kapat

13.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Rumen işçinin gazabı
Romeo İvolona, yanında çalıştığı Öztürk Aydın'ın Türk vatandaşlığına geçen eşini ve çocuklarını kaçırdı

YILLAR önce binlerce Rumen vatandaşını Türkiye'ye sürükleyen rüzgara kapılıp gelmişti o da. Taşı toprağı altın diyorlardı İstanbul için. Hele Laleli işsiz binlerce Rumen'in geçim kapısı olmuştu kısa sürede. Adina şanslıydı da. Diğerleri gibi Laleli'nin arka sokaklarındaki fuhuş batağına saplanmadan mutlu bir yuva kurmuştu kendine.

VATANDAŞLIĞA GEÇTİ
Öztürk'le birbirlerini sevip evlenivermişlerdi. Adina öyle seviyordu ki eşini, evini ve doğduğu yerden binlerce kilometre uzaklıktaki bu ülkeyi, mahkemeye başvurup adını değiştirmekte bile tereddüt etmedi. Türk vatandaşı olduğu gün mutluluktan içi içine sığmıyordu. O da bir Türk idi artık.

ÇERESİZCE BEKLEDİ
Evlilikleri dört yılı tamamladığında "zamanıdır" deyip çocuk sahibi olmaya da karar verdi eşi ile birlikte. Önce kızı İlayda, ardından Batuhan doğdu. Her şey iyi gidiyordu açıkçası. Hiçbir sorun yoktu... Ya da onlar öyle sanıyorlardı. Bir ay kadar önce idi. Öztürk Aydın bir akşam eve geldiğinde uzun uzun zili çalmasına karşın kapı açılmayınca şaşırdı. Oysa Adina hiç bekletmezdi onu. Geleceği saati az çok bilir açardı hemen kapıyı. "Hayırdır" diye düşünerek çıkardı uzun zamandır kullanmadığı anahtarlarını.

Eve girip beklemeye başladı. Saatler ilerliyordu. Adina ve çocuklardan hala bir haber yoktu. Olabileceği yerleri aramaya başladı. Kendi akrabaları, Adina'nın arkadaşları... Hepsini aradı. Kimse bilmiyordu. Yer yarılıp içine girmişlerdi sanki. Polise koştu sonra. Gece boyu ifade verip karısını, çocuklarını bulmalarını istedi.

Sonra eve döndü. Perişan ve çaresizdi. Ertesi, daha ertesi gün hep karakoldaydı. Olaydan dört gün sonra çocukları evin önüne bırakıldı. Minicik bedenleri çürük içindeydi.

Dövülmüş, tekmelenmişlerdi. Gözleri korku doluydu. Zorlukla anlattılar olanları. Babalarının işyerinde çalışan Rumen Romeo İvelona kaçırmıştı onları. Karısı ve çocuklarıyla birlikte Romeo'nun da ortadan kaybolduğunun farkında değildi Öztürk Aydın. Dükkanla hiç ilgilenmemişti ki.

TELEFONLA ARADI
Birkaç gün sonra da Adina aradı onu. Cep telefonundan aramıştı. Kısık sesle konuşuyordu. Kötü durumda olduğunu söylüyor, kendisini kaçıranların fidye istedeğini belirtip, "Beni kurtar" diyordu. O sırada aldılar elinden telefonu. Bir kadınla bir erkek sesi duyabildi yalnızca. Kötü davranıyorlardı karısına. Hem de çok kötü... Polise koştu yine. Öğrendiklerini anlattı. Romeo İvelona'nın eşkalini verdi. Şimdi iyi bir haber bekliyor polisten. Karısına kavuşacağı günü bekliyor.

ÖZER KILIÇ


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır