme mevkiindekiler topu birbirlerine atarlar.

"Süleyman Demirel" antetli bloknotta Demirel'den bir de "anı" var:

33 LOKOMOTİF
- 1963'te bir "33 lokomotif olayı" yaşandı... O olaydan sonra Bakanlar Kurulu karar veremez hale gelmiş... 1964'te ben Adalet Partisi Genel Başkanı oldum... 1965'te de Başbakan... Başbakan olunca durum şuydu... 18 aydır bekleyen ihale kararları vardı.

- Ne yaptınız?

- Emir verdim: Bir hafta içinde hepsini önüme getirin.

- Getirdiler mi?

- Elbette.

- Sonra?

- Bakanları... Bürokratları çağırdım... İki ay içinde inceleyip, sonuçlandıracaksınız... Yoksa... Gidersiniz... Yerinize, yapacak olanları getiririm.

- Sonuç?

- İşte bundan sonra idare, karar verir hale geldi... İdare işlemeye başladı... Sen 1963'te Başbakan İnönü'ye "ihaleye hile karıştı... İhaleye senin ailen karıştı... Haydi soruşturma açılsın" dersin... İşte böyle olur... İdare kitleniverir.

- Batı Cephesi Komutanı... İkinci Cumhurbaşkanı... İstiklal Madalyası sahibi İsmet Paşa bile "kitlenmeyi" önleyemiyor mu?

- Paşa'nın elinde değil... İdare içine kapanıyor... Korkuyor... Bu olay, o dönemde, büyük kararların alınmasını güçleştirmiştir.

BİR BİLEN... BİR BİLGE
Demirel, 1985'te "Bir Bilen" idi.

Şimdi ise...

"Bir Bilge."

Yüce Divan konusunun yine "güncelleştiği" bir dönemde "eski Bir Bilen'in... Yeni Bilge'nin, 15 yıl önceki sözlerini" bloknottan çıkardık. Köşemize aldık.

Sözler, bugün de "güncelliğini" korumuyor mu?

KIRIP DÖKMEDEN
Siyaset, bu ülkenin en önemli kurumlarından biri.

"Mahkeme" de öyle.

Ve "temiz siyaset" Türkiye'nin öncelikli ihtiyacı.

Bu ihtiyacı karşılarken "kurumlarımızı da tahrip etmeyelim... Devleti de kitleyip, iş göremez hale getirmeyelim."

"Hukuk" tabii ki işlesin...

Ama "siyasallaşmadan" işlesin.

Bunun için ne yapılacaksa "hemen" yapılsın. Anayasa değişecekse "hemen" değişsin.

Kurumlar daha fazla yara almadan.

Ve yönetim daha da kitlenmeden.

"33 Lokomotif olayı" nedir?

Önerge sahibi:

Yozgat Milletvekili İsmail Hakkı Akdoğan ve arkadaşları.

Önergenin konusu:

ABD'den ithal edilecek 33 Diesel Lokomotif.

İddia:

İhaleye fesat karıştırıldığı... Başbakan'ın ailesinin işin içinde olduğu.

Talep:

Meclis araştırması açılması.

İnönü... 1963

Tarih 27 Ağustos 1963. Başbakan İsmet İnönü "önerge üzerinde" söz istiyor.

Ve TBMM kürsüsüne çıkıyor:

- Muhterem arkadaşlarım.

Diesel-elektrik lokomotiflerinin ihalesi konusunda Millet Partisi'ndeki arkadaşlarımızın Meclis araştırması önergesini dikkatle okuduk.

Dikkatle dinledik.

Konu doğrudan Demiryolları İdaresi'ni ve Ulaştırma Bakanlığı'nı ilgilendirir.

Şimdi Ulaştırma Bakanı'ndan önce benim söz almam, önergede şahsen beni, ailemi ve adları söylenmeyen yüksek makam sahiplerini ilgilendiren dedikodular kısmını aydınlatmak içindir.

İKİ AİLE
Başbakan İnönü, devam ediyor:

- Lehine hareket edildiği söylenilen firma temsilcisinin akrabamız olduğundan bahsedilmiştir.

General Motors'un temsilcisi olan Özey Ailesi'yle ailemizin eski ve yakın münasebeti vardır.

İhalede bu firmanın rakibi bulunan General Electric firmasının temsilcisi olan Koç Ailesi'yle de ailece eski ve yakın münasebetlerimiz mevcuttur.

Bu münasebetler, birbirlerine rakip olmalarıyla da anlaşılıyor ki, iş hayatlarında hiçbir rol oynamazlar.

"OĞLUM"
Başbakan İsmet İnönü, devamla:

- Bu lokomotif meselesinde oğlumun iş ortaklığı bahsine gelince...

Havadisin bir esası yoktur.

- Oğlumun General Motors ile, lokomotif satışı ile, ihale ile bir alakası dahi mevcut değildir.

Bunu kesin olarak ifade ediyorum.

DERGİ
İnönü, konuşmasını sürdürüyor:

- Başbakan'la yakınlığı bulunan bir dergiden bahsediliyor.

Siyasi hayatta benimle bu dergiden beraber bahsetmek, muziplerin ve başı darda kalanların bir merakı haline gelmiştir.

O müstakil bir dergidir.

Bu derginin de, ihaleden önce, himaye edildiği söylenen firmanın lokomotiflerinin tercih edilmesi yolunda neşren gayret gösterildiğini bilmiyorum.

Benim bildiğim, her gazetedeki ve her iki firmaya ait reklamları orada da gördüğümdür. Herhalde beni bu münakaşaya karıştırmak yersizdir.

DEDİKODU
Başbakan İnönü... Devamla:

- Önergede yüksek makam sahiplerinden bahsediliyor...

Herkes emin olabilir ki, hiçbir yüksek makam sahibi veya yakını bu konuda en ufak bir tesir ve ilgi sahibi olmamıştır.

Lokomotif işinde şahsıma, aileme, partime ve yüksek makam sahiplerine yöneltilen isnat ve ithamların esası budur.

Dedikodu yapanların şüphe yaratmak arzularını karşılamaya imkan yoktur.

Bütün siyasi hayatımda, yani kırk senedir, özellikle de son on beş yıldır, bunun tecrübesini geçirdim.

Büyük Meclis, ne karara varırsa, saygıyla karşılarız.

(Millet Meclisi Tutanak Dergisi B:125-27.8.1963-0:1-Sf:405)

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır