Türkiye Ligi finali oynanıyor. Kazanan hem Türkiye'nin en büyüğü olacak artı gelecek yıl ülkemizi Suproleague'de temsil edecek tek takım unvanını alacak. Üstelik iki takım arasında büyük bir rekabet var. Tofaş iki yıldır Türkiye'nin en büyüğü, bütün kupaları topluyor. Efes ise Avrupa'nın zirvesine oynuyor. Mükemmel bir seri, mükemmel bir maç için her şey tamam da sahadaki oyun hakikaten felaket.
Galiba iki takım oyuncuları da bir an evvel duş yapıp rahat rahat G.Saray maçını seyretmeyi düşünüyorlardı. Toplam şut yüzdesinin 44.6'da kaldığı, üstüne üstlük toplam 47 tane 3 sayılık atışın kullanıldığı bir maç olmasını beklemiyorduk. Bunun sonucu tek bir anlama geliyor. Oynamaktan çok oynatmamayı düşünen iki takım hücumda çok zorlanıp devamlı zorlama atışlar kullandılar. Çözemedikleri savunmaya karşı sürekli topu dışarıdan potaya yolladılar.
Tatsız, tuzsuz, bir o potada, bir bu potada serseri topların olduğu, beklentileri de düşününce finalin ilk maçı gerçekten keyifsiz geçti. Rivers ile İbrahim ve Hüseyin'i ayrı tutuyoruz. Gerçekten sahada oynamak isteyen daha doğrusu kazanmak isteyen onlardı. Sonuçta seri 7 maç. Hiçbir şey belli değil. Sadece Efes bir adım öne geçti. Basketbol ise bir adım geriye.
