kapat

18.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Topkapı

DÜNKÜ yazımızda Dünya Bankası'nın "Türkiye Kültürel Miras Projesi"ne yapacağı 30 milyon liralık desteği, "projenin altyapısının sağlam kurulmadığı" gerekçesiyle askıya almasından söz etmiştik. Tüm AB üyesi ülkelerin kentleşme, imar ve kültür politikalarını "koruma" temeline oturttukları bir dönemde, ülkemizde "koruma" kavramının ne yazık ki "atıl ve battal statükoların korunması" mantığı yörüngesinde uygulandığını belirtmiştik. "Koruma"nın yetersizliğinden ve tarih/kültür mirası eserlerin sahipsizliğinden örnekler de vermiştik.

BU bağlamda bir örnek daha vermek istiyorum. Topkapı Sarayı Müzesi'nde geçen yılın Eylül ayında meydana gelen hırsızlık olayıyla ilgili idari soruşturma sonuçlandırıldı. Müze müdürü, iki yardımcısı ve 15 kadar görevli, çok değerli bir "Kelam-ı Kadim"in çalınmasında kusurlu görüldü. Hırsızlık sırasında bazı nöbetçilerin ya görev yerinde ya bulunmadığı, ya da uyuduğu müfettiş raporlarında vurgulandı. Bu nöbetçilerin, hırsızlığın olduğu bölümdeki gözetleme kamerası ve aydınlatma sistemi arızalarını idareye bildirmeyi ihmal ettiklerinin de altı çizildi. Müfettiş raporlarına göre müzede fiziki kontroller periyodik ve ciddi şekilde yapılmıyor, kontrol defterleri zamanında imzalanmıyordu.

OLAYDA ihmali bulunduğu belirtilen personel için mevzuatın öngördüğü en hafif ceza "uyarı"; en ağırı ise "aylıktan sekizde bir oranında kesinti". Topkapı Sarayı'ndaki hırsızlık olayında ihmali görülenler, bu sınırlar içerisinde kalacak cezalar alacaklar, görevlerine devam edecekler.

CEZANIN kesin çözüm olduğunu düşünüyor değiliz. Ama, olaylardan ders ve ibret alınmayıp "statüko"nun aynen sürdürülmesini son derece yanlış ve sakıncalı buluyoruz. Topkapı Sarayı Müzesi'nde benzeri olayların tekrarlanmaması için köklü iyileştirmelere gidildiğine, ayağı yere basan önlemler alındığına ilişkin somut girişimler henüz gözlenemiyor.

"KORUMA" kavramını çağdaş/batılı ölçeklerde algılayamadığımız, bu espride uygulamaya koyamadığımız sürece, "çağdaş uygarlık çizgisi"nin doğru tarafında durmamız da zorlaşır.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır