kapat

29.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Harun Reşit, Auguste Comte, Karl Marx...

5. Abbasi Halifesi Harun Reşit, aynı zamanda bir zenginlik simgesi olarak geçmiştir dünya tarihine...

Rahmetli Refi Cevat, dünya tarihine bir zenginlik simgesi olarak da geçmiş Harun Reşit'in, "hayat zevki" anlayışını yansıtan bir anektodu tekrarlardı arada sırada.

Bir gün Harun Reşit'e sormuşlar:

- En sevdiğiniz şey ne oldu hayatta?

Harun Reşit:

- Dışarda yağmur yağarken içerde dostlarla oturup, bir şeyler içerek yarenlik etmek oldu, demiş.

Ah o hiç bir işe yaramaz gibi görünen konular üstündeki insanlığın ortak beyin ping-pongu...

Örneğin büyük pozitivist Auguste Comte, miniminicik 2 soru üstüne yaktığı bir projektörle, ortaçağ safsatasını bir anda kapatıvermişti:

- "Niçin"in yanıtını aramayın, bulamazsınız. İnsan ancak "Nasıl"ın yanıtını bulabilir.

"Niçin" dünyaya geldiğimizi bilemiyoruz, ama "Nasıl" geldiğimizi biliyoruz...

Ortaçağ ise hep "Niçin"in yanıtını arayıp, bir türlü çözümleyemediği "bilinmezler"i, yine bir türlü çözümleyemediği bir başka bilinmezle, "İlahi kudret"le açıkladığını sanarak geçirmiştir 1000 küsur yılı...

- Niçin dünyaya geliyoruz?

- Tanrı öyle istediği için...

- Niçin Tanrı öyle istiyor?

- Öyle istediği için v.s...

Ve işte Auguste Comte:

- "Niçin"in yanıtını boşuna aramayın, bulamazsınız; ancak "Nasıl"ın yanıtını bulabilirsiniz, demiş.

Böylece derin gibi görünen bir safsata bataklığını kurutuvermiştir...

Karl Marx da:

- Tek değişmeyen şey, değişimdir, demiştir.

İnce ince açıklamaya çalışmıştır ki, tüm Kozmos sürekli bir değişim içindedir. Ve insanoğlu da, Kozmos'un dışında kendine özgü bir "olgu" değildir. O da Kozmos'un içindedir ve Kozmos'un olanaklarını keşfederek; onları, hayatını daha kolaylaştırıp güzelleştirmekte kullandıkça; yaşam biçimi de sürekli değişmektedir... Bunu kendi çıkarları için durdurmak isteyenleri aşıp geçmek gerekir. Onlar "Statükocu"durlar ve Kozmos'daki sürekli değişime ters düşmektedirler. "İlericiler" ise Kozmos'daki sürekli değişimin temsilcileridirler.

Karl Marx bir şey daha söylemiştir:

- İnsanlık "Varlıklı olmaktan", "Var olmaya" doğru ilerler..

Ersin Arıoğlu gibi üst düzey dostlar takılır dururlar bana:

- Matematik bir insan icadı mıdır, yoksa bir insan keşfi midir; hep onu düşünüyorsun değil mi, diye..

İnsan Kozmos'da bulunmayan bir şeyi icat edebilir mi?

Görkemli bir beyin terasından bakmaktır bu, insana ve evrene...

Ve tıpkı bir senfoni dinler gibi, hiç bir avanta sağlamaz insana...

I.Murat döneminde, Boccaccio benzeri yazarlar olsaydı bizde de ve öyküler, romanlar yazsalardı... Kimbilir ne Rönesanscılar çıkardı buralardan da...

O büyük boşluklar, bazen yüzlerce yıl boyunca dahi bir türlü doldurulamıyor...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır