kapat

13.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber Ýndeksi
Yazarlar
Günün Ýçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Ýstanbul
Ýþte Ýnsan
Astroloji
Reklam
Sarý Sayfalar
Arþiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ.
CENGÝZ ÇANDAR(ccandar@sabah.com.tr )


Soru Ýþaretleri...

Uður Mumcu suikastinin açýða çýkarýldýðý iddiasýyla sürdürülen operasyon, bir devlete, üstelik deneyimli ve cidd” bir devlete asla yakýþmayacak bir uslžpla yürütülüyor. Yakalandýðý iddia kiþilerin gerçekten bu suçu iþleyip iþlemediklerini bilemiyoruz ama ortada bir "hukuk devleti" manzarasý ve bir "dýþ politika sahibi devlet" bulunmadýðýný, bu operasyon sayesinde bilebiliyoruz...

Yargý süreci baþlamadan insanlar katil ilân edilebilir mi? Suçlarýný itiraf etmiþler... Peki, ya mahkemede çýkýp, tertibe kurban gittiklerini ve faka bastýrýldýklarýný söylerlerse ne olacak? Hukuk tabiriyle "subut bulmuþ bir suç" var mý ortada? Türkiye'nin en önemli ceza hukuku adamýyla konuþtum; "kuþkulu" olduðunu ve izlenen yöntemin bir dizi sakatlýkla malžl olduðunu söyledi.

Sözde ortada yayýn yasaðý var ama bütün gazetelerde krokilerle "suikast" açýða çýkarýlarak anlatýlýyor. Bir hukuk devletinde bu tür bir soruþturmanýn ciddiyeti olabilir mi?

Bu iþin arkasýnda "parmaðý" bulunduðu iddia edilen Ýran'a gelince... Ýran, Türkiye'nin komþusu. Türkiye-Ýran sýnýrý, Türkiye'nin en güvenli sýnýrý. Ta 1639 Kasr-ý Þirin Anlaþmasý'ndan beri ayný sýnýr duruyor. Her iki ülkenin birbirinden "irredentist" yani toprak talepleri olmamýþ. Nüfuslarý ayný büyüklükte. Yüzölçümleri, bölgenin iki en büyüðü. Ýran nüfusunun üçte biri Türkçe konuþuyor. Rejimleri farklý. Ancak, bu farklýlýk, farkýn en büyük olduðu Humeyn”, Türkiye'de ise 12 Eylül asker” yönetimi döneminde bile iki ülke arasýnda hasmane iliþkilere yol açmamýþtý. Her iki ülke, realpolitik'in kurallarýna uyarak, komþuluk iliþkilerini, tüm rejim farklýlýklarýna ve üstelik Ýran'ýn adeta bir "devrimci Thermidor" dönemi yaþamasýna ve "devrim ihracý" için çýrpýnmasýna raðmen, düzgün biçimde sürdürebilmiþlerdi.

Þimdi Ýran, þiddetli reform rüzgârlarýnýn estiði bir ülke. Ýran'da son derece yaygýn ve güçlü bir reform talebi kitleleri sarmýþken ve bu çizgi ile "Ýran derin devleti" amansýz bir mücadele içine girmiþken; yani Ýran, çevresinden akýllý bir dýþ politikaya muhatap bir ülke halindeyken, bu "Ýran parmaðý" teranesi neyin nesidir?

Hangi Ýran?
Ortada iki tane Ýran var. Daha önce de böyleydi. Kim suçlanýyor burada? Hangi delille? Suçlarýný itiraf ettikleri ileri sürülen ve mahkemede ne yapacaklarýnýn garantisi olmayan iki kiþinin anlattýklarýyla, "Ýran!" adýnda bir suçlu ilân edilir mi?

Bölgenin onca yüzyýllýk devlet yönetimine sahip, üstelik Avrupa Birliði'ne aday bir ülke böylesine derme çatma bir dýþ politika anlayýþýna sahip olabilir mi?

Peki, eðer gerçekten bu iþin arkasýnda "Ýran parmaðý" varsa, buna inanýlýyorsa, bunun "müeyyide"si, yeni deyimiyle "yaptýrým"ý nedir? Türkiye, Ýran'dan suçlularýn iadesini mi isteyecektir? Yoksa, diplomatik iliþkileri mi kesecektir? Veya, savaþ mý ilân edecektir, ne yapýlmak isteniyor?

Bu ülkenin Dýþiþleri Bakaný yok mudur? Bu ülkenin Dýþiþleri Bakaný'nýn Ýçiþleri Bakaný ile irtibatý yok mudur? Bu ülkenin Baþbakaný'nýn dýþ politika sorumluluðu yok mudur?

Yani, Türkiye'nin Ýran politikasý var mýdýr? Varsa, nedir? Yoksa, bu Uður Mumcu suikastý soruþturmasý vesilesiyle estirilen hava, Türkiye'nin Ýran politikasý mýdýr?

Türkiye'nin ECO'da bir rol oynamaya niyeti var mýdýr? ECO toplantýsýnda kimle temsil edilecektir? Cumhurbaþkaný ile temsil edilmesi gerekiyordu; bu durumda Ahmet Necdet Sezer'in Tahran'a gitmeyeceði bildiriliyor.

Ýki soru: Eðer, Süleyman Demirel, süresi uzayarak Cumhurbaþkaný kalsaydý; Uður Mumcu cinayetinin failleri, arkalarýndaki "Ýran parmaðý" ile tam da bu sýrada ortaya çýkarýlacak mýydý?

Soru iki: Ýran'a gitmeyeceðini Ahmet Necdet Sezer açýklamadý. Dýþiþleri açýkladý. Gerçi, Sezer daha ayýn 16'sý gelmediði için böyle bir açýklama yapmadý, yapamazdý. Ancak, Dýþiþleri'nin Cumhurbaþkaný sýfatý taþýyan insanýn yetkilerini, kiþiliðini ve sorumluluðunu bir kenara atýp, böyle bir açýklama yetkisi nereden gelmektedir? Bunun cevabý var mýdýr?

Son bir soru: Türkiye'nin ikidebir "isteri krizleri"ne tutulup lažbali görüntüler vermesi, artýk kabak tadý vermedi mi?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ. - Tüm haklarý saklýdýr