kapat

18.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Bizimle inatlaşma arkadaş..

Biliyorum, bu yazı yüzünden memlekette çarşı karışacak.. Hele Belçika'ya yenilirsek daha da karışacak.. Birileri çıkıp hesap sormaya kalkışacak ama peşinen söyleyeyim ki haksız çıkar.. Çünkü her şey bilime uygun..

Bu gazete beni taaa buralara Avrupa Futbol Şampiyonası'nı izleyeyim diye yolladı.. Ben maçları izleyeceğim, çıkardığım sonuçları da size anlatacağım.. Siz de buraya gelmiş gibi olacaksınız..

Beni Amsterdam'a göndermenin mantığı buydu.. Gelin görün ki biz bu şehrin sosyal hayatından söz edeceğiz derken milli takımın hallerini hepten ıskaladık..

Ama kabahat bende değil.. Bu şehri bu kadar acayip bir hale sokanlarda.. Otel odasındaki şehir rehberinde "Amsterdam, Avrupa Gayları'nın başkentidir.." diye yazıyor..

Bir şehrin turistler için hazırlanmış rehberi "Buranın 'Gay'ları meşhurdur.." diye övünürse, koyun yakasını gayri.. Normalleri de akşama kadar Red Light denilen yerden çıkmaz..

***

Benim aziz okurlarımın bilmediği şey yoktur ama ben yine de araya karışan diğer gazete okurları için açıklayayım..

Gavurun şehriyarında "Gay" diye tarif edilen yiğit kişiler, bizde "tekerlek" diye tarif edilen yiğitlere karşılık gelir.. Normal yiğitlerden anatomik olarak pek farkları yoktur ancak arkadan çekişlidirler..

Hatta içlerinde bıyıklarına adam assan, taşıyacak heybette olanlar vardır ki, Atçalı Kel Mehmet Efemiz gibi bastıkları yeri titretirler..

Bunlar yoldan çıkmış..

Amsterdam'ı Gay başkenti yapan sebepleri bilmiyorum.. Bilmek de istemiyorum.. Benimki sadece meraklısının işine yarayacak bir tespit..

Söylemek istediğim şey ise geriye kalan ahalinin yoldan çıkmasının artık bana bile normal gelmesi.. Temsil bizde ibadet yerlerinin veya okulların ikiyüz metre çevresinde bira dahi sattırmazlar..

Dün öğle sıcağında şehirde gezinirken bir kilise gördüm.. Etrafını olduğu gibi camekanlı evler çevirmiş.. Her camekanda bir kız, geleni geçeni içeriye çağırıyor..

Kilisenin papazı bu işe kızıyor tabii.. Kızdığı için de arada bir zangoçu kuleye yollayıp çan çaldırıyor.. Akıl sıra çevresine kilisenin ağırlığını hissettirecek.. Ama aşağıda kızların seyrine duranların bu çanlara aldırdığı filan yok..

Kızlar camekanı seyredenlere bir dil çıkarıyorsa, bunlar iki dil çıkarıp dalgalarına bakıyorlar.. Zangoç da lüzumsuz yere kendini yırtıp duruyor..

Bakın yine futboldan sözedecekken konuyu kaydırdık.. Milli takımdan haber bekleyenlerin elini böğrüne koyduk..

Yarın Belçika ile maçımız var.. Benim tahminim "Kırmızı Şeytanlar" denilen bu takımı evvelallah tepeleyeceğiz.. Bizim takımdan Okan da sahanın yıldızı olacak..

Nereden biliyorsun derseniz, belki düzgün bir cümle kuramam ama işin mantığını açıklarım..

***

Futbol, tıp ilminden en çok yararlanan sporların başında gelir..

Tıp ilmi insan anatomisini keşfettikçe sonuçlarından futbol dünyası bol bol sebeplenir.. Temsil, bundan yirmibeş yıl önce sporculara maç esnasında su içirtmezlerdi..

"Dalağı neyim şişer.." diye düşündüklerinden suyu yasaklamışlardı, onun yerine futbolcuya limon yalatırlardı.. Hatta Günay Kayarlar hocadan dinlemiştim..

Kendisi Metin Oktay, Turgay Şeren ile aynı takımda oynamıştı.. Hocaları, antrenmandan sonra bunları battaniye ile sarıp sarmalar; hiçbir şey içirmeden bir saate yakın bekletirmiş..

Sonradan öğrenildi ki bu kuluçka tekniğinin sporcuya faydası yok, tam tersine sporcunun neredeyse hücrelerini kurutuyor.. Şimdi oyun içinde duraklama olduğunda sporcular içeceklere hücum ediyor..

Eskinin önemli yanlışlarından biri de "sporcunun seks hayatıyla" ilgili olanıydı.. Bir sporcu maçtan önce hatun kişilerin koynuna girdi mi veya eskilerin deyimi ile "İstimna bil-yet" yöntemine başvurdu mu antrenörün cinleri tepesine çıkardı..

"İstimna bil-yet" dedikleri, erkek kısmının kendi başının çaresine bakması.. Cins-i latiften birine ilan-ı aşk edeceğine; sağ eline bakıp bakıp "Seni Seviyorum.." demesi..

Bu işin çözümü var..

Eski hocalar futbolcunun bu hallerini akla zarar görürlerdi.. Üç dört senedir keşfedildi ki sporcunun cinsel olarak rahatlaması oyun içindeki performansını arttırıyor..

Hatta son dünya kupasında bazı teknik direktörler futbolcularını maçlardan evvel "İstimna bil-yet" yöntemi ile rahatlamaya zorladılar..

Şimdi "Eeee! Bizimkiler uyuyor mu? Bizim çocuklar neden kendilerini daha iyi hazırlamıyor?" diye telaş edenlere söyleyeyim.. Bizim takım da tıp teknolojisinden nasipsiz değil..

Bu işin öncülüğünü yapanlardan biri de Okan Burak..

Hani birkaç gün önce Amsterdam'da "Yab Yum" adında bir mekandan söz etmiştim.. Oldukça lüks bir mekan.. İçinde bir barı, yukarı katlarda jakuzili odaları var ki, burayı ziyaret eden ünlü bir işadamımızın deyimi ile "Beş yıldızlı otel odasının lüksü.." kıvamında..

İçinde huri misali iyi aile kızları var.. Burayı ziyaret eden erkeklere Hollanda kültürü hakkında bilgi veriyorlar..

***

Okan, Cuma akşamı spor bir arabayla buraya geldi.. Arabayı arkadaşı kullanıyordu.. O da gençten biri.. Birlikte kapıdan içeri girdiler. Giriş için istenen 150 Gulden'i çok buldular ama ödemek zorunda kaldılar..

İçeriye girmekle iş bitmiyor.. Eğer kızlardan biriyle tanışıp Avrupa Birliği'ne girişimiz için desteğini almak istiyorsan 750 Gulden daha vereceksin..

Bu kızların kötü tarafı içkiye meraklı olmaları.. En az 1400 Guldenlik şampanya açtırmadan hiçbir meseleyi tartışmıyorlar..

Zaten Okan'ı kızdıran da bu oldu.. Çocuk sporcu! İçkiden uzak duruyor.. Kız ise "İlla ki şampanya içeceğim.. Yoksa zihnim açılmaz, konuşamam.." diyor..

Sonunda onun da çaresi bulundu, açılan şampanyayı kız tek başına içmeye razı oldu, Okan da rahatladı..

Belçika maçında Okan sahanın yıldızı olacak, demem hatta inatlaşmam bu yüzdendir..

Bizim oğlan Yab Yum'da öyle bir deşarj oldu öyle bir rahatladı ki gerisini onu tutmaya çalışacak olan Belçika defansı düşünsün..

Okan buraya, yumruk havaya!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır