Tantan: Rutin dışı!

Susuz tarlaya verilmiş su gibi oldu. Kavrulmuş umutları yeşertiyor. Tantan: rutin dışı bir adam. Alışılmışın dışında bir hizmet sergiliyor.

Ona dönmeli...

Yaşa, varol demeli.

Fakat...

Durup düşünmeli:

Farkı ne?

Farkını fark edelim?

O, karmaşık-kanlı ilişkilerin saklandığı bir depoyu mu keşfetti? Gazeteci Uğur Mumcu'nun sadece istihbarat örgütlerinin becerisiyle yerleştirilebilecek patlayıcıyla havaya uçurulmasından bu yana 7 yıl geçti.

7 kocaman yıl...

Bu geniş zaman dilimi içinde Sadettin Tantan'a gelinceye kadar tam 10 tane İçişleri Bakanı geldi, görev aldı. Fakat hiç birisi Tantan'ın kısa zaman içinde bulabildiği ilişkiyi çözemedi.

İsmet Sezgin...

Mehmet Gazioğlu...

Nahit Menteşe...

Teoman Ünüsan....

Ülkü Güney...

Mehmet Ağar....

Meral Akşener...

Murat Başeskioğlu....

Kutlu Aktaş...

Cahit Bayar...

Bu 10 isim, 7 yıl boyunca sırasıyla İçişleri Bakanlığı yaptılar. 170 bin kişilik polis örgütünü yönettiler. Her türlü imkanları vardı. Ve herbiri bakanlık koltuğuna ilk oturduğu gün; "Vuranı bulunmayan cinayetler düğümünü çözmeye" söz vermişlerdi.

Fakat sözde kaldılar.

***

Sadettin Tantan ise, kanlı ilişkiler deposundan burun cımbızıyla kıl çeker gibi kanıtları bulup çıkarmaya ve cinayetlerin köküne yönelerek başarıyı şıp diye buluverdi.

Bu 10 ismin...

Tantan öncesi...

Bu 10 içişleri bakanının...

Söyleyecek bir lafı yok mu?

Buradan onlara sesleniyorum, "İçinde bulunduğunuz kabak gibi oturmuşlar alametlerini açıklayacak..." bir sergilemeniz varsa, bana bildirin. Bu köşeden halka yazayım.

Yorumlara bakın:

Yazıp, söylüyorlar ki;

Tantan cesur ve namuslu...

Ve polis teşkilatını tanıyor.

Öncelikle içişleri bakanı olmuş birinin çok da cesur olması gerekmiyor. Çünkü onu korkutacak bir güç kalmıyor ve bütün devlet onu koruyor. Namuslu olmak da bir meziyet değil. Namuslu olmak herkesin elinde. Polis teşkilatını tanımak ise Tantan'a en son yakıştırılacak bir özellik. Tantan, polis teşkilatından ayrılalı neredeyse 15 yıl olmuş. 15 yıldır ayrı olduğu, karakol komiserinden, emniyet müdürlerine, istihbarat birimlerinden, parmak izi alıcısına kadar hemen hemen yüzde 90 değişime uğramış 170 bin kişilik polis örgütünü Tantan nasıl tanıyabilir?

***

Bu durumda;

İki şey ürkütüyor.

Acaba Tantan doğru mu söylüyor? Tantan doğru söylüyorsa; gizli kalmış kanlı cinayetleri yapanlar tek tek yakalanıyor ve "gerçekler arşivlerde duruyor" diyerek olayların köküne iniliyorsa biz Tantan öncesi 10 içişleri bakanı döneminde çok kötü mü yönetildik.

Belli ki kötü yönetildik.

Aptal yerine konulduk.

Tantan doğru söylüyorsa...

Halkın umudu oldu...

Düğümleri kılıç gibi kesti.

Çözülmezi çözdü..

Halk onu efsaneleştiriyor.

Gençlere de örnek oluyor.

Yetkili ve sorumlu koltuklarda oturup; bu kadar cinayet, bu kadar rüşvet, bataklık, çürüme, yozlaşma, kara para, eroin sermayesi ile kanlı ilişkiler karşısında susarak kabuklarına çekilmiş sümüklü böcek hayatı sürenlere de uyarı oluyor.

Tantan; rutin dışı...

"Hatalıysam bildirin!"

Önce askeri araçların arkasında yazılmaya başlandı. Bir telefon numarası veriliyor ve yanına da "Hatalı sürüş yaptıysam bildirin" deniyordu. Bir iç denetim, yaya yürüyene, halka, trafiğe, kurallara, kanunlara saygı. Askerlerin başlattığı bu güzel uygulamayı; bazı kamu kuruluşları ile araçlarla pazarlama dağıtımı yapan bazı özel sektör kuruluşları da örnek aldı.

Onlar da yazdılar:

"Hatalıysam bildirin"

Ve telefon numarası verdiler.

Fakat bu örneği polis araçları nedense benimsemedi. Niçin benimsemedi? Polis halkın üstünde mi?