kapat

29.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
MURAT BİRSEL(mbirsel@sabah.com.tr )


Neden TL'den altı sıfır atılacak...

Ankara- Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel "TL"den altı sıfır atmayı yeniden gündeme getirdi, ortalık karıştı. Aslında fikir çoktandır kafalarda, emareleri bile var....

Gerçi ay sonu ama -cebinizde kalmışsa- bir 10 milyonluk çıkartın bakın, ilk bakışta bir 10 göreceksiniz, büyük punto. Ondan sonra (Çok yerinde bir "on" kullanımı oldu) gelen üç sıfır daha küçük punto yazılmış, geri kalan sıfırlar da silik basılmış!

Yani bu yönde bir çalışma var, on milyonun on lira olması için psikolojik ortam tedavüldeki banknotta mevcut!

İyi olur kötü olur tartışmaları arasında, Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'i aradım, "Altı sıfır atmanın gerekçeleri neler, konu yine gündemde, hatırlatır mısınız" diye sordum...

Laf aramızda, bu yazıda biraz özel konuşma aktarıyorum (off the record değil, yazılmama kaydı yok), çünkü Merkez Bankası'ndan bilgi istediğinizde genelde etüd eder 500 sayfalık rapor yollarlar.

Ben Gazi Erçel'e "Kısaca bir özetleseniz" dedim ve aktarılanı not düştüm...

* 1927 yılından 1981 yılına kadar (54 yıl) 1.000 TL en yüksek kupürlü banknot olarak kaldı. 1970'in ikinci yarısından bu yana da yüksek enflasyon yaşandı ve 1981 yılından bu yana üst değerde 10 kupürde banknot dolaşıma çıktı.

* Enflasyon hızına paralel olarak kupür büyütülmesine gidilememesi nedeniyle banknotlarımızın nominal değeri düşük kaldı.

* Kuruşlar kullanılamaz hale geldi.

* Vatandaş yabancı paralara yöneldi.

* Hesaplama zorlukları ve hataları arttı.

* Günlük hayatta kullanılan hesap makinesi, benzin pompası, taksimetre vb. birçok cihaz özel imalatla yapılır hale geldi.

* Parasal kayıt ve belgelerde sorunlar yaşanmaya başlandı.

* Temel öğretimde çocuklara matematik öğretimi zorlaştı.

Bunlara ben de bir tanesini ekleyeyim, katrilyondan sonra bütçe büyüklüklerini anlamak için dolara vurmak şart oldu!

***

Bu paradan sıfır atma işini bizden başka düşünenler olmuş mu?

Düşünmekle kalmayıp, yapan çok. Sıralayalım...

Almanya 1923'de oniki sıfır attı, 1948'de tek sıfır attı.

Arjantin 1970'de iki sıfır, 1983'de dört sıfır, 1985'de üç sıfır, 1994'de dört sıfır attı.

Brezilya 1967'de üç sıfır, 1970'de üç sıfır, 1986'da üç sıfır, 1989'da üç sıfır, 1993'de üç sıfır attı.

Bulgaristan 1999'da üç sıfır attı.

Fransa 1962'de 2 sıfır attı.

İsrail 1980'de iki sıfır, 1985'de üç sıfır attı.

Meksika 1993'de üç sıfır attı.

Polonya 1995'de dört sıfır attı.

Rusya 1947'de bir sıfır, 1961'de bir sıfır, 1998'de üç sıfır attı.

Yugoslavya 1966'da iki sıfır, 1990'da dört sıfır, 1992'de bir sıfır, 1993'de altı sıfır, 1994'de dokuz sıfır attı.

***

Gazi Erçel zamanlama konusunda hiç bir şey söylemedi ama genel kanı dolar 1.000.000 lira olduğunda altı sıfır atmak için uygun vakit gelecek, ondan sonra da bir dolar eşittir bir lira diye enflasyonsuz hayatımız -hayırlısıyla- bir dengeye girecek!

Cumhurbaşkanı tamam, sırada neler neler var!

Sabah Ankara Bürosu'ndayım, "Cumhurbaşkanı belli oldu, rahatladınız" dedim... "Nerede o günler" dediler (Başta Emin Özgönül olmak üzere!).

Dediklerine göre, Cumhurbaşkanlığı sonrası, bir kabine değişikliği "furyası" yaşayacağız.

Değişiklik sadece Mesut Yılmaz'ın kabineye girme olasılığıyla sınırlı değil, koalisyon ortağı her partinin bakanlarında değişiklik yapması bekleniyor. Bakan değişiklikleri "Şu bakanlık bizden çıksın size geçsin, bakanı da şu arkadaşımız olsun" şeklinde yeni konsensüslerle gerçekleşecek.

Yeni Anayasa Mahkemesi Başkanı seçilecek.

Ekim'da büyük olasılıkla yeni bir Meclis Başkanımız olacak (Aslında Yıldırım Akbulut kendisine bu kadar az oy veren Meclis'in başkanlığını da bırakabilir, bana "Ben koltuğa bağlı değilim" demişti).

Bunların yanısıra gündemde...

* Af var.

* Tarım reformu var.

* Anayasa değişiklikleri var...

***

Ankara, (Hasan Cemal'in lafıdır) balık dolu bir deniz. Usta gazeteci bu balıkların büyüğünü yakalar. Bu tespit çok doğru ama bir yan unsur gözden kaçmasın. Ankara'dan hep Türkiye meseleleri işlenir, hükümet işlenir, Ankaralı unutulurdu.

SABAH, "Başkent" diye bir ek vermeye başladı, ilk sayısı dün çıktı.

Ekin ilk kapak yazısını yazan Şule Türker'in deyişiyle "Ankara politika, İstanbul yaşam" olmaktan çıktı!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır