Siyasi belirsizlik yine ekonomi gündeminin baş sırasına oturdu. Borsa, geçen hafta lokomotif kâğıtların liderliğinde yüzde 12 değer kaybederken, bono faizlerinde de 1-2 puanlık atış kaydedildi. Oranlar yüzde 38 civarına tırmandı.
Piyasalar, koalisyon partileri arasında tatsızlık yaratan oylamalar ve açıklamalara rağmen hükümetin bozulabileceğine inanmıyor. Özellikle bono piyasasındaki fiyatlar, bu yönde bir gelişmenin henüz satın alınmadığını yansıtıyor.
Yılbaşından itibaren satılan iskontolu tahvillere bakıldığında piyasa, vadesi 2001 yılına taşan net 10.6 katrilyonluk tahvili yüzde 35.9 ortalamadan satın almış ve üzerine oturmuş durumda. Günlük getirisi yüzde 31'e bile ulaşmayan, dövizde açık pozisyon taşınmaması halinde zarar yazan bu kağıtlar, biraz uzun vadeli beklenti, daha çok da alternatifsizlikten portföylerde duruyor.
Son günlerde faiz için yüzde 35-40 aralığını benimseyen piyasanın koalisyonun bozulabileceğini hissetmesi halinde oranları ne seviyeye çıkarabileceğini tahmin etmek mümkün değil. Bu da gecelik getirisi yüzde 30 civarındaki, en kısası Şubat 2001 vadeli tahvilleri taşıyan bankaların gerçekten zor duruma düşmesi anlamına geliyor.
Bankaların tümü aynı oyunun içinde olduğu için, borsadaki gibi bir tepki bono piyasasından çıkmıyor. Endeks "İnilemez" denilen 15 bin puandaki destek noktasını bir hamlede kırarken, bono faizleri yüzde 37-38 gibi bir seviyede tutunabiliyor. İşlem hacminin geçen haftalara göre düşmesi de satıcıların çok istekli olmadığını gösteriyor.