kapat

29.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İPEK CEM(ipek.cem@sabah.com.tr )


AB ve İş(sizlik)

Avrupa Birliği, çalışma imkânları açısından farklı iki kutubu birlikte yaşıyor. Bir yanda işsizlik oranları yüzde 10'lara yaklaşıyor. 15 milyon AB vatandaşı işsiz dolaşıyor. Diğer yanda ise onbinlerce, yüzbinlerce iş için kalifiye eleman bulunamıyor. Özellikle teknoloji sektöründeki bu açık, Hindistan'da, Doğu Avrupa'dan gelecek iş gücüyle kapatılmaya çalışılıyor.

İşin başka bir ilginç yanı da, AB vatandaşlarının, mavi yaka diye tabir edilen bazı işlerde çalışmak yerine işsizliği tercih etmeleri. Örneğin Time dergisinin haberine göre, Fransa'da inşaat sektöründe 50.000 kişilik açık bulunuyor. 20.000 adet kamyon sürücüsü aranıyor. Ancak, daha az katma değerli ve dolayısıyla daha az maaşlı bu işler bu ülke vatandaşlarından rağbet görmüyor.

Bu iki başlı iş ve işsizlik problemi, AB'nin çözümlemesi gereken en önemli sorunlar arasında yer alıyor. AB'nin bu yıl yüzde 3.4 büyümesi ve işsizliğin biraz düşerek yüzde 8.5 olması bekleniyor. Özellikle de genişleme süreci çerçevesinde, istihdam probleminin farklı boyutlara ulaşması kaçınılmaz olacak. Teknoloji ve internet konularında ABD'nin gerisinde olan Avrupa ülkeleri, bu açığı kapamak için kendi ülkeleri dışından da çalışan ithal etmek durumundalar. Ancak, bu ekonomi kökenli yaklaşımlar, politik dengeleri altüst edebiliyor.

Alman Başbakanı Shröder, ülkesindeki teknoloji açığını kapatmak için geçici çalışma izniyle 20.000 yabancı getirmeyi öneriyor. Almanya'da 150.000 bilgi ekonomisi işinin, kalifiye eleman bulunamadığından boş kaldığı hesaplanmakta. Fakat, Shröder'in önerisi müthiş bir politik malzeme haline gelmiş durumda. Bu öneriye karşı, Alman Hıristiyan Demokrat'lar, 'Hintli bilgi işçileri yerine, daha fazla çocuk doğuralım' sloganla ırkçı öğeler taşıyan bir kampanya başlatmış bulunuyorlar.

Lizbon'daki AB zirvesinde, 2003 yılına kadar AB'nin 1.7 milyona varan bir 'bilgi işçisi' eksikliği çekeçeği belirlenmiş. Microsoft şirketi tarafından yaptırılan araştırmada, Avrupalı şirketlerin teknoloji ihtiyaçlarının ancak dörtte biri AB bünyesindeki şirketler tarafından üstlenebiliyor. Geri kalanın çoğu da ABD şiretleri tarafından karşılanmakta.

AB ile ABD arasındaki teknoloji uçurumu, yalnızca istihdam açısından değil, ekonomik gelişme ve rekabet açısından da Avrupalıları ürkütüyor. Doğu Avrupa veya Hindistan'dan gelebilecek bilgi işçilerinin kıtaya yerleşme olasılığı da, bazı AB ülkelerinin korkulu rüyası oluyor.

Aslında, AB'de yaşanan gelişme birçok açıdan bizim için de kayda değer. Birincisi, eğitim sistemimizi bu yeni iş sahaları ve talepler doğrultusunda gözden geçirmemiz gerekiyor. Bilgi ekonomisinin öncülerini Hindistan, İsrail ve Doğu Avrupa'nın yanında, Türkiye'den de çıkabilmesi ancak bu eğitime bağlı. Eğitim derken de bilgisayarın yanı sıra yabancı dilin önemini de unutmamalı.

Çıkarılabilecek ikinci ders ise, teknoloji ve bilgi ekonomisini, iş sahası anlamında rekabetçi avantaja dönüştürmeye çalışmak olmalı. Bu, yalnızca teknoloji sektörü için değil, diğer sahalar için de geçerli. Örneğin turizm sektöründe teknolojiyi etkin kullanan ülkelerin turizm girdileri de artacaktır. Veya, eğitimde, Internet'le uzaktan öğrenim veren bir ülkenin, işgücü de yaşam boyu gelişecektir. Bürokratik işlemlerini Internet'ten gerçekleştirebilecek devletlerin, saydamlığı, güvenilirliği ve etkinliği fazlalaşacaktır.

AB'de yaşanan iş ve işsizlik krizi, teknolojik işler açısından Türkiye'de de başgöstermiştir. Talep, nitelikli eleman sayısını çok aşmaktadır. Dolayısıyla, yabancıların pazara girmesi kısa dönemli bir çözüm olmakla birlikte, meslek liseleri de dahil olmak üzere üniversitelerin bu yeni iş dallarına uzman yetiştirme amacını taşımaları, ülkenin uzun dönemli faydasınadır. Her değişim fırsatları beraberinde getirir. Türkiye olarak bu fırsatların gerisinde kalmak yerine, onları değerlendirebiliriz.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır