|
Fatih'i yollayın!
Terim'in Avrupa'dan teklif aldığına inanmayan ve Aziz Üstel'in başını çektiği grup, "Fatih G.Saray'a hiç yakışmıyor" diyordu
Fatih Terim'in G.Saray yönetiminde en çok başını ağrıtan isim asbaşkan Mehmet Cansun oldu. Medyada iki taraf birbirine komplimanlar yağdırsa da, kapalı kapılar ardındaki gerçekler gizli bir çekişmenin izlerini taşıyordu.
Tarih: 14 Ekim 1999... Cansun'un G.Saray Divan Kurulu'nda sarfettiği "Fatih çok dik adam. Onunla geçinmek gerçekten zor. Hiçbir yönetim, antrenörünü böyle yüceltmedi" sözleri ikili arasındaki yangının ilk kıvılcımı oldu. Cansun, ertesi gün gazetelere bakınca devirdiği çamın farkına vardı. Haberi yalanlamaya çalıştı ama sözleri tutanağa geçtiği için kıymeti olmadı.
Şampanyası elinde kaldı
Cansun'un bu çıkışı Terim'i çok rahatsız etti. Hemen ertesi gün Almanya'da 2-0 kazanılan Borussia Dortmund maçından sonra, yönetim Florya'da bir eğlence tertip etti. Bir kasa şampanyayı sırtlayan Cansun, hatasını tamir etmek için soluğu Florya'da aldı. Hedefi Terim'in gönlünü okşamaktı. Ama futbolcular eğlenceye katılmasına karşın, Terim ısrarlı davetlere itibar etmedi, arabasına atlayıp evinin yolunu tuttu.
Günler içinde Cansun ile Terim arasındaki buzlar erimeye başladı. Ta ki 18 Aralık'taki Denizli maçına kadar... 4-2 kazanılan maç sonrası, Terim İstanbul'a takımla değil, Mehmet Cansun'un özel uçağıyla döndü. Bu olağan bir durum değildi. Belli ki, bazı özel konular masaya yatırılacaktı.
Uçakta Cansun ile Terim'in dışında, yöneticilerden Ali Dürüst ile Celal Gürcan da vardı. En önemli gündem maddesi ise Hagi'nin gönderilmesiydi. Terim, takımın Şampiyonlar Ligi trenini kaçırdığından bahsetmiş, Romen yıldıza gelecekteki planlarında yer vermediğini dile getirmişti. 9 bin metrede açılan bu gizli dosyalar, 6 gün sonra basında yer aldı. Çılgına dönen Terim, o akşam televizyon kanallarını teker teker dolaşarak bu haberi yalanladı. Ama haberin doğru olduğunu uçaktaki 4 kişi de biliyordu.
9 bin metredeki itiraflar
Terim'in yaptığı araştırmalar sonucunda adres yine Cansun'u gösteriyordu. Terim, Cansun'a bu sefer daha sert tavır aldı. Yönetici Celal Gürcan'la da uzun süre konuşmadı. İmparator, en son geçen haftaki Fiorentina seyahatinde SABAH muhabiri Gökmen Özdemir'e haberin doğruluğunu itiraf ederken, "Biz fikir jimnastiği yapıyorduk. Bunu basına vermek çok ayıp. Ben takımımın dağılmasını engellemek için herşeyi yaptım" demeyi ihmal etmedi.
Artık ipler gerilmişti. 28 Mart'ta Murat Beyazıt'ın evindeki Terim-Süren zirvesinde konu yine Cansun'a geldi. Terim, "Benim hakkımda çok ileri-geri konuşuyor. Bu kadar çalıştım, didindim. Hâlâ onlara yaranamadım" diyerek Cansun'u sert biçimde şikayet etti. Hoca, sağda-solda kendisi için yapılan "G.Saray'dan ayrılsa sudan çıkmış balığa döner. Onu G.Saray yarattı. Şimdi G.Saray'ın önüne geçmeye çalışıyor" suçlamalarını duymuş ve çok kızmıştı. Süren, yine fren görevini yapıp "Onları boşver, tek muhatabın benim" diyerek krizi erteledi.
İddialara göre ise, Dortmund maçı sonrası Mehmet Cansun hocasının bir kez daha gönlünü almak için kendisine son model bir AlfaRomeo hediye etmek istedi. Bu, bir anlamda "Aramızdaki tatsızlıkları unutalım" demekti. Terim, ne hediyeyi kabul etti, ne de Cansun'un "ataklarına karşılık verdi!"
Gerginlik tırmanıyordu. Bu sefer de 3 Nisan'daki seçimde Cansun'un yönetime soktuğu Aziz Üstel, Terim'e bombardımana başladı. Her yerde, her fırsatta Terim'i eleştiriyor, "Bu adam G.Saray'a yakışmıyor. Onu göndermemiz şart" diyordu. Bu da Terim'in kulağına gitti. Ancak Üstel-Cansun yakınlığını bildiğinden, bu duruma hiç şaşırmadı, Üstel'i de muhatap almamaya çalıştı.
Terim'in kafasında G.Saray'dan ayrılma fikri iyiden iyiye canlanmaya başlamıştı.
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|